31 Mayıs 2010 Pazartesi

Almanları Lanetledik!

İki yıl önce, Euro 2008'in yarı finalinde Almanya'yla oynarken, tam 8 oyuncumuz sakat ya da cezalı olduğu için maça çıkamamıştı. Hatta oynayanlardan da ikisi (Rüştü 90 dakika, Tümer ise son birkaç dakika) sakat sakat oynamıştı. Herkes Almanya'nın, maçı farklı bir şekilde kazanacağını söylüyordu. Ama işler hiç de öyle olmamıştı. Almanlara, son dakikada yediğimiz golle 3-2 yenilmiştik.

Maçın üstünden iki yıl geçti. Şimdi Almanya, 2010 Dünya Kupası Finalleri'ne hazırlanıyor. 2008 haziranında, ilk 11'de oynayabilen 8 oyuncusundan yoksun bir takımı eleyerek finale çıkan Almanlar, 2010 haziranında, ilk 11'lerinde oynayabilecek futbolcuları teker teker kaybediyorlar!

Adler, Ballack, Träsch, Rolfes derken, şimdi de Westermann... Borges buna "Frings Laneti" diyor ama bence bu, bizim lanetimiz!

29 Mayıs 2010 Cumartesi

We Could Be The Host


Türk futbolu olarak, bir uluslararası turnuvanın daha ev sahipliğini kaybetmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Üç kez üst üste aday olup kaybettiğimize mi yanayım, geçildiğimiz rakibimizin bu turnuvayı 3. kez düzenleyeceğine mi, bilemiyorum.

İşin trajikomik yanı, Platini o zarfı gösterdikten birkaç saat sonra, Formula 1'in patronu Bernie Ecclestone bir açıklama yapmış. Beş senedir gereken ilginin yarısını bile gösteremediğimiz F1'in patronu, Türkiye GP'si için 10 yıllık yeni sözleşmenin imzalanmak üzere olduğunu söylemiş ve eklemiş: "Türkiye'de taraftar sayısının az olduğu doğru. Ancak F1 tarihi olmayan bir ülkede geniş kitlelere ulaşmanın zaman alacağı unutulmamalı. Cumartesi ve pazar günlerini beklemeliyiz. Eminim katılım geçen seneye göre daha iyi olacaktır."

Gerçekten şaka gibi. Ülkedeki en sevilen spor dalında bir ev sahipliği koparabilmek için yıllardır koşturup bir sonuç elde edemiyoruz; ama tribün kapasitesinin 4'te 1'ini ancak doldurabildiğimiz bir organizasyonu -inşallah- 10 yıl daha düzenleyeceğiz. Üstelik bu öyle fasa fiso bir organizasyon da değil, motor sporlarındaki en büyük organizasyon!

25 Mayıs 2010 Salı

Bir Başkadır İngiliz Koreografisi...


Öyle kartonlarla filan değil; adamlar resmen t-shirtlerle, 90 dakikalık koreografi yaptılar. Helal olsun...

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Santiago Bernabeu'da İtalyanlar


Çok fazla geriye gitmeyelim. Bundan 2 yıl önce, Real Madrid'le Roma, Şampiyonlar Ligi 2. Turu'nda eşleşmişlerdi. İlk maçı kendi sahasında 2-1 kazanan Roma, rövanşı da Madrid'de aynı skorla kazanarak turu geçmişti.


Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi'nde aynı grupta yer alan Real Madrid ve Juventus, önce Torino'da karşılaştı. Maçı 2-1 kazanan ev sahibi Juve, rakibini deplasmanda da 2-0 mağlup ederek, grup liderliğini büyük ölçüde garantiledi.


Real Madrid, bu sezon da grupta başka bir İtalyan'la, Milan'la eşleşti. İki takım, 3. maç gününde Madrid'de karşılaşıyordu. Sezon başında transfere büyük para harcayan Real Madrid, kadrosu zayıflayan Milan karşısında mutlak favoriydi. Ancak Milan, Santiago Benabeu'dan 3-2'lik galibiyetle ayrıldı.


Geçtiğimiz cumartesi günü oynanan Şampiyonlar Ligi Finali, Santiago Bernabeu'da yapıldı. Alman Bayern Münih'i 2-0 yenen İtalyan Inter, Bernabeu'da kazanan İtalyanların bir yenisi oldu.

Bir de unutmadan... İspanya'da düzenlenen 1982 Dünya Kupası'nın finali de Santiago Bernabeu'da yapılmış ve Federal Almanya'yı 3-1 yenen İtalya, şampiyon olmuştu.

23 Mayıs 2010 Pazar

Write The Future



Hayatımda izlediğim en güzel futbol reklamı... 2004 yılında yaptıkları Brezilya-Portekiz savaşı da unutulmazdı ama bu gerçekten bambaşka olmuş.

20 Mayıs 2010 Perşembe

Yazar Aranıyor

Blogu açalı 9 aydan fazla oldu. Ana konu futboldu ama bazen farklı konularda da yazdım. Genellikle çeşitli sebeplerle ihmâl ettim burayı. Hayatımın geçiş dönemi diyebileceğim bir yıl yaşıyorum. Birçok şey üst üste geldi. Hâl böyle olunca, blog da dâhil birçok şeyi ihmâl ettim. Yapmamam gereken, bana yakışmayan şeyler yaptım. Sahip olduğum, ya da en azından sahip olduğumu sandığım birçok şeyi kaybettim. Belki de bunların sonuncusu olan blogu da kapatıp kapatmamayı çok düşündüm. En sonunda, blogda yazacak yeni bir yazarla (belki de yazarlarla) yola devam etme kararı aldım.

Eğer blogumda yazılar yazmak istiyorsanız, burakeken@msn.com e-mail adresine, kendinizi tanıtan kısa bir başvuru maili atın. Gelen maillere göre (tabii eğer olursa!) birkaç gün sonra bir değerlendirme yapıp, karar vereceğim. Üç gün içinde hiç mail gelmezse de, toptan kapatım gideceğim...

Not: Bu yazı, bloga yazdığım 100. yazıymış! İşe bak...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...