Solskjaer'li Molde Şampiyon

Bir teknik direktör düşünün.İlk ciddi deneyiminde hiç şampiyon olmamış bir takımı alıyor ve o kadar güçlü takıma rağmen ipi göğüslemeyi başarıyor..
O isim Ola Gunnar Solskjaer...

Henüz ilk ciddi deneyimi Solskjaer.Daha önce Manchester'in rezerv takımını çalıştırmıştı.
Aslında bakarsınız lige kötü bir giriş yapmışlardı.Üç maçta sadece iki puan alabilmişlerdi.Fakat daha sonra yakaladıkları büyük çıkışı son haftalara kadar sürdürmeye başardı ve ligin bitimine iki hafta kala şampiyonluklarını garantilediler.

Çok genç bir kadro var elinde Solskjaer'in.Özellikle bu genç isimlerin çoğunun Solskjaer dönemiyle birlikte takıma katılması ayrıca dikkati çeken bir husus.Belli olmaz belki Solskjaer ile birlikte Molde fırtınası görebiliriz Avrupa'da..

Takımını Sırtlayan Lider / Lukas Podolski

Lukas Podolski Köln'ün efsane oyuncuları arasında yer alıyor bilindiği gibi.Çok seviliyor.2006 senesinde gittiği Bayern'den 2009 yılında geri dönmüştü.O kadar isteyeni olmasına rağmen yuvasına döndü Podolski.Hatta bonservis bedeli için kampanyalar bile düzenlenmişti.

Velhasıl kelam Podolski inanılmaz bir form tuttu özellikle şu dönemde.Geçen sezon 13 golün altına imza atmıştı.Bu sezon özellikle skor manasında kariyerinin zirvesini yapacak gibi görünüyor.Bunun geçen yılda gözlememiz mümnkündü.13 gol atmıştı ki bu onun için sezonluk gol sayısı bakımında zirveydi.Bu sene ise 11 haftada 8 gol attı.
Özellikle kritik maçlarda attığı kritik gollerle takımına birçok puan kazandırmaya başardı Podolski.Bunun yanında sadece gol özelliği ile değil asisti yapabilme özelliği var( Bu sezon bu haftaya kadart 4 asist yaptı).Yani Podolski'yi hücumun her yerinde kullanabilmek mümkün.İster nokta santrafor,ister kanatta.Bu da Solbakken'in elini ciddi şekilde güçlendiren bir faktör.

Köln'ün efsanesi takımını sırtlamaya,efsaneliğini iyice pekiştirmeye devam ediyor.Bakalım sezon sonuna kadar bu formunu sürdürebilecek mi ? Merakla takip edeceğiz...

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun...

Premier Lig'de Değişen Dengeler

Bu tür bir yazıyı geçen hafta yazmayı planlıyordum.Ama kısmet bugüneymiş.
Premier Lig'de bir takım şeylerin değiştiğini farkına vardı artık herkes.Hele bugün Chelsea'nın kendi sahasında beş gol yemesinin ardından bu daha da dikkat çekti.

Mesela Arsenal..Manchester deplasmanında yenilen 8 golün hiçbir açıklaması yok.Arsenal tarihinde 8 gol yemeyi en son fark yediği maçı bile hatırlamıyor insan..

Onu da geçelim.Manchester United'a gelelim.Derbi maçta hem de Old Trafford'da,kendi taraftarının önünde ezeli rakibinden 6 gol yemesi hakikaten çok şaşırtıcı oldu.En son 1930 yılında 6 golü kalelerinde görmüşlerdi.

Bugüne gelelim.Manchester'den sekiz gol yiyen Arsenal toparlanma sürecine girdi.Chelsea'ye deplasmanda 5 gol attı.Zor bir dönemden geçen Arsenal'in deplasmanda Chelsea'yi yenmesi alkışlanacak bir olay.Çünkü Chelsea en son 1989 yılında 5 gol yemiş.O da Liverpool'dan...

İşte bunlar daha ligin ortasına gelmeden,10 hafta da alınan
ilginç sonuçlar.Kim bilir ligin sonuna kadar daha ne kadar ilginç sonuçlar göreceğiz.Ama şu bir gerçek ki Premier Lig'de bazı şeyler değişmiş.Yoksa Arsenal'in,Manchester'in,Chelsea'nin bu kadar gol yemesi akıl alacak gibi değil.Alışık değil insan...

Derbi Günü

14:45 / Chelsea - Arsenal
16:15 / FK Krasnodar - Kuban Krasnodar
18:30 / Spartak Moskova - Lokomotiv Moskova
19:00 / Roma - Milan
21:45 / Twente - PSV
21:45 / İnter - Juventus
22:00 / Lyon - Saint-Étienne

İrlanda'da Sezon Biterken

Evet İrlanda'da 2011 sezonu bugün oynanan 36.hafta karşılaşmalarıyla sona erdi.
Şampiyon bilindiği gibi Shamrock Rovers oldu.

Genel olarak değerlendirecek olursak heyecanlı haftaları geride bıraktık.Özellikle öyle zamanlar geldi ki dört takımın bile şampiyonluk yarışın hemen hemen eşit şansta olduğu dönemlerde oldu.Fakat tercrübesiyle,iyi kadrosuyla Shamrock Rovers ipi göğüsleyen taraf oldu.

Bunun yanında bu sezon Derry City'de harika performans gösterdi.Geçen yükselmişlerdi bu lige.Zor gol yiyen yapıları ve golcüsü Zayed'in etkili performanslarıyla uzun süre şampiyonluk potasının içinde kaldılar.Gelecek sezon Shamrock Rovers'ın en ciddi rakiplerinden biri olacaklardır.Ayrıca Eamon Zayed'in bu sezon attığı 22 gol ile gol kralı olduğunu hatırlatalım.

Sezonun en büyük hayal kırıklığı Galway United oldu şüphesiz.Geçtiğimiz sezonlar hep düşme hattında uzak bir şekilde ligi bitiren takım çok kötü bir performans gösterdi.36 hafta boyunca 1 galibiyet ve 3 beraberlik alabildiler.Yedikleri gol sayısı 115.

Bu sezon ayrıca ligde atılan gol sayısı 500'ü geçti.En son 2001/2002 sezonunda 500 golü geçmişti.
Bu sezon 180 maçta 503 gol atıldı..


İrlanda Kupası finali ise Sligo Rovers ile Shelbourne arasında oynanacak.Maç 6 Kasım'da.Sligo'nun bu final ile birlikte üst üste üçüncü finali olacak.Geçen sezon Shamrock'u devirip kupayı almışlardı

Bu arada İrlanda 1.Ligi'nde yarın final niteliğinde bir karşılaşma var.Lig lider Shelbourne,iki puan gerisinde yer alan Cork City ağırlayacak.İlk iki sırada bulunan takımların bir üst lige çıktğı ligde Shelbourne gelecek sezon üst ligde olmayı garantiledi.Fakat iki puan gerisinde bulunan Cork City için çok kritik bir maç.Etliye sütlüye karışmadan bu maçı kazanırlarsa bir üst lige çıkacaklar.
Şu an ilk dört içerisinde dengelerin değişme ihtimali var.
3.olan takım Galway United ile karşılacak.

Son hafta öncesi puan durumunu yazalım :

1-Shelbourne 68 ( Üst Lig )
2-Corck City 66 (Üst Lig )
3-Monogham 64 ( Play-off )
4-Limerick 63

Scout Not Defteri 17 - Fernando Canesin

İsim: Fernando Canesin Matos
Doğum: 27 Şubat 1992
Doğum Yeri: Ribeirão Preto,Brezilya
Takım: Anderlecht
Numara: 55

Bursaspor'un Anderlecht ile oynadığı takip etme fırsatı bulduğum genç yetenek.
Gerçekten mükemmel oynamıştı özellikle ilk maçta çok beğenmiştim.Yaptığı driplingler ile çok rahat ceza sahasına girebilen bir oyuncu.Çokta hızlı.17 maçta forma giydi bu sezon.Bir genç oyuncu için henüz sezon ortasına yaklaşmadan bu sayıyı yakalamak çok iyi bence.Anderlecht'in yeni Suarez'i geliyor.

Vitesse Taraftarlarının Bony Sevgisi

Geçtiğimiz sezonun devre arasında Vitesse'ye transfer olan Bony Wilfried'in yükselen formu sürerken taraftarlarınında ona büyük desteği var.Hafta sonunda oynanan Bony'nin de golünü attığı PSV maçı öncesi Eminem'in Not Afraid şarkısı eşliğinde güzel bir çalışmaya imza atmışlar.

Shamrock Rovers'ın Şampiyonluğu Üzerine

Shamrock Rovers'ın kulüp tarihini bilmiyorum ama herhalde şu 1-2 sezon en iyi oldukları dönemdir.
Geçen sezon son haftaya kadar süren zirve yarışınının galibi Shamrock olmuştu.2010 sezonun kadar 15 şampiyonluğu olan Shamrock en son şampiyonluğunu 1993/1994 sezonunda almıştı.
Bu şampiyonluğun üzerine Avrupa Ligi'ne kalmaları kulüp tarihini bırakın,İrlanda futbolu için çok önemli bir gelişmeydi.

2011 sezonunu da şampiyon olarak tamamladılar.Ligin bitimine bir hafta kalmasına rağmen bugün UCD deplasmanında son dakika golüyle aldıkları üç puan,onları son hafta Galway karşısına şampiyon apoletiyle çıkmalarını sağlayacak.Geçen sezonun şampiyonu bu sezonu da zirvede tamamlayarak 17.kez mutlu sona ulaştı.İrlanda'da en çok şampiyon olan takım ünvanı da onlara ait...


Ligin son maçına çıkacak olsalar da sezon onlar için henüz bitmeyecek.Avrupa Ligi karşılaşmaları devam ediyor çünkü.Her ne kadar şu ana kadar puanla tanışamasalar bile onlar için çok iyi bir tecrübe oluyor şüphesiz...

Şampiyonluğu getiren etkenlerden biri Avrupa Ligi'ne kaldıktan sonraki yükselen formu oldu Shamrock Rovers'ın.Avrupa maçları derken zorlanacaklarını düşündüğümüz takım,bu süreçte ligde sadece bir yenilgi aldı.Zaten geniş bir kadro vardı elinde Michael O'Neill'ın.Hemen hemen tüm futbolcular şans buldu.

Biraz da takımın golcüsü Gary Twigg'den bahsedelim.Bu sezonu da sayarsak son üç yıldır takımın gol yükünü çeken isim.2009 sezonunda 24,geçen sezon 20,bu sezon ise 15 gol ile takımın en golcü oyuncusu oldu ligde.Shamrock kariyerinde toplam olarak 59 lig golü var.

Velhasıl kelam Shamrock Rovers için çok güzel bir yıl geride kalıyor.Hem şampiyon oldular,hem Avrupa Ligi'ne katıldılar.Bu onlara hem maddi hem manevi olarak çok katkı sağlayacaktır.Kadroları lig için iyi zaten.Daha da güçlendireceklerdir şühepsiz.
Ayrıca gelecek sene Avrupa Kupaları'nda bazı turlarda seribaşı olarakta görebiliriz.

Resim uefa.com adresinden...

Futbolcu Fabrikası Bir Kulüp : Red Star Belgrade

Avrupa'da özellikle yetenekli oyuncuların bol bulunduğu yerlerden biri Balkanlardır.Daha önce bahsettiğimiz Kuzey ülkerindeki yetenekli oyuncu bolluğu buralarda var.Yani ''scout'' olayını uygulayan kulüp Balkanlardan birçok kaliteli oyuncu bulabilir.
Balkanlardan Sırbistan'a geçiyoruz.Sırbistan Ligi ekiplerinden Kızılyıldız'a bakacağız.
Red Star Belgrade yani Kızılyıldız ligin en köklü ekiplerinden biri olmak beraber birçok futbolcununda kendini ilk gösterdiği takımlardan biri.Mesela resimdeki takım 1991 yılında Avrupa Kulüpler Kupası'nı kazanan takım.O takımdan birçok oyuncu Avrupa'nın büyük kulüplerine transfer oldu.
Birçok oyuncunun ilk kez kendini gösterdiği,büyük kulüplerin dikkatini çektiği bir kulüp Kızılyıldız.

Şöyle girelim konuya.Kızılyıldız transferde en son eksi değere düşmüş ? Yani harcağı,gelirinden fazla olmuş ?
2005/2006 sezonunda..O da sadece 75 bin euro..O sezon Kashima Antlers'ten Takayuki Suzuki'yi almışlardı 2.5 milyon euroya ki bu kulüp tarihinin en pahalı transferi...

Bunun dışında transferde zarar yaptıkları sene çok az.Her sene birçok oyuncusu Avrupa'nın çeşitli kulüplerine transfer oluyor.Bu da onları çok ciddi kazanç sağlıyor.

Mesela 2006/2007 sezonunda transferden yaklaşık 17 milyon euroluk bir gelir ettiler.Keza 2001/2002 sezonunda 19 milyon euroluk,98/99 sezonunda ise 20 milyon euroluk gelirleri var.
Bu dönemlerde Stankovic,Vidic gibi dünya futbolunun önemli isimlerden olacak futbolcular Avrupa'ya açıldılar.

Kulübün en fazla gelir elde ettiği ve çıkardığı yıldız futbolcuların başında ise şuan İnter'de forma giyen Dejan Stankovic geliyor.
98/99 sezonunda 15 milyon euroya Lazio'nun yolunu tutmuştu Stankovic.2004 yılında ise İnter'e transfer olmuştu.

Bunun yanında Nemanja Vidic'te Red Star takımından çıkma.Alt yapısından çıktığı Kızılyıldız'dan 2004 yılında 5.6 milyon euroya Spartak Moskova'ya gitmiş.Oradan geçen iki senenin ardından Manchester United'ın yolunu tutmuştu.

Avrupa'nın önemli kulüplerinde forma giyen diyen oyuncularına baktığımızda Pantelic,Zigic,Bisevac,Lukovic ve daha birçok isim şuan Avrupa'da önemli ekiplerde top koşturmakta.

Bunun yanında futbol kariyerleri sona Sinisa Mihajlovic,Dejan Savicevic(resimdeki),Robert Prosinecki,Darko Pancev,Dragan Stojković,Darko Kovacevic gibi isimlerde Red Star'dan Avrupa'nın önemli ekiplerine giden oyuncular oldu.

34.5 Yaş Ortalamasıyla Levante Savunma Dörtlüsü

Levante'nin La Liga'da ilk 7 haftada gösterdiği performansı hepimizi biliyoruz.
17 puanla lider Barcelona'nın ardından averajla ikinci sıradalar.
Bu yedi haftalık periyotta Real Madrid ve Malaga gibi güçlü ekipleri yenmeyi başardılar.

Dikkat çekeceğim nokta ise Levante'nin savunma hattı.NTVSpor programlarında da Emek Ege'nin de birçok kez dile getirdiği Levante'nin savunmasındaki tecrübeler oyuncular.

Mesela kısa yoldan savunmada forma giyen isimler aşağıdaki gibi :

Nano Alvaro : 31 yaşında,7 matça forma giydi.
Sergio Ballesteros : 36 yaşında,7 maçta forma giydi.
Juan Fran : 35 yaşında,6 maçta forma giydi.
Javi Venta : 36 yaşında,6 maçta forma giydi.
Pedro Lopez : 28 yaşında,3 maçta forma giydi.
Asier del Horno : 30 yaşında,1 maçta forma giydi.

Yukarıdaki istatistikler bu sezon Levante'nin savunma hattında forma giyen isimlere ait.
Geçen yedi haftada Levante tecrübeli bir savunma hattıyla sahaya çıktığı görülüyor.
Bu takım geçen yedi haftada sadece üç gol yedi.

Kilit isimler ise görüldüğü üzere Nano Alvaro,Ballesteros,Juan Fran ve Javi Venta.Savunmanın kilit isimleri.Bu dörtlünün yaş ortalaması 34.5..

Bakalım bu hafta nasıl performans gösterecekler...

Mourinho'nun Gelişiyle Değişen Transfer Politikası

Mourinho'nun gelişiyle Real Madrid'de birçok şey değişti.Bu değişen şeylerden biri de şüphesiz transferler.
Real Madrid yıldız transferleriyle ünlüdür.Zaten zamanında Los Galacticos isimini böyle aldılar.
Fakat başta dediğimiz gibi Mourinho'nun gelişiyle bu transferler yıldızdan öte geleceğe yönelik,genç isimler oldu.

Mesela Mourinho'nun geldiği ilk seneye bakalım.Yaptığı transferlerde en yaşlı isim Ricardo Carvalho..33 yaşında.Bunun dışında Angel Di Maria,Mesut Özil,Sergio Canales,Pedro Leon,Sami Khedira ve kiralık olarak kiralık olarak Adebayor transfer edildi.
Şuan Real Madrid'de oynamayan Adebayor'u sayarsak bu oyuncuların arasında yaş olarak en büyüğü Nisan'ın dördünde 24 yaşına girmiş olan Khedira..

Bu seneye bakalım..
Coentrao,Nuri Şahin,Hamit Altıntop,Callejon,Varane.Bu oyuncular arasında Hamit 29,Callejon 24,Nuri ve Coentrao 23 ve 18 yaşındaki Varane..

Bir nevi Real Madrid geleceği transfer edildi geçen iki senede.Mesela bir örnekte Nuri Şahin'den verelim.Nuri,Real Madrid ile kaç senelik sözleşme imzaladı ?
6 yıllık..
Ya da Coentrao ile,Di Maria ile kaç yıllık ?
6 yıllık sözleşme imzalandı bu oyuncularla..

Daha önce bir yazımda bu konu hakkında bir şeyler yazmıştım.Bir takımın başarılı olmasındaki en önemli etkenlerden biri,oyuncuların birbirilerini tanımaları,uzun yıllar bir arada oynamaları.Gelen bu oyuncular kendilerini daha da geliştirme fırsatlarıda oluyor şüphesiz.Bunu Mesut Özil'de gördük.

Uzun lafın kısası Mourinho'nun gelişiyle Real Madrid bana göre çok doğru bir transfer politikasına yöneldi.Gelecekte çok sağlam bir kemik kadrosu olan Real Madrid izlememiz mümkün...

Finlandiya Futbolu'nun Yaşlı Kurtları

Finlandiya Futboluok önemli futbolcular verdi futbol dünyasına.Birçoğu da aktif futbol hayatına devam ediyor...
Bunların başında şüphesiz akla Jari Litmanen geliyor.
Gelecek yılın Şubat ayında 41 yaşına basacak Litmanen jenerikli gollerini izliyoruz hala.Ajax'ta mükemmel yılların ardından Barcelona,Liverpool oynamış,2008 yılında ülkesinin takımlarından Lahti'ye dönmüştü.Geçen sezondan itibaren Helsinki forması giyiyor.

Finlandiya futbolunun diğer yaşlı kurtlarından biri 1997'den beri Bolton'ın kalesini koruyan Jääskeläinen..36 yaşındaki tecrübeli kaleci yıllardır Premier Lig'de.Birçok sezon 38 maçın 38'inde de forma giymiş.

Finlandiya Futbolu dersek uçan adam Kuqi yazmasak ayıp olur.10 Kasım'da 35 yaşına basacak Kuqi'yi daha önce blogda ilginç sevinçleriyle görmüştük.2001 yılında Stockport ile başlayan yurt dışı kariyeri şuan Oldham Athletic ile devam ediyor.7 maçta 4 gol atmayı başardı.

Bunun yanında golcü Jonatan Johansson var.Finlandiya forması ile 105 kez sahaya çıkmış olan golcü oyuncu 3 sezon Rangers'da,5 sezon Charlton'da oynadı.

Bu sene Willem'e transfer olan Joonas Kolkka'da bu oyunculardan biri.37 yaşına basan Kolkka,PSV,Panathianokos,Borussia Mönchengladbach,Crystal Palace,ADO Den Haag,Feyenord,Nac Breda gibi takımlarda oynadı.İlerliyen yaşına rağmen özellikle Nac Breda'da birçok sezonda 30 maçı geçmiş.

Finladinya Ligi'ne baktığımızda birçok emektar futbolcu olduğunu görüyoruz.Aslında her takıma lazım abilik yapacak yaşlı kurtlar..

Son olarak yakın zamanda futbol kariyerlerini tamamlamış isimler Sami Hyypia ve Antti Niemi'de emektar Fin futbolculardan olduğunu hatırlatalım.

Gökhan Töre Geliyor

Son yıllarda hiçbir oyuncu için bu kadar heyecanlanmamıştı açıkçası.
Başlıkta yazdığım gibi Gökhan Töre geliyor.
Hem de gümbür gümbür geliyor.

Mevcut oyuncu havuzundaki oyuncuların içinde bana göre en potansiyelisi Gökhan Töre.
Top ayağına mükemmel derece de yakışıyor.Bunu maçta Gökhan'ı izlediğinde anlıyor insan zaten.
Ayrıca yaptığı driblingler çok başarılı.Mesela Almanya maçında çok dikkati çekti.Oyuna girdikten sonra bir hareketlilik getirdi,topu daha rahat rakip alana taşıdık...


Gökhan henüz 19 yaşında.Bu sene Hamburg'a transfer olmuştu bilindiği gibi.Chelsea'da forma şansı bulması çok zordu.Almanya Bundesliga onun için biçilmiş kaftan.Hem göz önünde olabileceği,hem kendini kanıtlayabileceği bir lig.Ayrıca şansta buluyor.8 maçta forma giydi bu sezon iki asist yaptı.

Eğer kendini geliştirmeye devam eder,tecrübe eksiğini kapatırsa çok daha iyi yerlere gelecek şüphesiz...

Süper Bayern Münih

Bayern Münih koptu gidiyor.Hem de öyle bir koptular ki geleni geçeni eziyorlar.
Bugün Hertha Berlin karşısında henüz 13.dakikada durumu 3-0 yaptılar ve maçı kopardılar.
Sezon başından beri böyle Bayern.4-0,5-0'lık galibiyetler havada uçuşuyor.Bugünkü maç ile birlikte bu sezon ligde üç maçta ilk yarıyı 3-0 önde kapamışlar.

Şöyle bir genel istatistik verelim.Bayern Münih'in ligde geçen dokuz haftada ve Avrupa Kupası dahil oynadığı maçlarda yediği gol sayısı sadece bir.
Evet,sadece bir.Peki attığı gol sayısı kaç ?
25..

Bayern Münih'in bu golcülüğü bu sezon genelinde bir şey değil.Geçtiğimiz sezonlarda da görüyoruz.Mesela geçen sezon Borussia Dortmund'un şampiyon olduğu sezonda 81 gol ile,şampiyon oldukları 2009/2010 sezonunda 72 gol ile ligin en golcü takımı olmuşlardı.

Tabii Bayern'deki hücumsal ve defansif anlamdaki mükemmel gelişme ve istikrar doğal olarak Almanya Milli Takımına'da yansımış durumda.Nitekim Almanya'nın kadrosunun en kilit isimlerinin barındırıyor.Mario Gomez,Thomas Müller,Holger Badstuber,Philipp Lahm,Toni Kroos,Bastian Schweinsteiger ve kaleci Manuel Neuer Almanya'nın en önemli oyuncuları...

Bu isimlerin yanına Robben,Ribery,Van Buyten,Rafinha gibi kalite oyuncularda eklenince mükemmel bir takım çıkıyor karşımıza..

Velhasıl kelam Bayern Münih'in elinde çok iyi bir kadro var.Çokta iyi form yakaladılar.Ligi rahat bir şekilde götüreceklerdir.Asıl merak ettiğim nokta Şampiyonlar Ligi'nde nereye kadar gidebilecekler.Şuan 2'de 2 yaptılar grupta.
Bu seneki final adaylarımdan biri de Bayern Münih.

2001 UEFA Kupası Finali | Liverpool - Alaves

2001 Uefa Kupası Finali unutulmaz finallerden biridir.Liverpool ile Alaves arasında oynanan maçta dokuz gol olmuştu.
Westfalen Stadyumu'nda oynanan karşılaşmanın normal süresi 4-4 bitmiş,uzatmalarda atılan gol ile kazanan Owen'lı,Mcallister'lı Liverpool şampiyon olmuştu.

Euro 2012 / Play-Off

Zor da olsa 1-0 kazanıp,Almanya'nın da Belçika'yı mağlup etmesiyle play-off vizesini almayı başardık.Seri başı değiliz.Bu nedenle işimiz çok zor.Gerçi seri başı olsakta işimiz zordu.Açıkçası pek iç açıcı bir oyun oynamadık son maçlarda..

Rakiplere bakacak olursak;
Portekiz,Hırvatistan,Çek Cumhuriyeti ve İrlanda..

Portekiz : Danimarka'ya son maçta yenilmeleri ile birlikte play-off oynamak zorunda kalacaklar.
Portekiz'i anlatmaya gerek yok.Ronaldo,Nani gibi dünyanın en iyi oyuncuları bu takımda.Bu da attıkları gollere yansıyor.Ama bunun yanında da çok gol yiyorlar.12 gol yediler bu elemelerde.
Portekiz çıkarsa gol yeriz ama gol de atarız.Kim fazla atarsa turnuva biletini kapar.


Hırvatistan : Euro 2008'de oynadığımız efsane maçlardan biriydi Hırvatistan maçı.Play-offlardaki muhtemel rakiplerimizden biriler.Açıkçası en korktuğum takım diyebilirim Hırvatistan için.İyi kadrolar var.Açıkçası Hırvatistan'ın çıkmasını istemem.

Çek Cumhuriyeti : Euro 2008'de oynadığımız bir diğer efsane maçlardan biriydi Çek Cumhuriyeti maçı.Onlardan muhtemel rakiplerimizden biri.Eski güçlerinde değiller,onu söylemek gerekiyor.Net bir şey söyleme zor ama eleyebileceğimiz bir ekip..

İrlanda : Son yıllarda resmi turnuvalarda göremediğimiz İrlanda,Euro 2012'ye çok yakın.Aslında 2010 Dünya Kupası'nı da kıl payı kaçırmışlardı.Çıkışta olan bir futbollarının olduklarını söylemek yanlış olmaz.Bu elemelerde bir yenilgi aldılar.O da lider olarak çıkan Rusya'dan..Açıkçası zor bir rakip ama elenmeyecek bir rakipte değil...

Velhasıl kelam,buradan kim çıkarsa çıksın elebileyecek güçteyiz.Yeter ki iyi oynuyalım.Çok iyi oyuncularımız var.

Tahmin de yapalım :

Türkiye - Çek Cumhuriyeti
Karadağ - Portekiz
Hırvatistan - Estonya
Bosna Hersek - Çek Cumhuriyeti

Afrika Uluslar Kupası Yolcuları

Hafta sonunda oynanan son karşılaşmalar ile birlikte Afrika Kupası'na gidecek takımlar belli oldu.2012 kışında Gabon ve Ekvarotal Gine'nin ev sahipliğini yapacak.

Turnuvaya ilk kez katılan takımlar var.Bunlar ev sahibi Ekvatoral Gine,K Grubu'nda lider olarak turnuvaya katılan Botswana ve G Grubu'nu lider olarak tamamlayan Nijer turnuvaya ilk kez katılıyor.

Fildişi Sahilleri,Burkina Faso,Gana,Senegal,Gine,Zambia,Tunus,Angola,Fas,ikinciler sıralamasında ilk ikide bulunan Libya ve Sudan turnuvaya katılan ekipler oldu.

İngiltere'de Futbol Tarih Kokuyor

Avrupa'da en keyifli futbolun oynandığı ülkelerin başında gelen İngiltere şüphesiz.
Oynanan tempolu futbol,hemen hemen her takımın taraftarının olması başlıca dikkati çeken özelliklerden biri.
Dikkati çeken özelliklerden bir diğeri ise İngiltere genelindeki kulüplerin köklü kulüpler olması..
Birçok kulüp 100 yaşını geçmiş durumda.

Mesela Premier Lig'e bakalım...
Şu an Premier Lig'de bulunan takımlar arasında 100 yaşında olmayan iki takım var.Gelecek sene 100.yılını kutlayacak Swansea ve 79.yıl önce kurulan Wigan.
Bunun yanında diğer tüm takımlar 100 yaşını geçmiş durumda ki 1900'lü yıllarda kurulan Chelsea ve Norwich hariç diğer tüm takımlar 1800'lü yıllarda kurulmuş.
Premier Lig'deki en yaşlı ekip
1863'te kurulan Stoke City...

Championship'e bakacak olursak..
Premier Lig'e benzer.91 yıl önce kurulan Leeds ile 77 yıl öncek kurulan Peterbrough bu ligin en genç takımları.Diğer takımların hepsi 100 yaşını aşmışken,üç takım hariç diğerleri 1800'lü yıllarda kurulmuş..

Şimdi de League One'a bakalım.
Yine Premier Lig ve Championship'e benzer bir tablo.35 yaşında olan Stevenage ve 74 yıl önce kurulan Colchester hariç diğer takımlar 100 yaşında.Ayrıca bu ligde en eski profesyonel futbol kulübü Notts County bulunuyor.1862 yılından kurulan Notts County 149 yaşında..

Bunun yanında dünyanın en eski futbol kulübü Sheffield FC,1857 yılında İngiltere'de kuruldu.

Aslında buradan birçok sorunun cevabını çıkarmak mümkün.İngiltere'de futbol geçmişten gelen bir gelenek.Çoğu takımın belli dönemlerde başarıları var.Her takım bir tarih..

Ümit Milli Takımımız

Bilindiği üzere cumartesi akşamı U-21 takımımız Maceristan 2-1 ile geçerek UEFA U21 Avrupa Şampiyonası Eleme Turu 7. Grup'ta dört maçını da kazandı.
Bu bizim açımızdan sevindirici bir gelişme.Aşağıdan çok iyi oyuncular geliyor ki bu yıllardır böyle.Ama bir türlü oyuncuları üst kademeye aktaramıyoruz.

Şu mevcut kadroda çok iyi oyuncular var.Takımlarında forma şansı bulan,hatta takımlarının en önemli isimleri olan oyuncular var.Serdar Aziz,Necip Uysal,Özgür Çek,Alper Potuk,Muhammet Demir gibi daha ismini saymadığım birçok önemli isim var.

Fakat yine baştaki yazdığımız noktaya geliyoruz.Bu oyuncuları değerlendirmeliyiz.En azından milli takım oyuncu havuzunun içinde oldukları gösterilmeli,aday kadroya çağırılmalı,hazırlık maçlarında bu oyuncuları kazanmalıyız.Gerçekten bu bizim açımızdan çok iyi olacak.Yeni bir jenarasyon yakalamanın en iyi yollarından biri zaten alt kategorileriden gelen oyuncuları,A Milli Takım seviyesinden değerlendirmek..

95 Doğumlu Bir Cengaver : Diego Fagundez

Profesyonel futbol hayatına genç yaşta giren futbolcular her açıdan şanslı oluyorlar.
Mesela her ne kadar istenilen seviyeye gelemese de yıllardır futbol dünyasının içinde olan Adu henüz 22 yaşında..Yani kariyeri düşüşte olsa bile,önüne çok daha iyi fırsatlar çıkacaktar şüphesiz..

Yine genç yaşta forma şansı bulmaya başlayan oyuncuların bir diğerine bakacağız.
Diego Fagundez
Major Lig ekiplerinde New England Revolution'ın hücum oyuncusu..

Profesyonel olarak ilk lig karşılaşmasına 6 Ağustos'ta Chivas USA karşısında çıktı Fagundez.
Sonrada oyuna girmesine rağmen,kariyerinin ilk lig karşılaşmasında olan bir futbolcunun yapabileceği en iyi başlangıçlardan birini yaptı.
66.dakikada oyuna girdi ve bundan iki dakika sonra penaltı kazandırdı takımına.O da yetmedi 86.dakikada birde gol (yukarıdaki video) attı.Bu gol her ne kadar takımının puan almasını sağlamasa da Fagundez için önemi büyüktü.Çünkü ilk lig maçında mükemmel işler yapmış,gol atmış,ABD Major Ligi'nin en genç golcüsü olmuştu.

O haftadan sonra Fagundez daha çok şans bulmaya başladı ki son iki karşılaşmada 90 dakika forma giydi.Bunun yanında 1 Ekim'de oynanan Seattle maçında bir gol daha attı.

İlginç saç tarzıyla da dikkati çeken Fagundez önünde çok iyi bir kariyer olduğunu düşünüyorum.Bu genç yaşına rağmen forma şansı bulmaya,hatta goller atmaya başladı.Yakındır büyük kulüplerin dikkatini çekmesi..

Harika Bir Şut,Mükemmel Bir Gol

Estonya adına çok kritik bir goldü oldu bu.Bu gol ile play-off'a kalma şanslarını devam ettirdiler ki berabere kalsalar ya da yenilseler otomatikman eleneceklerdi..
Gerçekten güzel gol..

Şampiyon Blackburn Rovers ( 94-95 Sezonu )

90'lı yılların başında beri Premier Lig'de Manchester United'ın büyük üstünlüğü var.Özellikle Sir Alex Ferguson ile
1994/95 sezonunda yine Manchester United ile büyük bir şampiyonluk yarışı veren Blackurn Rovers o sezonu şampiyon olarak bitirmişti.

Bir önceki sezon yani 93/94 sezonunda yine Manchester United ve Blackburn Rovers ligi ilk iki sırada bitirirken şampiyon Manchester United olmuştu..

Kenny Daglish'in başında bulunduğu o takım o yıllarda zirve yıllarını yaşıyordu ki Premier Lig'e yeni çıkmış bir takım iki sezonda mükemmel işler yapmıştı..



O kadroda Alan Shearer,Chris Sutton gibi unutulmayacak isimler vardı ki Shearer şampiyon olunan sezonda 34 golün altına imza atan bir isimdi.Bunun yanında Tim,Sherwood,Andy Cole'da takımın önemli isimlerinden biriydi o zamanlarda..

Manchester United'ın bir puan önünde ( 89 puan ile ) şampiyonluğu kazanan Blackburn Rovers,1992 yılında kurulan Premier Lig'de Manchester United,Arsenal ve Chelse hariç şampiyonluk kazanan tek ekip konumunda..

Estonya İçin Son 90 Dakika / Euro 2012

Estonya'nın bu gruptaki başarısı hakkında daha önce bir yazı yazmıştık.
Üzerinden yaklaşık 6 ay geçen bu yazının ardından bugün itibariyle grup maçlarının tamamladılar.
Şu an bulundukları durum itibariyle play-off oynayacaklar.Grup C'de 10 maç sonunda 5 galibiyet 1 beraberlik 4 mağlubiyet aldılar...

Hemen arkalarında bir maç eksik ile bir puan geride Sırbistan var.
Sırbistan,salı günü Slovenya'ya konuk olacak.İkili averajda Estonya'nın gerisinde oldukları için mutlak kazanmak zorunda oldukları bir maç..
Estonya Milli Takımı'nın ise play-off'a kalması için önlerinden sadece bir 90 dakika kaldı.Kendileri oynamayacaklar fakat futbol tarihlerindeki en büyük başarılarından birini yakalama şanslarının olduğu bir karşılaşma olacak Slovenya - Sırbistan maçı.

Signal İduna Park'lı Derbiye Özel Forma

Borussia Dortmund'dan ilginç,ama bir o kadar da güzel bir forma tasarımı.26 Kasım'da oynanacak Ruhr derbisi için göğüs bölgesinde Signal İduna Park'ı çizimi olan bir forma çıkarmış.
Resimler ve bilgiler : Rovessciata Blog 'dan

Aranan Kan '' Değişim ''

Maç hakkında pek yazacak bir şey yok.Her ne kadar ilk dakikalarda Hamit'in kaçırdığı net pozisyon olsaydı skor daha değişik olabilirdi ama oynadığımız oyunun pek farklı olacağını düşünmüyorum açıkçası.Çünkü gerçekten iyi değildik.

Bu milli takım uzun yıllardır bir arada oynuyor.Fakat bu kadronun vadesi bana göre artık doldu.Euro 2008'deki mükemmel başarının ardından genel anlamda bir düşüş yaşıyoruz.Bana göre bunu en kökten çözmek gerekiyor.
Almanya'nın yakaladığı,Belçika'nın da yakalamak için uğraştığı yeni bir jenarasyon gerekiyor milli takımımıza..
Bu değişim. içinden çok geniş bir havuzumuz var.Ayrıca bu havuzu içinden de çok fazla genç oyuncu var.Ama asıl mesele bu oyuncuları değerlendirmek.Bugünkü Almanya'yı izledik.Bir iki sene sonra Belçika'da Almanya gibi oynamaya başlarsa şaşırmamak gerekiyor...


Bunun yanında kendimize bir oyun tarzı belirlememiz lazım.Pasa dayalı mı,uzun topa dayalı mı bilemem ama belli bir oyun sistememiz olmalı.Yoksa geçmişte zorlandığımız gibi gelecek senelerde çok zorlanırız.


Bu kötü akşamın bana göre tek kazancı Gökhan Töre oldu.İkinci yarıda takımımız adına oyuna hareketlilik getiren isimdi.Zaman geçtikçe çok daha iyi olacağını düşünüyorum..

Shamrock Rovers'ın Süper Maskotu ''Hooperman''

Hooperman,Shamrock Rovers'ın maskotu.
21 Mart'ta Dundalk maçıyla ilk kez tanınan Hooperman diğer maskotlardan farklı.
Bir maskottan öteye giderek iyice Shamrock ile özdeşlemiş gözlemlediğim kadarıyla..Hooperman atkıları bile var.
Maç sırasında saha kenarlarında oluyor hep.Kimi zaman yaptığı danslar,kimi zaman tribünü coşturmasıda var.
Bunun yanında onu sokakta,spor salonunda antreman yaparken ya da golf oynarken görmek mümkün...
Shamrock Rovers taraftarları tarafından çok sevildiğini de belirtmek gerekir.










Resimler Hooperman'ın facebook sayfasından.Daha birçok resim de burada mevcut..

Bir iki video da paylaşalım.


Maç sırasında Haka dansı yaparken..

Komşuda Bir Dost / Zdravko Lazarov

2000 yılında Kocelispor ile başlayan Türkiye'deki futbol macerası Gaziantespor ve Erciyesspor derken 7 sezonu bulmuştu.
Başarılı sezonların ardından Türkiye'den ayrılan Lazarov Slavia Sofya,Shinnik,CSKA Sofya,Cherno More maceralarının ardından 2010 senesinde Lokomotiv Plovdiv'e transfer oldu Lazarov..
Devre arası transfer döneminde katıldığı takımda yarı dönemde 14 maça çıkan Zdravko 5 gol attı.Ertesi sezon yani geçtiğimiz sezon ise ilerlemiş yaşına rağmen 30 maçın 29'unda görev aldı.Müthiş bir sezon geçirdi.Takımna birçok puan kazandıran goller attı.Lig sonunda gol sayısı 14'tü.Bu iyi performasının neticesinde Bulgaristan Milli Takımı'na çağrıldı ve 26 Mart'ta oynanan İsviçre maçında şans buldu.

Bu sezonda düzenli bir şekilde forma giymeye devam ediyor Lazarov.Sekiz haftası geride kalan Bulgaristan Ligi'nde tüm maçlarda forma giydi ve bir gol attı..

Bunun yanında Lazarov 2010 yılında yapılan anketle Lokomotiv Plovdiv'de yılın oyuncusu seçildi.Detaylı bilgi için Ultras Movement Blog..

Golcü ''Naismith''

Glasgow Rangers'in forvet ihtiyacından sezon öncesi yazılarında bahsetmiştik.
Sezon başladı ve İskoçya Premier Lig'inde 10 hafta geride kaldı.

O gün yazdıklarımız forvet hattında net bir golcü eksikliği üzerineydi.Transferin gerekliği olduğunu söylüyorduk.
O bölgeye bir transfer yapmadı Rangers ama golcüsünüde kendi içinden buldu.
Steven Naismith bu sezon Glasgow Rangers'ın gol yükünü çeken isim oluyor.

Geçtiğimiz sezonlarda daha çok kanat oyuncusu olarak gördüğümüz bir futbolcuydu Naismith.Tabii o zamanlarda takımda Boyd gibi Miller gibi kilit golcüler vardı.
Neyse bu sezon oynadığı 8 lig maçında sekiz gol atan Naismith takımın en golcü oyuncusu durumunda şuan.
Bu sezonki Old Firm'de Celtic ağlarını iki kez havalandıran Naismith iki karşılaşma hariç her karşılaşmada gol attı.

SPL : Hearts 2-0 Celtic

İskoçya Premier Ligi'nde pazar gününün tek karşılaşmasında Hearts evinde Celtic'i ağırladı.
Maçın ilk yarısı hakkında birkaç kelam edecek olursak ; zaman her iki takımda kısa sürelerle birbirlerine baskı kurdu.Hearts'ın direkten dönen bir topu varken,Celtic Bangura ile net bir fırsatı değerlendiremedi.

İlk yarıda dikkati çeken bir başka nokta ise Hearts'ın kontra ataklardaki çabukluğuydu.Gerçekten çok çabuk rakip alana geçtiler birçok pozisyonda ama son hamlelerde başarılı olamayınca bu ataklardan sonuç alamadılar.

İkinci yarı Celtic'in etkili oyunu ile başladı.Fakat maçın kırılma anı Hearts'ın ilk golü oldu.
58.dakikada sağ kanattan yapılan ortayı Hearts'ın forveti Templeton çok güzel bir şekilde Skacel'in önüne bıraktı ve Skacel'de güzel bir vuruşla topu ağlara yolladı.

Bu dakikadan itibaren gol için bastırması gereken Celtic 65.dakikada Kris Commons'un yaptığı sert faul neticesinde kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalınca maçta dengeler iyice Hearts tarafına dönmeye başladı.

81.dakikada savunmanın arkasına atılan topa koşan Templeton harika topuk pasıyla topu Stevenson ile buluşturdu.O da topu ağlara yollayarak maçın skorunu belirledi.

Kendi adıma maçın yıldızı Hearts'ın 12 numaralı oyuncusu Templeton oldu.İki golünde asistini yaptı.Ama normal asistlerde değildi.Gerçekten iki golde de çok şık paslar verdi...

Bu maçın ardından üç puanı hanesine yazdıran Hearts 15.puanla dördüncü sırada yer aldı.Celtic ise bir maçı eksik 18 puanla lider Glasgow Rangers'in 10 puan gerisinde..

Cardiff City'nin Üçüncü Forması

Championship ekiplerinden Cardiff City'nin bu sezonki üçüncü forması..

Milano Şövalyesi Napoli

Napoli seviye atladı.Bunu çok net görmemiz mümkün.Büyük maçları iyi oynadılar bu haftaya kadar.
Hafta içi 2-0 Villareal ve bugün Giuseppe Meazza deplasmanında İnter'e karşı alınan 3-0 galibiyet başta dediklerimizi destekler nitelikte..

Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde bu sezon çok iyi işler yapacaklarını düşünüyorum.Çünkü rahat rotasyon yapabilecekleri bir kadroları var.Takımdan sadece üç oyuncu ayrıldı.Pandiani,Gökhan İnler gibi kalite isimler katıldı.Bunun yanında iyi başladılar ve arkalarında ciddi bir taraftar destekleri var.

Bunun yanında bu sezon büyük maçlarda şu haftaya kadar iyi performans gösterdiler.
City deplasmanında alınan beraberlik,Milano ekiplerine atılan 3'er goller ve gelen galibiyetler ile gelecek adına ümit veriyor.

Bu akşam aldıkları 3-0'lık İnter galibiyetinin ardından maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturdular..

Kaptan Serdar Aziz

Sürpriz oldu açıkçası dün akşam Serdar'ın kaptan çıkması.
Kaptan olmasını bekliyorduk ama zamanı sürpriz oldu ve Serdar Aziz dün akşam kaptan olarak çıktı.Ama çokta iyi oldu onu söylemek isterim.

1 ve 2. kaptan olan Ömer Erdoğan ve İbrahim Öztürk'ün şans bulamaması sebebiyle Ertuğrul Sağlam kaptanlık pazunbandını Serdar'a verdi.
Her defasında Bursaspor'da kaptan olmak istediğinin altını çizen genç stoper dün maçın ardından ''Ömer Erdoğan ilk 11'de oynamadığı için sahaya kaptan olarak çıktım. Çok mutluyum. Zaten benim hedefim Bursaspor'da kalıcı olup efsane futbolcular arasına girmek'' dedi.

Hakediyordu...Ve aldı.Yavaş yavaşta takımın lideri olma yolunda ilerliyor.Artık futbolunun son dönemlerini yaşayan Kaptan Ömer'in ardından bu görevi layıkıyla yerine getireceğini düşünüyorum.Umarım uzun yıllar o pazuband kolundan çıkmaz.

Eren Derdiyok'un Rövaşatası

Paylaşmasak ayıp olurdu..

Ludogorets Fırtınası

Geçen sezon Bulgaris A-PFG ligine çıkan Ludogorets ilk sekiz hafta itibariyle adeta fırtına estiriyor.
Öyle ki 8 hafta sonunda attıkları gol sayısı 17..Yedikleri gol sayısı sadece iki..
8 hafta geride kaldı 7 galibiyet aldılar,bir kez berabere kaldılar.Yine bu süreçte 6-1'lik Slavia Sofya,2-1'lik Levski Sofya galibiyetleri var.
Çok iyi gidiyorlar.Son iki sezondur Litex'in şampiyon olduğu ligde nereye kadar ilerleyece Razgrad ekibi.Zaman gösterecek..