27 Şubat 2011 Pazar

Arsenal'e Kupa Şansı




Uzun süredir kupa kazanmıyordu Arsenal.6 sene önce alınmış en son kupa..
Şimdi önlerinden çok iyi bir fırsat var.Carling Cup finalinde Birmingham ile karşılacaklar.
Maç öncesinde önemli eksikler var Arsenal'de..
Fabregas ve Walcott bu maçta oynamacak.Bu 2 oyuncunun eksikliği Arsenal adına büyük eksik olacak kanımca...
Ama Wenger'in uzun süredir kupa özlemi duyması nedeniyle takımı iyi hazırlayacığını düşünüyorum...Kupayı kazanan Arsenal olur..

Nuri'den Selamlarla...

Kimyası Değişen Takım : Köln


Ligin ilk yarısı bitiyor..17 hafta sonunda Köln 15 puanla düşme hattında..
Ligin 2.yarısı başlıyor.24.hafta maçının ardından Köln 29 puanla 11.sırada..

Mükemmel gidiyorlar ligini ikinci yarısında..17 maçta 4 galibiyet alan takım , 2011 yılında 7 maçta 4 galibiyet aldı.Üstelik bu galibiyetlerin içinde Werder,Bayern,Mainz,Freiburg gibi ligin güçlü ekipleri var.

Şöyle ki 4 galibiyetin 4'ünü de sahalarında aldılar.Werder 3-0,Bayern'i 3-2,Mainz'i 4-2 ve bugün Freiburg'u 1-0'la geçerek zorlu bir süreci geride bırakarak rahatladı.
Ayrıca hücumda etkinlikleri de iyice arttı.17 haftada 18 gol atmışlardı.Ligin ikinci yarısında 7 maçta 13 gole ulaştılar.Bundan dolayı Köln ikinci yarıdaki maçları çok zevkli geçiyor ve izlenesi maçlar oluyor.

Bana göre bu çıkışın temel sebeplerinden biri ileri uçtaki oyuncuların kendilerini göstermeleri,sorumluluk almaları..
Mesela Podolski..
Ligin ilk yarısında attığı gol sayısı 4 iken ligin ikinci yarısında 7 haftada 6 gol attı.
Aynı şekilde Novakovic'te Bayern ve Mainz karşılaşmalarında attığı 2'şer golle bu maçlardan 3 puan alınmasında önemli rol oynadı.
Podolski ve Novakovic Köln için çok önemli oyuncular.Onlar ne kadar iyi oynalarsa,ne kadar çok gol atarlarsa Köln o kadar daha fazla puan toplar.

Düşme hattıyla aralarında 5 puanlık bir fark oluştu.Fakat futbol bu ne olacağı belli olmaz.Art arda 3 maç kaybedersin,bakmışsın düşme hattındasın..
Bu nedenle daha fazla puan toplaması lazım Köln'ün..Bunun içinde deplasmanlardan galibiyetler alması lazım.Şu an sahalarındaki performanslarıyla ayakta kalıyolar.

Sonuç olarak Köln ligin ikinci yarısına çok iyi bir giriş yaptı ve rahatladı.Bugün de sahalarında aldıkları 1-0 Freiburg galibiyeti haftaya Borussia Dortmund karşısında puan kaybetme lüksü oluşturdu bir nevi...


Resim www.fc-koeln.de'den alınmıştır.

26 Şubat 2011 Cumartesi

Di Vaio



Marco Di Vaio...
Yaş 34,hatta bu Temmuz'da 35 olacak..
Fakat o gollerine devam ediyor.
Bugün Juventus'u 2-0 yendikleri karşılaşmada da takımının 2 golünün altında da onun ismi vardı.14 olan gol sayısını 16'ya çıkardı.Gol krallığı yarışında Eto'o ' yu geçerek 3.sıraya yerleşti.

Nuri Şahin



Fotoğraf Nuri'nin facebook sayfasından..Bugün Bayern'e attığı gol sırasında çekilmiş ve çok güzel bir kare..
NURİ SAHİNNNN !!!

Bielefeld'in Şanssızlığı : 1-1


Biefeled için artık umutlar yavaş yavaş tükeniyor.1-0 önde götürdüğün maçta 87.dakika da yenilen golle galibiyet kaçırmak,hele de 3 puana şiddetle ihtiyacın varsa çok moral bozucu olabiliyor.


Bielefeld 5.dakikada kullanılan kornerde önünde kalan topu ağlara yollayan Tadic ile 1-0'a getirdi.Bielefeld'in direncine rağmen 87'de aldığı pası göğüsüyle kontrol edip güzel bir vuruş yapan Klotz durumu 1-1'e getirdi.

Gollerden sonra 2.takımda birbirinin üzerine gitti.Fakat sonuç çıkmadı bu ataklardan..
Sonuç olarak iki takımda birer puanla ayrılmak zorunda kaldı.Biefeld açısından şansız ve moral bozucu bir maç oldu.Paderborn ise aldığı 1 puan düşmen hattıyla arasındaki puanı 6'ya çıkardı.

Haftaya Duisburg karşısında olacak Bielefeld.Çok zor bir maç olacak..Ama şunu söylemek lazım ki Bielefeld için işler artık çok zor..

Yazıyı bitirirken takım çok kötü olmasına rağmen stadyumda tahminime göre 15-16 bin taraftar vardı.Hatta daha fazla bile olabilir.Zaten bu sezon 12 bin ortalama tutturmuşlar..Tebrik etmek lazım vallahi Bielefeld'li taraftarları..

25 Şubat 2011 Cuma

Avrupa Ligi 3.Tur Eşleşmeleri



Dinamo Kiev - Manchester City
Benfica - Paris Saint Germain
Twente - Zenit
PSV Eindhoven - Glasgow Rangers
Bayer Leverkusen - Villarreal
Ajax - Spartak Moskova
Liverpool - Braga
CSKA Moskova - Porto

Dünkü maçların ardından 3.tur eşleşmeleri yukarıdaki gibi oluştu.

Dinamo Kiev - Manchester City : Turun favorisi City.Kupanın favorilerden biriler zaten.Kiev ise Beşiktaş'ı her iki maçta 4 gol atarak eledi.Ama bu goller Beşiktaş savunmasının yaptığı basit hatalardan geldiğini söylememiz gerekir.Bu nedenle City'ye gol dahi atabileceklerini düşünmüyorum.İlk maçta 0-0'lık sonuç çıkabilir..

Benfica - Paris Saint Germain : Benfica Stuttgart'ı 2 maçta da yenerek bir üst tura çıktı Cardozo'nun önderliğinden.Pozisyon açısından maçlarda çok zenginlik gösteriyorlar.Rakipte PSG..Bate karşısındaki ilk maçta aldıkları 2-2'lik beraberlik sayesinde çıktılar.Geçen sezonlara göre daha kaliteli ve iyi takımlar.Ama Benfica tura biraz daha yakın gibi gözüküyor.

Twente - Zenit : Bir önce ki turda yine bir Rus ekibi Rubin'i elemişti.Şimdi ise karşılarında Rubin'den daha zor bir rakip Spalletti'li Zenit var.Takımların kadroları birbirine eşit güçte.Özellikle Hollanda'daki maç çok zevk zevkli geçecek kanımca.Rusya'daki hava şartları nedeniyle iyi futbol beklemek biraz hayalcilik olur.Tur ortada..

PSV - Glasgow Rangers : Son dakika golüyle Lizbon'u eleyen Rangers'in rakibi Lille'i geçen PSV..
Rangers'ın hücum gücü sınırlı.Diouf transfer edildi o bölgeye.Fakat o da nokta bir forvet değil.Ama iyi defans yapıyorlar.
Şimdi karşılarından hücum gücü etkili olan bir PSV olacak.Dzsudzsak,Lens,Toivonen,Koevermans aklımıza gelenlerden..
Turun PSV'ye daha yakın olduğunu düşünüyorum..

Bayer Leverkusen - Villareal : İki maçında çok gollü geçeceğini düşünüyorum.İki takımda hücum yapmayı seven,elinde hücum yönünden etkili olan futbolcuları var.Ama gerek kadro kalitesi gerek 2.maçın İspanya'da olması sebebiyle turu geçecek ekibin Villareal olacağı kanaatindeyim.

Ajax - Spartak Moskova : Ajax,Anderlecht eşlemesinde ilk maçtaki şansı sayesinde tur atladı diyebiliriz.Anderlecht'in sayısız pozisyon artı penaltı kaçırdığı maçtan 3-0 galip ayrılıp bir nevi turu garantilemişti.Rakip Spartak Moskova.2.turda Basel'i elediler gollü maçların ardından.
Ajax ilk maçtan turu garantiler..

Liverpool - Braga : Son dakikalarda attığı golle turu geçen Liverpool'un bu turdaki rakibi Prag'tan daha güçlü olan Braga.İlk maç Anfield'da..
Liverpool'un gol sorunu olduğu göze çarpan bir gerçek.Braga'da ileride etkili silahlar var.
Suarez ve Carrol'un takıma katkısı bu turun kaderini etkileyecektir.
Şimdilik birşey söylemek zor..

CSKA Moskova - Porto : Paok'u eleyen CSKA ile Sevilla'yı eleyen Porto eşleşti.Yine renkli eşleşmelerinden biri.CSKA Moskova'nın henüz ligi başlamadı.Onlar hakkında pek birşey söylemiyoruz ama iki takımda da çok önemli silahlar var.Bu eşlemeden de her sonuç çıkabilir.

Basın Sözcüsü Kadroya Dahil Edildi


St. Pauli'de sakatlıklar çok can sıkıyor.Kadro kurmakta zorlanıyolar.
Bu nedenle teknik direktör Stanislawski basın sözcüsü Hauke Brückner'i kadroya davet etti.

Bakalım forma giyebilecek mi ?

23 Şubat 2011 Çarşamba

CSKA - Paok Maçından İki Kare





Dünkü CSKA Moskova - Paok maçından iki resim.
Resimler www.pfc-cska.com'dan alınmıştır.

Valencia Sahalara Geri Dönüyor


25 Eylül 2010 akşamı Manchester United - G.Rangers maçında Broadfoot ile girdiği ikili mücadele sonucu ayak bileği kırılmıştı.
Sezonu kapadığı bile konuşuluyordu.
Gel görün ki Antonio Valencia iyileşti ve takımla çalışmalara bile katıldı.Hatta 12 Mart'ta oynanacak Fa Cup maçında bile forma giymesi bekleniyor.

Peki Valencia kısa sürede nasıl iyileşti ?
Nasa'nın icadıyla..
Valencia astronatların uzayda egzersiz yapmaya uyum sağlamaları için üretilen su altında bile çalışabilen koşun bandından kullandı.Bunun yanında tesislerdeki hidroterapi havuzu da Valencia'nın iyileşme sürecini hızlandıran etkenlerden biri oldu.

22 Şubat 2011 Salı

Fc Kopenhag - Chelsea


Avrupa'da bu sene takip ettiğim takımlardan biri Kopenhag.Ligte çok rahat gidiyorlar ve puan farkını inanılmaz açtılar.
Avrupa'da ise Rubin,Barca,Pana gibi takımların olduğu gruptan çıkarak bana göre çok iyi bir iş başardılar.
Özellikle kendi sahalarında çok iyi oynuyorlar.Zaten bu sene sahalarındaki 3 Şampiyonlar Ligi maçında 2 galibiyet 1 beraberlik aldılar.Beraberliği Barcelona'ya karşı almışlardı ve o maçta çokta güzel oynamışlardı.
Bugün Chelsea ile karşılaşacaklar.Chelsea uzun süredir bir düşüşte.Geçen haftada Everton'a elendiler Fa Cup'ta..
Turun en önemli ayağı bu karşılaşma olacak bence.Çünkü Kopenhag turu geçmek istiyorsa bu maçtan iyi skorla ayrılmalı.Çünkü İngiltere deplasmanında kazanacaklarını düşünmüyorum..

Kopenhag son resmi maçını 3-1 kazandıkları 7 Aralık'ta 2010'da Panathianikos ile oynamıştı..Yaklaşık 2.5 aydır resmi karşılaşma oynamıyorlar.Fakat bu sürede de hazırlık maçları yaptılar.En son geçen hafta 5-0'lık Rosenborg galibiyeti vardı.

Ayrıca Gronkajær içinde değişik bir gece olacak..Eski takımına karşı forma giyicek.Bir ropörtajında Chelsea ile eşleşmek istiyoruz demişti...Bir nevi istediği oldu.

Sonuç olarak zevkli bir karşılaşma olacağını düşünüyorum.Özellike stadın atmosferinin çok iyi tahmin etmenin yanında 2000 yılında Galatasaraylıların bulunduğu kale arkasına bakmanızı tavsiye ediyorum.Takip ettiğim maçlarda en etkili grup o kale arkasındaydı.

Resim uefa.com'dan..

Arsenal Maçı Sonrası,Leyton Soyunma Odası




Pazar günü Arsenal'den beraberlik koparıp turu 2.maça taşıyan Leyton'ının soyunma odasındaki sevinç görüntüleri aşağıdaki linke..
Resimler kaydedilmediği için link vermek mecburiyetindeyiz..Bu arada bu mesajdaki resimde Leyton'un sitesinden..

Tıklayın

20 Şubat 2011 Pazar

Fa Cup'ta 6.Tur Eşleşmeleri


Bu haftaki 5.tur maçları bitmeden 6.turun kuraları da çekildi.

Stoke City vs West Ham/Burnley
Man City/Aston Villa vs Everton/Reading
Birmingham City vs Bolton
Man Utd vs Leyton Orient/Arsenal


Stoke evinde Brighton'u rahat geçti.Rakibi yarın belli olacak.West Ham - Burnley maçını galibiyle 6.tur karşılaşacaklar.

M.City 4.tur karşılaşmasını bugün bitirdi ve rakibi 5.turda Aston Villa oldu.Yine aynı şekilde 4.tur maçını bu hafta bitiren Everton 5.tur karşılaşmasında Reading'le karşılacak.Bu 2 eşleşmenin galipleri 6.turda birbirlerine rakip olacak.

Birmingham S.Wednesday'ı 3-0 ile geçerek bir üst tura çıktı.Rakibi ise bugün Fulham'ı deplasmanda 1-0 ile geçen Bolton oldu.

Crawley'i eleyen Man Utd'ın rakini Leyton vs Arsenal eşleşmesinin galibi olacak.Arsenal 1-0 önde götürdüğü karşılaşmada 89'da Téhoue'nin ayağından bir gol yedi ve maç öyle bitti.2.maç Emirates'te..Bizleri muhtemel Man Utd - Arsenal eşleşmesi bekliyor.

Maçlar 12-13 Mart tarihlerinde oynanacak...

Gladbach Düşmeyecek !


Dortmund'dan sonra Bundesliga'da sempatiği duyduğum takım Gladbach..
Dipteki tüm takımların puan kaybettiği haftada kazanmaları onlar açısından birçok şeyi değiştirecekti.
Ve kazandılar..Geriye düşmelerine rağmen 2-1 bir galibiyet aldılar.Böylece puanlarını Stuttgart ile eşitlediler...

Haftaya Wolfsburg deplasmanı..
İnanılmaz bir kritik maç..Son 4 maçtır kaybeden Wolfsburg'a karşı alınacak bir galibiyet hem umutları artıracak hem de puan kaybetme lükse sağlıyacak..

Şunu da ekliyelim Gladbach ligte kalmak istiyorsa şu önündeki 4 haftadan mutlaka mutlaka iyi puanlar çıkarması lazım.Sırayla maçlarını sayacak olursak Wolfsburg(d) , Hoffenheim(i) , Werder(d) , Kaiserslautern (i)..
Düşme hattındaki üç rakibiyle oynayacak...
Çok kritik haftalar çokkk..

Senenin Dördüncü Old Firm'ı



Old Firm'da bir başka sahne bugün oynanacak.Ligte maç fazlasıyla lider olan Celtic,Rangers'ı ağırlıyor.
Bu sene bir hayli maç yaptılar ki daha yapacaklarda.
İskoçya Premier Ligi fikstür sistemi nedeniyle yılda 3 kez karşılaşıyor.
Şu ana kadar 2 karşılaşma oynandı ligte.24 Ekim'deki ilk maçta Rangers'in 3-1 galibiyeti vardı.
2 Ocak'ta Ibrox Park'ta Samaras'ın golleriye gülen taraf Celtic olmuştu.Bugün de bu sene ligteki son karşılaşmalarını oynayacaklar.

Bunun yanında Celtic ile Rangers Federasyon Kupası'nda da karşılaştılar.6 Şubat ilk karşılaşma oynanmış 2-2 beraberlik çıkmıştı.2 Mart'ta ise 2.karşılaşma oynanacak..

Lig Kupası'nda ise finalde karşılacaklar.20 Mart saat 17:00 oynanacak bu karşılaşma senenin son Old Firm'ı olacak..

Bugünkü karşılaşmada bu sene ki 4. Old Firm'ı olma özelliğini taşıyor..

Yazıyı bitirken söyleyelim şu ana kadar ki 391 maçta Rangers'in 156,Celtic'in 141 galibiyeti var.94 maçta berabere bitmiş.

Griffin ve McGee'nin Smaçları






Porto 2-3 Beira Mar ( 23 Şubat 2002 )



Yukarıdaki maç Mourinho'nun teknik drektörlük kariyerinde kendi evinde mağlup olduğu son maç..Tarih 23 Şubat 2002.
O maçtan sonra 147 iç saha maçında yenilgi görmedi Mourinho Porto,Chelsea,İnter,Real Madrid takımlarının başındayken..
Haftaya çarşamba 9 yılını dolduracak..

19 Şubat 2011 Cumartesi

Bu Kadarı da Fazla yani



Forma Deportes Tolima'nın.
Forma üzerinde tam 12 tane simge var.Hangileri reklam onu pek bilmiyorum ama muhtemelen göğüsteki 4 simge reklamdır.

Resim'i futbolmundialkits.blogspot.com'dan aldık.

Bundesliga'da Düşme Hattı




Werder Bremen,Wolfsburg,Stuttgart...
Sezon öncesi bu takımlardan biri küme düşecek dendeysedi biri '' kafa mı buluyon olm sen bizimle '' derdi herhalde.Ama şuan ki durum gösteriyor ki durum gerçekten ciddileşti..

Stuttgart'ı geçen haftalarda kaleme almıştık.Bugünkü sonuçların ardından Wolfsburg ve Werder'inde iyice düşme korkusu hissettiği için bir yazı daha yazalım dedik.
Werder Bremen bugün Hamburg deplasmanında tam 4 gol yedi 14.sıradalar.Ligin en çok yiyen en az takımlarından biri olan Werder'i Mesut'un gidişi kuşkusuz çok etkilemiş.
Haftaya da Leverkusen'i ağırlayacaklar.Ardından Freiburg deplasmanı...İşleri çok zor.

Diğer bir hayal kırıklığı yaratan takım kuşkusuz Wolfsburg.Alınan galibiyet sadece 5..
Kötüler.Zaten teknik drektör Steve McClaren'de kovulmuştu.
Devre arası Dzeko'nun ayrılmasıyla hücum hattına Tuncay,Mbokani,Helmes,Jan Polak gibi oyuncuları kadrolarına kattılar.Fakat ligin ikinci yarısında 3 gol atabildiler.

Şimdi bir genelleme yapacak olursak yarın ki maçlar çok kritik.
Çünkü bugün Wolfsburg'un,Werder'in,Köln,Kaiserslautern'in puan kaybetmesi şüphesiz ki Stuttgart'ın iştahını kabarttı.Yarın Leverkusen deplasmanında kazandıkları taktirde Kaiser ve Wolfsburg'un 1,Werder'in 2 , Köln'ün 4 puan gerisine yerleşecekler.Gelelim Gladbach'a...
Evlerinde Schalke'i ağırlayacaklar.Diptekilerin hemen hemen hepsinin puan kaybettiği haftada kazanırlarsa umutlanacaklar.Puanları 19 olacak.Gerçekten yarının en kritik karşılaşmalarından biri..

12-Frankfurt 29 puan
13-Köln 26 puan
14-Werder Bremen 24 puan
15-Wolfsburg 23 puan
16-Kaiserslautern 23 puan
17-Stuttgart 19 puan
18-B.M.Gladbach 16 puan

Ara Transferde Dnipro ve Metalist Fırtınası


Ara transfer döneminde Dnipro ve Metalist gövde gösterisi yaptı adeta hele ki Dnipro ara transfer döneminde büyük paralar harcadı.
Basel'den Samul Inkoom'u aldılar 23 Ocak'ta.
5.3 milyon euroya mal oldu bu transfer.
İvan Strinic'ide Hajduk'tan 4.0 milyon euroya aldılar.
Bunun yanında forvete takviye olarak Braga'dan Matheus 1 milyon euroya kadroya kattılar.
Ve geliyoruz kulüp tarihinin en yüksek bedelli transferine.20 yaşındaki orta saha oyuncusu Giuliano 11 milyon euroya kadroya katıldı Internacional'den.Geçen sezon 49 maç oynamış.13 gol 8 asistle oynamış 20 yaşındaki Brezilyalı..

Geliyoruz Metalis'te..
Onlar da Güney Amerika'da Arjantin'den transferlerini yaptılar.
Fm 2010'un wonderkidlerinden biri olan Jonathan Cristaldo'yu 5 milyon euroya kadrolarına kattılar.Bunun yanında 6 milyon euroya Sebastián Marcelo Blanco'yu Lanus'tan takımlarına kattılar.

Sonuç olarak Ukranya'da ara transfer döneminde adından söz ettiren 2 kulüp Dnipro ve Metalist idi.Genç oyuncularada yönelmeleri ve bu kadar maddi yükün altına girmeleri takdir edilesice...

Resim uefa.com'dan...

Adam Rooney


Her ne kadar son günlerde kaçırdığı akıl almaz gol ile hatırlansada Adam Rooney'i çok güzel bir sezon geçiriyor.
İkinci ligten çıkan bir takım olan Inverness'in golcüsü Adam Rooney bu sezon ligte 13 gole imza attı.Kenny Miller'in ayrılmasıyla boşalan gol krallığı liderliğine yerleşti.

Bunun yanında İskoçya Kupası'nda 3 , Schottischer Ligapokal 'da ise 2 gol bulunuyor.Bu da 18 gol demek oluyor..

Bunun yanında ligte 7 İskoçya Kupası'nda 3 CIS Insurance Cup'ta ise 2 asist olmak üzere toplam 10 asisti var.

2008 yılında Stoke City'den 50 bin euroya transfer olan Adam Rooney Inverness formasıyla çıktığı 90 maçta 42 gole imza attı.Geçen sezon takımının bir üst lige çıkmasında da büyük yarar sağlayan Rooney 35 maçta 24 gol 11 asistlik bir performans sergilemişti.

Menez'den Mükemmel Gol



Hazır videolar ile başlamışken devam edelim.
Roma'nın 3-2 yenildiği Shaktar maçından çok güzel bir ayak için..

Atamayana Atarlar



Dün gecenin en zevkli maçlarından biri olmuş Anderlecht - Ajax maçı..
Anderlecht'in kaçırdığı pozisyon sayısını sayamadım...

17 Şubat 2011 Perşembe

Final: Bırakıyorum...

Ne söylesem, söze nasıl girsem, gerçekten bilemiyorum. Blogu ilk açtığım zamanlar, yaklaşık 1,5 yıl önceki o heyecanlı hâlimdeyken, bu blogda bir gün veda yazısı yazacağım hiç aklıma gelmezdi. Hem de bu kadar erken...

Önce, dün yazdığım şu yazıyı bir okuyun. Orada biraz bahsetmeye çalıştım. Özellikle o yazının son paragraflarını, bu yazının girişi kabul edin.

İnanılmaz bir çöküşün sonundayım. Hayatımda, her alanda dibe vurmuş durumdayım. Hep olumsuzluklar, üzüntüler, hayâl kırıklıkları... Neye elimi atsam boş çıktı. Her yeni deneme; yeni bir hüsran, yeni bir morâl bozukluğu olarak geri döndü bana. Başarılar, özlemim; başarısızlıklar, kaderim oldu...

Vedanın sebeplerini detaylandırmaya, dünkü gibi başlayayım. Aşk-meşk olayları beni çok etkiledi. Yalnızlık zor, bunu yaşayan tek kişi de ben değilim. Ama sadece benim başıma gelmemesi, etkilenmemem gerektiği anlamına gelmez. Yalnızlığın yanısıra, bu konuda, son 1 yılda yaşadığım 2 hüsran, beni epey yıprattı; her şeyden soğuttu. Bugünkü geldiğim noktanın belki de en büyük sebebidir bu.

Ses... Müzisyen olmak gibi bir hayâlim hiç olmadı. Ancak bundan 6-7 yıl önce olmak istediğimi kararlaştırdığım meslek için, ses çok önemliydi. O zamanlar küçüktüm, zamanla düzelir, sesim oturur, dedim. Belki hâlâ bunun için erken. 18 yaşındayım ve sesimin oturması için hâlen zamana ihtiyacım olabilir. Ama geçen 7 yılda sesimde en ufak bir değişim olmayınca, ben de artık hayâlime noktayı koyuyorum. Çok uzun zaman bu hayâlle yaşadım. Uğruna, ailemin büyük tepkisini aldığım ve -puanım hayli hayli yettiği hâlde- sayısalı değil de sözeli seçmek gibi önemli bir karar verdiğim hayâlime, belki de ulaşmaya çok az kalmışken son veriyorum. YGS'ye sadece bir ay kalmışken, kararlılığımdan dönüyor; kendimi âdetâ boşluğa bırakıyorum. Artık hedefsizim; bakacağız...

Başarısızlıklar, hayattan bezdirdi. Az önce de yazdığım gibi, neye elimi atsam, boş çıktı. Çok şeyle uğraştım, hepsinde başarısız oldum. Neler neler yaptım ama bir tanesi için bile, "Bak, ben şunu iyi yaparım." diyemiyorum! O zaman devreye şu olay giriyor: "Yapamıyorsan, yapma!" Ben de her şeyi bırakıyorum artık. Bugüne kadar uğraştığım her şeyi... Müzik olsun, spor olsun, internet olsun, PES olsun, blog olsun!..

Sportif başarısızlıklardan da çok etkilendim. Gerek eskiden tuttuğum takımım olsun, gerek milli takım olsun, gerek Fernando Alonso olsun; son zamanlarda hep başarısızlıklar yaşayıp, yaşattılar. Onlara üzüle üzüle, spordan soğudum. Heyecanımı kaybettim.

Bu blogu açarken büyük hayâllerim vardı. Futbolla ilgili ilginç düşüncelerim olduğunu, olaylara farklı açılardan bakabildiğimi düşünürdüm. Gündemle ya da aklıma gelen herhangi bir konuyla ilgili yazdığım yazıların, insanlar tarafından yorumlanıp; yeri geldiğinde eleştirileceğini, yeri geldiğinde beğenileceğini düşünürdüm. Ama hepsi boş çıktı. Belki 37 tane takipçimiz var, belki Blog İdman Yurdu sayesinde, her yazımızı 100 civarı kişi okuyor (ya da 100 kişi yazımıza tıklıyor) ama istediğim konuma bir türlü gelemedik. Yorum gelmeyen her yazı, beni yazmaktan soğuttu. Kendi kendime yazıyormuş hissi vermeye başladı ve bu noktaya geliş başladı. Belki sorun bendeydi; hiç, yoruma değer şeyler yazmadım. Belki de bu, gereksiz bir takıntı. Ama ne olursa olsun, morâlimi çok bozdu.

Son olarak, blogun bugüne gelmesinde büyük payı olan Blog İdman Yurdu'na çok teşekkür ediyorum. Blogun büyümesinin, -iyi ya da kötü- bugünkü hâline gelmesinin en büyük sebebidir BİY oluşumu! Blogumu kabul ettiklerinde, başlayalı henüz bir ay olmuştu. Yani bebeklikten onların yanında yetişti bu blog. Eğer her yazımızı ortalama 100'den fazla kişi okuyorsa, bugün 37 takipçiye ulaşmışsak; ne benim yazdıklarım, ne diğer arkadaşlarımın paylaştıkları; en büyük sebep, BİY üyesi olmamızdır. Onlar olmasa, belki bu yazıyı, bir yıl önce yazmış olacaktım. Var olun...

Blog İdman Yurdu dışında da teşekkür etmek istediğim yerler var. İsmini hatırlayamadığım 2-3 yerden, blogumuza ve şahsıma teklifler gelmişti. Sonuncusu, Maç Anıları'ndan gelen, karşılıklı destek teklifiydi. Hepsine, ilgilerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Bunların dışında, bana iyi dostlar, ağabeyler olan; yazdıklarıyla ufkumu açan, Galatasaray Formaları ve Lappappa ekiplerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Şu bilgilendirmeyi de yapayım ve yazıyı artık noktalayayım. Artık burakeken@msn.com adresine, bu blogla ilgili derdinizi yazmayın. Konuyla ilgili, p_o_w_e_r_11995@hotmail.com mail adresinden, thegunners16 nickli arkadaşım, Beysim Can'la iletişime geçin. Bundan böyle bu blogun tek yetkilisi odur.

İyisiyle kötüsüyle, 1,5 yıl burada yazdım. Güzel sayılacak bir süreçti. Ve artık bu maceranın sonuna geldim. Biliyorum, başlığı okuduktan sonra, ya "Sonunda defoldu" ya da "Güle güle" deyip, yazının geri kalanını okumadınız. Olsun.

Bugüne kadar bu blogu okuyan, takip eden, yorum bırakan, destek veren herkese sonsuz teşekkürler...

Hoşçakalın...

Bir değişiklik | Arsenal 2-1 Barcelona


1-0 öndeyken Keita - Villa değişikliği şüphesiz ki maçın kırılma anı oldu.Wenger'de bu değişikliği görünce 2 hücumcusunu oyuna alarak büyük bir risk aldı ve bu da maçı kazandıran hamle oldu..

2-1 kazandı Arsenal...Fakat savunmada sorunlar var.Özellikle son dakikalarda bu sorunlar belirdi ki ikinci maç için mutlak çözüm bulunmalı..Aksi taktirde ilk maçın kopyası olabilir.

16 Şubat 2011 Çarşamba

Şanssızlık içinde Şans



Ligin ilk yarısındaki mükemmel performansıyla ikinci sıradaki rakibine farkmış bir Borussia Dortmund vardı.
İkinci yarıda oyunsal anlamda bu performanslarını devam ettiriyorlar.Hele bazı maçlarda inanılmaz performans sergilediler.Ama bir şey var ki..
Şanssızlık peşlerini bırakmıyor.Yani öyle pozisyonları kaçırıyorlar ki akıl alır gibi değil...
İkinci yarının ilk maçı Stuttgart...
Fırsatları harcayan Dortmund.Son dakikalarda yenilen golle 2 puan kaybeden Dortmund.

Derbi maçı rakip Schalke.
Kaçan pozisyonların hakkı hesabı yok.Hani Stuttgart maçında kaçanların yanında denizde kum tanesi olarak kalır.Neuer'in devleştiği maçtan alınan puan 1.

Ve geçen hafta ki Kaiserlautern maçı.
82.dakika da öne geçti sonra kırmızı kart gör.Ardından 90.dakikada yenilen golle 1 puanı bırak..

Hani şanssız diyoruzda Dortmund bir yandan şanslı.Bir nevi şanssızlığın içinde şanslı gibi.
Puan kaybettikleri hafta yakın takipçileride puan kaybetti.Bu nedenle 3 maçta puan kaybı olmasına rağmen fark hala 10.

Yukarıda kaçan inanılmaz goller ile ilgili birkaç kelam yazmıştık.
Kagawa sakatlandı.
Lewandowski ve Barrios iyi oyuncular olmalarına rağmen nokta santrafor özelliklerinde değiller.Aslında Barrios bu rolü üstleniyor fakat sakatlandığı dönemlerde o bölgede çok sıkıntı çekti Dortmund.Bunun için Jurgen Klopp'un çözüm bulması gerekir ki çözümde kulübede.
Muhammed Zidan..

Wenger vs Barca


Bu akşam ki maç geçen senenin rövanşı olacak bir nevi.2-2 biten ilk maçın ardından Barca sahasında iyi bir futbolla galibiyete uzanmıştı.
Şöyle ki Guardiola'nın bu maç için pek fazla ek bir şey yapması gerekmiyor.Bir şey yapması gereken varsa o da Wenger'dir.

Barcelona'nın nasıl oynadığını,neler yaptığını sağır sultan biliyor.Wenger'in yapacakları maçın kaderini etkileyecek.

Aslında bu müsabaka bir sistem kapışmasıda olacak.Barca sistemi ile Wenger sistemi.

En önemli Mevki : Orta Saha

Wenger,bu maçtan iyi bir netice elde etmek istiyorsa mutlaka orta sahada baskı yapmalıdır.Baskı yapmadığı takdirde orta sahayı geçen Barcelona'nın gol bulamaması sürpriz olur.Bu nedenle orta sahadaki pres,Barcelona'nın bulacağı pozisyon sayısını etkiler.Bunun yanında topun Arsenal'de kalması her zaman bir avantajdır.Arsenal'in özellikle topun kendinde kalmasına gayret etmesi gerektiğini düşünüyorum.

İnter örneği :

Arsene Wenger'in uygulayabileceği taktiklerden biride geçen sene İnter'in uyguladığı '' Çanakkale Geçilmez'' .
Fakat bunda da pek başarılı olabileceklerini zannetmiyorum.O zamanın İnter'inde Mourinho gibi bir etkinin olmasının yanında İnter'in savunma oyuncuları daha iyiydi.
Ayrıca bu maçın Emirates'te oynanacağını düşünürsek böyle bir anlayışın olmayacağını düşünüyorun

Real Betis'in Presi :

Bu konuyu Rıdvan Dilmen Yüzde Yüz Futbol programında dile getirmişti.Barca 5-0 kazanmasına rağmen çok sayıda pozisyon vermişti.Real Betisli oyuncular Barcelona kalecisi daha autu kullanmadan stoperlere kadar basıyordu.Kalecide mecburen uzun oynuyordu.Bu da her zaman olmasada kimi zaman top kaybı demek.


Van Persie'nin Formu,Puyol'un Yokluğu:

Nasri'nin olmayacağı maçta Arsenal'in en önemli hücum silahlarından biri Robin Van Persie olacak.Hollandalı 2011 yılında şuana kadar 10 gole imzattı.Hele de Puyol'un olmayacağı karşılaşmada Arsenal'in gol atma şansını arttıran bir etken.

Hollanda Kulüpleri'nin İsveç Aşkı


Daha önce yazmıştık Alman kulüplerinin yeni pazarı Japonya diye..
Şimdi de Hollanda ekiplerini yazacağız..
Neresi burası tabii ki İsveç..

Özellikle forvet transferini buradan gerçekleştiriyor Hollanda kulüpleri.Ama burası yeni bir pazar değil uzun süredir Hollanda kulüplerinin markajında.

İsveç Allsvenskan liginin transfer rekorlarına baktığımızda ilk 7 sırada Hollanda'ya giden oyuncuların olduğunu görüyoruz.

Markus Rosenberg >>> Malmö'den Ajax'a 5.3 Milyon Euroya
Ari >>> Kalmaar'dan AZ'ye 5 Milyon Euroya
Afonson Alves >>> Malmö'den Heerenveen'e 4.5 Milyon Euroya
Toivonen >>> Malmö'den PSV'ye 4 Milyon Euroya
Berg >>> Göteborg'dan Groningen'e 4 Milyon Euroya
Bajrami >>> Elfsborg'dan Twente'ye 3.5 Milyon Euroya
Elm >> Kalmaar'dan AZ'ye 3 Milyon Euroya

Bunların yanında geçen sezon yine AZ'nin 2.5 Milyon Euroya Göteborg'tan kadrosuna kattığı Wernbloom'u unutmamız gerek..

Kuşkusuz bu işten en karlı çıkan takım Malmö..Sadece 3 transferden 13.8 Milyon Euro gelir elde etti.

15 Şubat 2011 Salı

Werdet Helden !



Resim Arminia Bielefeld'in sitesinden.
Sanırım , takım kötü gidince birlik çağrısı için böyle bir çalışma yapmışlar.

Semi Final: Dünden Sonraki Gün

Finale iki gün kala, bir sevgililer gününü daha, Erkin Koray'dan Yalnızlar Rıhtımı'nı dinleyerek geçirdim. Hani bir söz var ya: "Sevgililer günü de sıradan bir gün. Önemli olan sevdiğine her gün değer vermek." şeklinde... İşte o söz misâli, bana da sevgililer gününde yalnız olmak değil; diğer 364 günde de yalnız olmak koyuyor.

Bazı aşırı fanatikler de: "Tek aşkım, XYZ Spor Kulübü..." falan filan diyor. Benim için o da geçerli değil. Ben öyle fanatik bir taraftar değilim. Hoş, birkaç aydır, hiçbir takımın taraftarı değilim ya, neyse!..

Yaklaşık iki haftadır, Chris Martin (Coldplay), Şebnem Ferah ve Umut Kaya'nın seslerinin etkisindeyim. Üçünün de sesi birbirinden güzel.  Bu üçlünün, sırasıyla, "Violet Hill", "İstiklâl Caddesi" ve "Ver O Güzel Gözlerini" şarkılarını mutlaka dinlemenizi tavsiye ediyorum. Tabii, müzikten bahsediyoruz. Herkesin zevki farklıdır. Benim sevdiğimi siz sevmeyebilirsiniz; sizin sevdiğinizi ben sevmeyebilirim. Ama ben yine de önerimi sürdürüyorum. :)

Mısır'da Mübarek'in diktatörlüğü devrildi. Başarıya ulaşan isyanın, diğer ülkelere de sıçraması bekleniyor. Bakalım, hayırlısı...

Bu arada, Robert Kubica hızla iyileşiyor. İyileşme sürecinde, şu ana kadar her şey, olabilecek en iyi şekilde gerçekleşti. Aman nazar değmesin.

Türk ve dünya futbolunda da önemli gelişmeler yaşanıyor. "Gerçek" Ronaldo, futbolu bıraktı. İbrahim Üzülmez de Beşiktaş'tan gönderildi. Bu arada Barça puan kaybetti. Yarın da Emirates'e çıkıyor, Katalanlar. Güzel bir maç bekliyorum...

Nike, Adidas tazminatı için 7 Milyon Dolar ödemiş. Galatasaray artık hiç umrumda değil ama Nike'ın, bir Türk takımı için o kadar para harcaması çok enteresan. Haberin detayları: http://galatasarayformalari.blogspot.com/2011/02/7-milyon-dolar.html

Geçen gün Twitter'da yazmıştım, burada da yazayım. Gönül meseleleriyle ilgili kafamda yazdığım senaryoları, kitaplara, filmlere dökerdim. Ama bir türlü hayatıma dökemedim. Bugün yaşadığım mutsuzluğun, çaresizliğin, sonun en büyük sebebi de o: Çok düşünüp, az şey yapmak; hatta hiçbir şey yapmamak. Kullanamadıktan sonra, beyin bir hiç.

Karışık durumların içinde, karmakarışık gidiyorum. Bir yandan da bir boşluktayım. Gerçekten ne yapacağımı bilemez hâldeyim. Bir yandan bugünün mutsuzluğu, bir yandan gelecek kaygısı, yarının umutsuzluğu...

19 Mart 2009 gecesi, Ali Sami Yen Stadı'nda, Galatasaray'ın Hamburg'a 3-2 yenilerek elenmesi, tüm Galatasaraylılar gibi beni de çok üzmüştü. Ama o mağlubiyetin, aslında hayatımda bir milat olduğunu hiç tahmin etmezdim. O maç, benim için bir başlangıç oldu. O günden itibaren, geride kalan yaklaşık iki yıllık sürede, hayatımın büyük bölümü, hayâl kırıklıkları, morâl bozuklukları ve üzüntülerle geçti. O gece, üstüme nasıl bir lânet çöktüyse, iki yıldır kalkmadı. Hep olumsuzluk, hep olumsuzluk... Bu arada hiç güzel şey olmadı mı peki? Tabii ki oldu. Ama o da, 8-2 yenildiğiniz maçtaki o 2 gol gibiydi... Pek bir anlam ifâde etmediler.

Sondan bir önceki bu yazımda, havadan sudan, daha çok kendimden yazmak istedim. Son paragraflar, yarınki yazıma ipucu olsun. Yarın akşam büyük final var. Sakın kaçırmayın!..

Avusturya'da Şampiyonluk Yarışı



Geçen senelerde Salzburg'un domine ettiği ligte bu sezon fena bir yarış var.
İkinci yarı yeni başlamışken puan durumu yukarıdaki gibi.

Lider Ried , Avusturya Wien'e kaybedince rakipler ile arasındaki fark iyice eridi.Daha önce bu lige incelediğimizde Ried'in üst sıralara tutunması için güçlü rakipleri yenmeli demiştik.

Şu tabloya bakarsak Ried'in bu yarışı sürdüremiyeceği görüşündeyim.Bunun yanında Sturm Graz'da şampiyonluğu son haftaya kadar sürdüreceği kanaatindeyim.

Avusturya Wien geçen sezon 1 puan farkla şampiyonluğu kaçırmıştı.Son 11 haftada 10 galibiyet 1 beraberlik almışlar 6 maçlık galibiyet serisi yapmışlardır.Eğer bu senede bunu başarırlarsa zafere ulaşmaları sürpriz olmaz.

Salzburg ise sezon başı Avrupa maçları sebebiyle çok puan kaybı yaptı.Ayrıca Mark Janko'nun gidişiyle golcü sorunu oluştu takımda.Geçen sene 36 maçta 68 gol atan takım bu sezon 20 maçta 23 gol attı.Bu ciddi bir sorun.Tepedeki takımlarla oynarken ciddi sorunlar açabilir Salzburg'un başına.

14 Şubat 2011 Pazartesi

Ronaldo Luís Nazário de Lima

Arminia Bielefeld Eriyor



Bundesliga'da 2 senede bir görmeye alıştığımız takımların başında geliyordu Arminia Bielefeld.Bir sene düşüyor,bir sene çıkıyorlardı.Böylece 7 kere Bundesliga'ya çıkma rekorlarını ellerinde bulunduruyorlar.
Fakat bu sene hiçler hiçte iyi gitmiyor.
Yavaş yavaş alt lige doğru sürükleniyor takım.Tıpkı geçmiş yazımızda belirttiğimiz Stuttgart gibi.
Ligin ilk yarısında alınan 7 puan vardı.Devre arası takviyeler yapıldı ama oyunsal anlamda pekte ileri gidemediler.2011'deki 5 maçta 2 beraberlik çıkarabildiler sadece.

Önlerindeki fikstürlere baktığımızda hafiften bir umut ışığı doğumuyorda değil.Çünkü ikinci yarının ilk haftalarında Hertha Berlin,Bochum,Frankfurt,Cottbus gibi ligin iyi takımlarıyla oynadılar.Ve fikstürleri haftaya devam edecek Aue deplasmanıyla.Asıl iş ondan sonra başlıyor.İlk beş haftada oynadıkları takımlardan nispeten daha zayıf ekiplerle karşılacaklar.( Ingolstad hariç)

13 Şubat 2011 Pazar

'' NIEMALS 2.LIGA ''



Öncellikle yazıya başlarken belirtelim NIEMALS 2.LIGA,''İkinci Lig'e Asla'' anlamına geliyor.

Yaklaşık 10 gün önce alınan Mönchengladbach galibiyeti Stuttgart için çok önemliydi.
Nitekim Köln'ün kazandığı bir haftada 2-0 geriye düşmüşler,ikinci yarıda buldukları 3 golle galibiyeti almışlar.Mönchengladbach,Stuttgart'ın hemen altındaki bir takımdı.

Stuttgart ligte kalmak istiyorsa bir seri yakalamalı.Bununda fırsatının bulmuşlardı Gladbach maçıyla.Ama bu hafta sahalarından ligin rahat takımlarından Nürnberg'ten 4 gol yediler.

Maçın özetine bakın sadece.Stuttgart'ın ne kadar az pozisyon bulduğunu,deplasman takımı olmasına rağmen Nürnberg'in yakaladığı pozisyonları göreceksiniz.

Özellikle golleri hücuma çıkarken kaptırılan toplarla yediler.Orta sahadaki etkisizlik yine başlarına dert oldu.Gereksizce yapılan bir top kaybı ve bunları etkili kullanan Nürnberg vardı karşılarında.

İşleri çok zor.Haftaya Leverkusen ondan sonraki hafta ise Frankfurt deplasmanındalar.Ardından Schalke'yi ağırlayacaklar.

Juventus Arena




Juventus Arena , Juventus'un 2011-2012 sezonundan itibaren maçlarını oynacağı yaklaşık 41 bin kişilik bir stadyum..
1 Mart 2009'da yapımına başlandı ve çalışmalar halen sürüyor.Yukarıda dediğimiz gibi 2011-2012 sezonunda açılacak.

Maliyeti ise 105 milyon euro civarı bir rakam...
Juventus'un şimdiki karşılaşmalarını oynadığı Delle Appi'ye nazaran tribünlerin sahaya yakın bir stad olacak..

Diğer özelliklerine bakacak olursak;

15 bin kişilik kapasite daha sonra eklenebilir.
4 bin araçlık park alanı.
Toplam Yüzey : 355 bin metrekare.

İlk resim worldstadiums.com'dan ikinci resim www.juventus.com'dan alınmıştır.

Edinson Cavani


Palermo'dan ayrılıp Napoli'ye gidince şaşıran isimlerden biriydim.
Daha büyük bir takıma gitmesini bekliyordum.
Fakat kendisi için en doğru kararı vermiş gibi gözüküyor Uruguaylı golcü.
Gollerine devam ediyor.
Bu sezon Napoli'nin başarısındaki en büyük pay şüphesiz onundur.Ligte attığı 20 golün yanında Uefa Avrupa Ligi'nde son dakikalardaki golleriyle takımının üst tura çıkmasında en önemli pay sahiplerinden biriydi.

Uzun boyunun avantajını çok iyi kullanıyor.Bunu fiziği ile birleştirince zor bir forvet oluyor ki durduramıyorlar.
Bugünkü Roma maçında biri penaltıdan olmak üzere 2 gol ağlara yolladı.
Seria'daki gol sayısını 20'ye çıkardı Uruguaylı.
Avrupa Ligi'nde de 6 maçta 5 golü var..

Ayrıca attığı 20 golün 9'u takımının maçtaki ilk golü.

Sonuç olarak bu adamı izlemek büyük bir keyif.Tam bir golcü.
Bakalım sezon sonu ne kadar fiyat biçilecek..

FIFA U20 Dünya Kupası'na Adayız



Bu yıl Kolombiya'da düzenlenecek olan FIFA U20 Dünya Kupası'na adayız.
Birçok futbolseverin farklı bir gözle baktığı bir turnuva.Büyük ilgi görmesi sebebiyle futbolara iyi piyasa yapma şansı doğuyor.
Turnuvaya 2009'da Mısır ev sahipliği yaptı; 2011'de Kolombiya düzenleyecek.
2013'e de biz adayız..

TFF, Fifa'ya ; Antalya, Bursa, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Manisa, Rize, Şanlıurfa ve Trabzon şehirlerini önerdi.
Bu 10 şehrimizdeki 13 stat kazandığımız takdirde maçların oynanacağı yerler olacak.


Kişisel görüşüm ise umarım kazanırız.Kazanırız ki scout sistemi ülkemize uğrasın,hatta yerleşsin.Acaba merak ediyorum kaç tane kulübümüz şuan Kolombiya'daki turnuvayı takip ediyor ?

Art Arda 2 El Clasico



Oynanan yarı final maçlarının ardından Kral Kupası'nda finalin adı Real Madrid - Barcelona olmuştu.
20 Nisan tarihinde Mestella'da maç.

Bu maçtan üç gün önce ise bir değişiklik olmazsa, 17 Nisan günü Real ve Barca ligte kapışacaklar.
Bu da demek oluyor ki 3 gün arayla art arda 2 El Clasico...

17 Nisan 2011 : Real Madrid - Barcelona - Lig Karşılaşması
20 Nisan 2011 : Real Madrid - Barcelona - Kupa Finali

12 Şubat 2011 Cumartesi

Rooney'den Sevgiler

11 Şubat 2011 Cuma

Quarter Final: Yeni Tema

Neredeyse blogun açılışından beri kullandığımız temayı değiştirdik. Gidenin arkasından konuşmak olmaz ama, eski tema çok karışık ve kötü bir görüntüdeydi. Umarım bu tema daha güzel olmuştur. Önerilere açığız...

10 Şubat 2011 Perşembe

Lacina Traore Kuban Krasnodar'da



Unirea Urziceni ile büyük işlere imza atan Dan Petrescu'nun başında bulunduğu Kuban Krasnodar , ülkemizdeki takımlarlada adı sık sık anılan Lacina Traore'yi transfer etti.

O toprakları iyi bilen Petrescu belliki oradaki gelişmeleri yakından takip etmiş ki ,yeni '' Adebayor '' olarak adlandırılan oyuncuyu 4 milyon euroya kadrolarına kattılar.

2.03 boyuna rağmen hızlı ve teknik bir oyuncu olan Traore gerekirse tam bizim ligin topçusuydu.Hani fiyatıda 4 milyon euro olunca bizim kulüpler nerdeydi sorusu akıllar gelmiyor değil.Bana göre Kuban , 20 yaşındaki bir yıldız adayını ucuz bir miktara kadrosuna katmış.

Sonuç olarak Kuban iyi bir transfer yaptı.Üstelik ileride de iyi kar yapabilirler.
Takımın başında da Dan Petrescu var.Bu transferde onun payının çok olduğunu düşünüyorum.
Bakalım Urziceni'de gerçekleştirdiklerini Kuban'da yapabilecek mi ?

Ruud Gullit Terek Grozny'nin Başında



Los Angeles Galaxy döneminin ardından hiç takım çalıştırmamıştı Hollanda'nın ve Milan'ın efsanelerinde Ruud Gullit.
Ama yeni adresini buldu.1.5 yıllığına Terek Grozny'nin başında olacak.

8 Şubat 2011 Salı

Şans ve Acı...



Şans;
O'nu
Uzun zamandır göremiyorken
Sürekli arayıp,
Bir türlü ulaşamıyorken
Hiç ummadığın bir yerde
Hiç ummadığın bir zamanda
Bütün "diğerleri"nin ortasında
Ansızın karşında bulmaktır.

Acıysa;
O, seni hiç bilmediği için
Yüzüne hiç bakmadığı için
O'nu
Tüm yalnızlığınla
Usulca
Uzaktan uzaktan izlemektir.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Bir Sezon - 3 Lig


Kimden mi bahsediyoruz ?
Jason Puncheon'dan.
Dünkü Everton - Blackpool maçında Blackpool formasıyla Premier Lig karşılaşmasına çıktı ve 1 gol attı.Fakat ondan öte bu sezon İngiltere'nin 3 liginde yani Premier Lig,Championship ve Lig 1'de forma giydi.

Lig 1 yani League One'da Southampton fomasıyla 15 maçta forma giydi ve 1237 dakika süre aldı.
Ardından bir dönem Millwall'a kiralandı ve Championship'te 7 maçta görev aldı.619 dakikada 5 gol ağlara yolladı.
31 Ocak'ta ise Ian Holloway'in çalıştırdığı Blackpool'a sezon sonuna kadar kiralandı.
Ve bu hafta sonu oynanan Everton maçında forma giydi ve bir golde attı.

Puncheon basamakları teker teker atlayarak kendini Premier Lig'te buldu.Bakalım orada kalıcı olabilecek mi ?

Resim www.mkdons.com'dan alınmıştır.

Dualarımız, Robert Kubica'yla...

Formula 1 pilotu Robert Kubica, bugün İtalya'da katıldığı rallide çok ciddi bir kaza geçirdi. Durumu çok tehlikeli. Sağ tarafı büyük zarar görmüş. Eli ve bacağının durumu riskli. TSİ 15.00 sularında başlayan ameliyatı hâlen sürüyor. Doktorlar, bir hafta yoğun bakımda kalacağını, elinin alınıp alınmaması gibi hayâti kararın, bu bir hafta içinde verileceğini söylüyorlar.

Durum bu kadar kötüyken, spora geri dönmesi de epey zaman alacak. Ameliyatı yöneten uzman doktor, Kubica'nın, iyileşmesi hâlinde, dönüşünün 1 yıldan fazla süreceğini söylüyor. Dönsün de, biz buna da razıyız.

Dualarımız, Robert Kubica'yla... Böyle bir yeteneğin kaybolmaması, hele hele elinin alınması gibi tâlihsiz bir sonucun hiç doğmamasını umuyoruz. Gelişmeleri takipteyiz...

http://www.trf1.net/formula1_haberler/18934-kubica-rallide-kaza-gecirerek-yaralanmis.html

Premier Lig'te Geçen Hafta


Çok ilginç bir haftaydı Premier Lig adına..
Goller atıldı,ligte yenilgisiz takım kalmadı..
Ayrıca tam 8 kez penaltı düdüğü çalındı.

Bu hafta oynanan 10 karşılaşmada toplam 43 gol atıldı.Bunun yanında cumartesi günü oynanan 8 karşılaşmada 41 gol ağlara yollandı.Bu Premier Lig tarihinde en gollü gün olarak kayıtlara geçti.

Şüphesiz haftanın en üzüleni Arsenal.
Manchester United'ın yenildiği haftada son dakikalarda yedikleri goller ile 2 puan bıraktılar Newcastle deplasmanında.Hemde 4-0 öne geçmişlerdi.Fakat çıkan kırmızı kart ve 20 dakikada yenilen 4 gol ile birlikte ( 2'si penaltı ) 1 puan ile dönmek zorunda kaldılar.

Evet girişte ligte yenilgisiz takım kalmamış demiştik.
Manchester United'tı tek yenilmeyen.
Ligin dibindeki Wolves'e mağluğ oldular 1-0 öne geçmelerine rağmen. Fakat ilk yarı bitmeden Elekobi ve Doyle ile durumu 2-1 getiren Wolves skoru korudu.Ve 24 puana çıktı.

Pazar gününün en önemli karşılaşmasında ise Maviler ve Kırmızılar karşılaştı.
Torres'in ilk kez Chelsea forması giydi.Fakat kötü bir performans sergiledi.Liverpool'da ise Daglish etkisini göstermeye başladı.Meireles golüyle kazandıkları bu maç ile 4'te 4 yapmış oldular.

Haftanın en gollü karşılaşması 5-3 biten Everton - Blackpool karşılaşmasıydı.Zaten gollü bir maç olacağı kestiriliyordu az çok çünkü Blackpool'un maçıydı.
Efenim 4 golle Saha maçı yıldız ismi oldu.

Bana göre bu haftanın gol sayısı bakımından en sürpriz maçı Wigan'ın Blackburn'u 4-3 yendiği karşılaşma oldu.Kısır bir maç beklerken gollü bir maç oldu.

Diğer skorlar:

Stoke 3-2 Sunderland
Aston Villa 2-2 Fulham
West Ham 0-1 Birmingham
Tottenham 2-1 Bolton
M.City 3-0 WBA

6 Şubat 2011 Pazar

Berlin Derbisi'nde Kazanan ''UNİON''


Bugün cumartesinin en iyi maçlarında biri Berlin derbisiydi.
Oyunsal anlamda pek tatmin etmesede tribünsel anlamda gayet doyurucu bir maçtı.

Ligi domine eden ev sahibi Markus Babelli Hertha Berlin ev sahibi olduğu maçta bir başka Berlin temsilcisi olan Union Berlin'e 2-1 mağlup oldular.

13.dakika da Hubnik kafasıyla öne geçti ev sahibi Hertha.Fakat 37'de Mosquera durumu 1-1'e getiren golü attı.

İkinci yarı belli bölümlerde 2 takım birbirine üstünlük kurdu.Ama pozisyon anlamında Hertha daha zengin bir görüntü çizdi.Fakat 72.dakikada Mattuscka'nın güzel frikik golüyle durumu 2-1'e getiren Union galibiyet uzandı.

Union Berlin bu galibiyetle ligin düşme hattında iyice uzaklaştı ki düşmelerini de istemem.Bundesliga 2'ye renk katan takımlardan biri olduğunu düşünüyorum.

Hertha Berlin ise kaybetmesine rağmen liderliğini koruyor 42 puanla.Dün Ausburg'un kazanmasıyla puan farkı 2'ye düştü.

Sonuç olarak olimpiyat stadının bir tarafının mavi bir tarafının kırmızı olduğu bir maç izledik.
Ama şunu söylemeliyim ki Hertha taraftarına bu lig yakışmıyor.39 bin ortalama..Mükemmel...

Resim www.bundesliga.de'den alınmıştır.

3 Şubat 2011 Perşembe

Herşey Böyle Başladı



Gururumuz Nuri Şahin'in kendi facebook sayfasında paylaştığı ve altına ''herşey böyle başladı'' yazdığı resim..

Yeni Oyuncu Pazarı : Japonya


Bu sezon Japonya'dan Avrupa'ya açılanların sayısı bir hayli arttı.
Birde Jurgen Klopp'un Kagawa gibi bir yeteneği çıkarmasıyla Japon futbolcu piyasası daha bir dikkatle izlenir oldu.Devre arasıda birçok oyuncu Avrupa'ya açıldı.
Sezon başında beri Japonya'dan Avrupa'ya giden Japon oyunculara bakacak olursak ;

Michihiro Yasuda >>> Gamba Osaka'dan Vitesse'ye
Akihiro Ienaga >>> Gamba Osaka'dan Mallarco'ya
Eiji Kawasjima >>> Kawasaki'den Lierse'e
Chong Tese >>> Kawasaki'den Bochum'a
Kisho Yano >>> Niigata'dan Freiburg'a
Daisuke Sakata >>> Yokohama'dan Aris'e
Tomoaki Makino >>> Hiroshima'dan Köln'e
Atsuto Uchida >>> Kashima'dan Schalke 04'e
Shinji Okazaki >>> Shimizu'dan Stuttgart'a
Sjinji Kagawa >>> Cerezo Osaka'dan B.Dortmund'a
Yuki Abe >>> Urawa'dan Leicester City'ye
Hajime Hosogai >>> Urawa'dan Bayer Leverkusen'e


Özellikle Alman kulüplerinin çok rağbet gösterdiğini söylebiliriz ki daha gösterecekler gibi görünüyor

Yeni Brezilya Formaları




Nike'ın Brezilya için yaptığı yeni formalar.
Sade ve çevreci ürünlerle yapılmış bir forma.
Tabii hemen dikkati forma üzerindeki yeşil şerit çekiyor.
Yeşil şerit Brezilyalıların sanatçı ve sert yönünü temsil ediyormuş.
Ayrıca her bir forma için 8 adet geri dönüştürülmüş pet şişe kullanılıyor.

Bilgiler transfermarkt.tr'den,fotolarda www.kitbag.com'dan alınmıştır.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...