31 Aralık 2011 Cumartesi

The Return Of The King



1-2 gün önce bu konu ile ilgili bir şey yazmıştık.
Evet beklenen oldu ve Henry Arsenal'e geri döndü 2 aylığına.
Kısa sürede olsa katkısı olacaktır efsanenin...

Nostalji / Wimbledon - Bursaspor

29 Aralık 2011 Perşembe

Efsane Geri Dönüyor



Arsenal'in,Premier Lig'in,futbol tarihinin en iyi forvetlerinden biri Thierry Henry.Mesafe tanımaz,fırsatını bulduğu anda golünü atardı.
8 yıllık Arsenal macerası vardı ki birçok başarı yakalamayı başardı Fransız golcü.Arsenal'in yenilgisiz şampiyon olduğu sene takımın en önemli isimlerinden biriydi
Arsenal'in efsane oyuncuları arasında yer alan Henry,2007 yılında Barcelona'ya transfer oldu.Orada geçirdiği üç yılın ardından 2010 yazında New York Red Bulls'a transfer olan Henry'yi Arsenal'e forması altında tekrar izleme şansı doğacak gibi görünüyor bizim için.
Bilindiği gibi MLS şuan yeni sezonun başlamasına daha var.Bu süre yaklaşık 2 ay...
Arsenal ile antremanlara çıkan Henry'nin bu süre içerisinde tekrar Arsenal formasını giyeceği yazılıyor haberlerde.
Açıkçası çok güzel olur.Her ne kadar eski günlerdeki gibi olmasada tecrübesiyle,duruşuyla çok şey katacaktır Arsenal'e tecrübeli golcü.Ayrı bir heyecan katacaktır Arsenal maçlarına..

27 Aralık 2011 Salı

İskoçya Ligi'nde 21.Hafta / Celtic - Rangers


Çarşamba günü dünyanın en büyük derbilerinden biri var.Old Firm yani Celtic - Glasgow Rangers..Çok kritik bir karşılaşmaya çıkacaklar.Celtic kazandığı taktirde liderliği ele geçirecek..
İlk olarak Celtic bakalım.Sezon başlarında iyi performans gösteremediler.Bu sonuçlara da yansadıı,Rangers ile 10 puana ulaşan bir puan farkı oldu.Fakat zorlu Motherwell deplasmanında alanınan 2-1 galibiyet ile çıkışa geçen Celtic 8 maçtır üst üste kazanıyor.
Gary Hooper ve özellikle kritik gollerle takımı taşıyan Stokes takımını gol yükünü çekerken orta saha oyuncuları Forrest,Ki ve Ledley'de skora sık katkı yapan isimler..

Rangers'da 9 maçlık üst üste bir galibiyet serisi yakalamıştı.Fakat daha sonra yapılan puan kayıpları ile farkı bire indi.
Forvet eksikliği yaşanıyor Rangers'da,golcü oyuncu lazım.Bu sene bu yükü çeken Naismith'in sakatlığı Rangers'ı etkileyen etkenlerden bazıları.
13 golle Jelavic takımın en golcü ismi..

Bu sezonki ilk karşılamada 4-2'lik Glasgow Rangers üstünlüğü vardı.Fakat şimdi formda bir Celtic var ve sahasında oynuyor.Celtic'i favori görüyorum bu maçta...

25 Aralık 2011 Pazar

Scout Not Defteri 22 - Sone Aluko


İsim: Sone Aluko
Doğum: 19 Şubat 1989
Doğum Yeri: Hounslow,İngiltere
Takım: Glasgow Rangers
Numara: 19

Glasgow Rangers'ın Abeerden'den transferi Sone Aluko.
Birebirde çok başarılı bir oyuncu.Hızının yardımı,bileklerini iyi kullanması sebebiyle çok rahat adam geçebiliyor.Kendini geliştirebilirse çok iyi oyuncu olabilir.Yeteneği var bunu belli ediyor.Rangers'ta gelişimi için çok uygun.Sürekli forma şansı bulur,seviye atlarsa Premier Lig'de bile görebiliriz.

24 Aralık 2011 Cumartesi

Tarih Yeniden Yazılıyor / Bursaspor 1919'da Mı Kuruldu ?


Bursa'nın yerel gazetelerinden biri olan Olay Gazetesi'nde çok ilginç bir haber vardı bugün.Öyle ki tarihi değiştirecek bir cinsten haber.
Bursaspor 1963'te kuruldu bilindiği gibi.Fakat Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Mehmet Süme,Osmalı arşivlerini araştırırken 1919 yılına ait bir belgede Bursaspor'un olduğuna dair bilgiler buldu.17 Mayıs 1919 tarihli belgede dönemin kulüp başkanı gazetede satışa sunulan spor malzemelerini satın almak için İstanbul Levazım Müdürlüğü’ne şu yazı yazıyor :

'' Yüce makamınıza... Efendim, hazretleri...

Günlük İstanbul gazetelerinin ilanlar kısmında müdüriyetiniz tarafından müzayede ile satılacağını duyurduğunuz jimnastik direklerinin değeri ne ise Bursaspor Kulübü adına gönderilmesini istirham ederim.

Ne kadar var ise tamamının gönderilmesini talep ile değerlerini bir an evvel aşağıdaki adrese bildirmenizi istirham ederek üstün saygılarımızın kabulünü binlerce niyaz eylerim efendim.

17 Mayıs 1335 (1919) ''

Gönderilen yazı bu.Yukarıdaki resimde bu belgeden bir fotoğraf.
Konuyu araştıran İzzet Baysal Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Mehmet Süme
'' Bir tarihçi olarak ben bundan hiçbir şüphe duymuyorum. Çünkü orjinal bir belge, imza var ve ıslak mühür var. Bundan şunu anlıyoruz; Osmanlı Döneminde Bursa’da spor faaliyetleri yapılıyor. Bir Bursaspor Kulübü var ve bu kulüp İstanbul Levazım Müdürlüğü’nün gazete ilanıyla satışa çıkardığı cimnastik direklerine talip. Demek ki bu kulüp sporun futbol dışındaki branşlarıyla da ilgileniyor.

Bursaspor Kulübü Müessesesi Reisi Daisi” günümüz Türkçesine çevirecek olursak, Bursaspor Kurucu Başkanı imza atmış. Altında da ıslak mühür var. Üzerinde 1335 tarihi (Rumi) net görünüyor. Bundan şunu çıkarıyoruz; 1919 yılında Bursaspor adına bir mühür var o dönemde bir kurum adına bir mühür kazıtmışsa kulübün kuruluş tarihi o mührün üzerine yazılıyor. Dolayısıyla o mührün üzerinde yazan 1335 yani 1919 tarihi kulübün kuruluş tarihidir.
'' diyor.

Çok ilginç hakikaten.Belgelerde sağlam.Araştırılması gereken bir konu.Umarım üzerine gidilir...


Haberin tamamı tıklayınız....

Futbolcuya Has Gol Sevinci / Robbie Keane




Robbie Keane.Bir numaradır gözümde.

Aleksandrs Cekulajevs


Avrupa'da gol krallığı listelerine bakarken aklıma geldi,bloga yazalım dedik.
Aleksandrs Cekulajevs...
Estonya Ligi ekiplerinde JK Trans Narva'nın golcüsü.Harbiden golcü ama.
Geçtiğimiz sezon ligde 35 maçta forma giydi , 46 gol atmayı başardı.Bir maçta üç maçta hat-tirck yaparken,bir maçta 4,5 ve 6 gol attığı karşılaşmalar olmuş.46 golün yanında 10'da asist yapmayı başaran Aleksandrs Cekulajevs kupalarla birlikte geçen sezonki gol sayısı 40 maçta
54 gol.Bu da maç başına 1.35 gol ortalamasına denk geliyor...

Şuan Avrupa'da en golcü futbolcular listesinde birinci sırada bulunuyor Cekulajevs.Altın ayakkabı için adayalardan biri.Fakat ikinci sırada 16 maçta 20 gol atan Cristiano Ronaldo var.Estonya Ligi'nde atılan goller 1 ile çarpılıyor.Yani attığı gol kadar puanı var Cekulajevs'in.İspanya Ligi'nde atılan goller ise iki ile çarpılıyor.Bu nedenle 40 puanla hemen arkasında Ronaldo.

Bu arada Cekulajevs'in adı son günlerde Trabzonspor ile anılıyor.

Resim uefa.com adresinden...

23 Aralık 2011 Cuma

Ligin İlk Yarısında Bursaspor




Çok ilginç bir bir yarı geçirdi Bursaspor.Aynı zamanda çok zor bir dönemdi hem taraftarlar,hem de teknik kadro açısından.Anderlecht maçlarınıda içine alırsak ligin ilk üç haftası gerçekten iyi futbol orta koymuş,pozisyon zengini olan bir Bursaspor vardı.Fakat ne olduysa Sivasspor maçıyla başladı.

Aslında genel sezon analizinde önce transfer dönemine göz atmakta fayda var diye düşünüyorum.
Ligin başlamasına günler varken Sercan Yıldırım ve Volkan Şen'in gönderilmesi bana göre yanlış bir hamleydi.Neden diye soracak olursanız ; Planlarınızı yapmışsınız,sisteminizi kurmuşsunuz.Takımınız en önemli oyuncularını böyle bir zamanda yollamak yanlış bir seçimdi bana göre.Ayrıca yerine gelen oyuncular arasında safkan bir sağ açık olmaması,Ergic'in yerinin doldurulamamasıda bu durumda olmamızın etkenlerinden biri...



Başta dedik ilk üç hafta iyi Bursaspor vardı diye.Öyleydi.Hani o 2010 ruhu diyorduk ya,işte onu yakaladık demiştik çoğumuz.Ne oynadığını biliyordu takım.Çokta iyi karşılaşmalar çıkarmıştık.Ama ne olduysa Beşiktaş maçında alınan mağlubiyet ve Sivas deplasmanındaki 3-0'lık yenilgi ile başladı.Takımın ruhu kayboldu desek yeridir.Savunma anlamında iyi işler yapsakta hücum anlamında inanılmaz kötü bir dönem geçirdik.Turgay,Sestak,Bangura'nın kötü olması takımın hücum hattının Ozan İpek ve Batalla'nın yapacaklarına bağlı olması nedeniyle çok sıkıntı çektik.

Adem ve N'Diaye orta saha ikilisi her ne kada mücadeleci,savaşçı bir orta saha olsa da teknik kapasiteleri sınırlı.Bu nedenle orta sahadan hücum anlamında yapılan katkı sıfırdı neredeyse.Bunun yanında sezona çok iyi giren N'Diaye ilerleyen haftalarda büyük düşüş gösterdi.

Orta sahanın teknik özelliklerinin sınır olmasının yanına birde sağ kanattan verim alınamaması nedeniyle işler iyice kötüye gitti.Çünkü Ertuğrul Sağlam o bölgede Turgay ve Sestak oynattı dönem boyunca.Ne kadar katkı alabilirsin devşirme futbolculardan ? O kanat işlemez oldu ve bütün yük Ozan İpek'in üzerine bindi.O'da elinden geleni yapıyor ama yapı olarak adam geçen bir oyuncuda değil.



Bangura,Tagoe,Sestak...Veremedik alamadık diyecek kadar verim aldık yeni transferlerimizden.Bangura iyi başladı lige,ama Beşiktaş maçından itibaren kayboldu.Tagoe.Bursaspor'un tarihinin en kötü transferlerinden biri desek yeridir.Zaten Bursaspor gibi bir takımda iş yapması zor Tagoe'nin.
Sestak..Forvette oynasa belki yararlı olacak ama sağ açık eksikliği nedeniyle o bölgede oynadı genellikle.Ama ligin ikinci yarısında daha etkili olacağını düşünüyorum.

Hep kötü kötü yazdık ama bu dönemde kazandığımız şeylerde var.En basiti Serdar Aziz.Kaptanlığa kadar yükselmeyi başardı genç stoper.Çok başarılı bir dönem geçirdi.
Carson...Özellikle 4-5 maçlık bir periyot vardı,coşmuştu adeta.Zaman zaman hatalar yapsa da iyi bir performans sergiledi ve İngiltere Milli Takımı'na da döndü..

Şimdi kötü de olsa devreye vardık.Transfer yapılacak gibi gözüküyor ki ciddi de miktarlar ödenecek gibi.Sistemli,planlı olunmalı.Bu sezon bunun sıkıntısını çekiyoruz.
Bu zor dönemde genç oyunculara şans verilse daha iyi olur.Hiç olmazsa bir oyuncu kazanırız.Ayrıca yeni sezon için transferler daha planlı bir şekilde yapılır.

22 Aralık 2011 Perşembe

Premier Lig'in 20000. Golü Albrighton'dan


Son günlerde bloglarda sık rastladığımız konulardan biriydi bu.
Premier Lig'de 20.000.golü kim atacaktı ?

Dünkü oynanan karşılaşmaların neticesinde 20 bininci gol atıldı.Gol Astan Villa - Arsenal karşılaşmasında 21 yaşındaki İngiliz oyuncu Marc Albrighton tarafından geldi.
Savunmasının hatasında çok iyi yararlanmış genç oyuncu.Kurtardığı topu düzgün bir şekilde kaleye yollamış ve top ağlarla buluşmuş.

Bu arada 10000.gol ise Aralık 2001'de Tottenham'ın Fulham'ı 4-0 yendiği maçta Les Ferdinand tarafından atıldı.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Valverde'nin Golcüleri


Olympiakos'un çok iyi forvet hattı var diyerekten yazıya başlıyalım.
Hani belki herkesi memnun etmeyebilir ama aldıkları verim bunu gösteriyor.

Marko Pantelic,Kevin Mirallas ve Rakif Djebbour'un sık olarak forma giydiği bir hücum hattı var Olympiakos'un.
Teknik Direktör Ernesto Valverde bu üç oyuncudan alacabileceği en yüksek verimlerden birini alıyor bu sezon.
Üç oyuncudan 30 gollük bir katkı aldı sezonun ilk yarısında Valverde.Pantelic 11 gol,Mirallas 10 gol ve Djebbour ise 9 gollük bir katkı yaptı.

Kaliteli uç elemanlarının yanında diğer mevkilerinde de iyi oyuncuları var.Böyle olunca başarıda geliyor.Ligde Panathinaikos'un önünde lider ilerlerken,Avrupa'da Şampiyonlar Ligi 2.Tur biletini son dakikalarda kaçırdılar.Avrupa Ligi'ne devam ediyorlar.

20 Aralık 2011 Salı

Gol Olacağım Diyen Futbol Topu



Gol olacağım diyen top gol oluyor.Görüntü Sheffield Wednesday - Huddersfield maçında.
Footballove Blog'dan....

Stoper Bolluğu


Yeni gençler çıkmalı diyoruz,kan değişikliği gerek diyoruz Milli Takımımız için..
Abdullah Avcı'da değişikliğin sinyalini vermişti.Özellikle stoper bölgesi için Serdar Aziz,Semih Kaya ve Serdar Kesimal isimlerini vermişti.

Aslında bakacak olursak o bölgede Abdullah Avcı'nın gerçekten birden çok alternatifi olacak.Yukarıda saydığımız isimlerin yanında Egemen Korkmaz,Ömer Toprak,Ersan Adem Gülüm,Aykut Demir ve aklıma gelmeyen birçok kaliteli stoper var.
Bunların yanında A Milli Takım'da daha önce forma giymiş birçok tecrübeli isim var.
Asıl merak ettiğim soru ise stoper ikilisi sürekli değişecek mi yoksa birbirlerini daha iyi tanımaları,kemik kadro oluşmasına adına sürekli aynı isimler mi şans bulacak ?
Açıkçası işi zor Abdullah Avcı'nın çok kaliteli oyuncular var o bölgede...

18 Aralık 2011 Pazar

Grant Holt,Paul Lambert ve Kader


12 Nisan 1981 Carlisle doğumlu Norwich'in golcüsü.
2009 yazında Norwich'e transfer oldu.Norwich formasıyla sahaya çıktığı ilk maçta Colchester'e 7-1 mağlu oldular.
Böyle bir başlangıca rağmen o sezon Championship'e yükselmeyi başardı Norwich City.Bundan en büyük paylardan biri Grant Holt aldı.24 gol 13 asist gibi mükemmel bir katkı.

Geçtiğimiz sezonda Championship'e yeni çıkmalarına rağmen mükemmel bir performans sergilediler.İlginç ama bu lige yeni çıkanlar takımlar son zamanlarda cidden çok başarılı oluyor.Buna yazılarımızla değinmiştik.

Neyse konumuza dönecek olursak League One'de takımın en önemli isimleriden biri olan Holt 21 gol 16 asist gibi harika bir destekle takımının Premier League çıkmasında en büyük katkı yapan isimlerden biri oldu.Championship 2011 En iyi Oyuncu Ödülü'ne aday gösterildi.

Holt,Premier Lig'de de gollerine devam ediyor.En son dün Everton'a bir gol atmayı başardı ve takımının bir puan almasında büyük rol oynadı.2009 yılında transfer olduğu Norwich onun kariyerinde bir dönüm noktası oldu desek yeridir.2 yıl önce League Two,League One'da oynarken şimdi Premier Lig'in golcü oyuncuları arasında...



Aslında burada Paul Lambert'a da ayrı bir parantez açmak lazım.League One'de,Championship'te,Premier Lig'de ona güvenildi ve neticesinde meyvelerinide almayı başardılar.Şöyle ilginç bir şeyde var onu da anlatayım.2009/2010 sezonun ilk haftasında kendi sahasında Colchester'a 7-1 mağlup oluyor Norwich.Ve Colchester'ın başında Paul Lambert var.O Paul Lambert,o maçtan 11 gün sonra Norwich'in teknik direktörü oluyor.Takımı ilk önce Championship'e,ardından Premier Lig'e çıkarıyor.
Kader işte...İki maç önce 7-1 yendiğin takımın teknik direktörü oluyorsun,ardında bir peri masalı daha başlıyor...

Cristiano Ronaldo


2009 / 2010 Sezonu

La Liga : 29 Maç 26 Gol
Şampiyonlar Ligi : 6 Maç 7 Gol
Toplam :
35 Maç 33 Gol

2010 / 2011 Sezonu

La Liga : 34 Maç 40 Gol
Şampiyonlar Ligi : 12 Maç 6 Gol
Copa Del Rey : 8 Maç 7 Gol
Toplam : 54 Maç 53 gol

Ortalarına yaklaştığımız bu sezona bakalım :

La Liga : 16 Maç 20 Gol
Şampiyonlar Ligi : 4 Maç 3 gol
Copa Del Rey : 1 Maç 1 Gol
Süper Kupa : 1 Maç 1 Gol
Toplam : 23 Maç 25 Gol

Henüz Aralık ayının ortasında olmamıza rağmen Cristiano Ronaldo 25 golü bulmuş durumda.Üstelik La Liga'da 5 kez hat-trick yapma başarısı gösterdi.İki buçuk sezon attığı gol sayısı 111.Asistlerini saymıyorum bile...
Bu sezon ligde inanılmaz rakamlara ulaşabilir,ulaşılmayacak gol rekorlarının sahibi olabilir.

17 Aralık 2011 Cumartesi

Avrupa Kupaları'nda Kuralar Çekildi



Avrupa yolculuklarında yollarına Avrupa Ligi'nde devam edecek olan temsilcilerimiz Beşiktaş ve Trabzonspor'un rakipleri dün belli oldu.
Beşiktaş kupanın son finalisti Braga ile eşleşirken Trabzonspor PSV ile eşleşti.

Beşiktaş için ortanın biraz üstü zorlukta denilebilecek bir kura.Geçen sezonun finalisti bir takım ama eski güçlerin değiller.Ama az gol atıp az yeme gibi bir özellikleri var ki geçen sezon birçok turu bu saye de geçmeyi başardılar.Bu nedenle bu turda atılacak her golün değeri önemli olacak.Özellikle ikinci maç yani İnönü'deki maç çok önemli.


Trabzonspor için zor kura açıkçası.İşleri gerçekten zor.Karşılarında Hollanda'nın en güçlü ekipleriden biri var.Üstüne üstlük rakibin daha önce blogda bahsettiğimiz Dries Mertens,Toivonen,Matavz,Wijnaldum gibi hücum silahları var.Trabzon gol atacaktır ama işin savunma kısmını iyi yapmaz ise bu attığı gollerin hiçbir önemi kalmaz.

Diğer eşleşmelere bakacak olursak ;
Porto - Manchester City ve Ajax - Manchester City maçları zevkli,çekişmeli,farklı futbol ekollerinin kapışacağı karşılaşmalar olacak.Bunun yanında Rubin Kazan - Olympiakos,Stoke - Valenci,Lazio - Atletico Madrid maçları başa baş geçecektir.Ayrıca Az Alkmaar - Anderlecht eşlemesinde bol gol izleyeceğimizi söyleyebilirim..



Şampiyonlar Ligi'nde de kuralar çekildi bugün.
Eşleşmelerin en dikkat çekicisi şüphesiz Milan - Arsenal olacak.Açıkçası ne diyeceğimi bilemiyorum bu eşleşme ile ilgili.Milan ağır basıyor ama karşıda da Wenger'in takımı Arsenal var.Aynı şeyleri Zenit - Benfica maçı içinde söylemek doğru olur.
Napoli - Chelsea zevkli geçmesi muhtemel iki maça sahne olacaktır.Özellikle San Paolo'daki maç hangi takımın tur atlayacağını önemli ölçü de belirleyecektir.
Bunun yanında bu sezon harika oynayan Bayern Münih'in Basel'i eleyeceğini düşünüyorum.Yine gollü bir eşleşme izleyebiliriz.
Son şampiyon Barcelona ise Almanya'ya gidiyor ilk maç için.Leverkusen ile eşleştiler.Turu geçeceklerini düşünüyorum.
Bir diğer İspanyol temsilcisi Real Madrid ise CSKA Moskova ile eşleşti.İlk maç Şubat ayında oynanacak.O yüzden ilk maç riskli gibi biraz ama Real Madrid'in geçeceğini düşünüyorum.
Lyon,gruplarda büyük bir sürpriz yapan Apoel ile eşleşirken,bir diğer Ligue I takımı Marsilya,İnter ile eşleşti.Lyon ve her ne kadar istikrarlı bir görüntü sergilemese de İnter eşlemeşlerde favori takımlar.

16 Aralık 2011 Cuma

Bursaspor'un Kondüsyon Sorunu


Bursaspor'a 2010 yılında şampiyonluğu getiren anahtarlardan biri kondisyonu olmuştu.
Öyle ki takım 90 dakika aynı performansı oynayabiliyordu.Böylece rakip takımın kondisyonun düştüğü anlarda ayak kalıp birçok maçı döndürdüğü vardı.
Fakat o sezonki Bursaspor,geçtiğimiz sezonun ortalarında itibaren yavaş o özelliğini kaybetmeye başladı.Bırakın geriden gelip maç kazanmayı,daha çok öne geçtiği birçok maçta üstünlüğünü koruyamadı.

Bu sezon ise iyice ayyuka çıktı bu durum.Öyle ki son dakiklarda birçok gol yedi,birçok maç kaybetti Bursaspor bu sezon.Yenilen gollerin birçoğu,son 15 dakika olmak üzere ikinci yarıda yenildi.Dikkat edilmesi gereken bir nokta bana göre.Çünkü 90 dakikada ayakta kalmayı başaran bir Bursaspor birkaç oyuncununda takıma katılmasıyla çok daha iyi olacaktır.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Crespo Razgrad Yolcusu Mu ?


Futbol tarihinin en büyük golcülerinden biridir Hernan Crespo...River Plate'ten Parma'ya gidişiyle başlayan Avrupa kariyerinde birçok büyük takımda oynamış Crespo artık kariyerinin sonlarında.
İlginç bir transfer dedikodusu da çıktı.Bu sezon Bulgaristan Ligi'ne çıkan ve ligde fırtınalar estiren Ludogorets Razgrad'ın Crespo'yu transfer etmek istiyor.Ocak transfer döneminde kiralık olarak kadrosuna katmak istedikleri çıkan haberlerin arasında.
Bu sezon Parma'da pek forma şansı bulamayan Crespo kariyerinin sön dönemini nerede geçireceğini zaman gösterecek.

13 Aralık 2011 Salı

Scout Not Defteri 21 - Artjoms Rudnevs


İsim: Artjoms Rudnevs
Doğum: 13 Ocak 1988
Doğum Yeri: Daugavpils,Letonya
Takım: Lech Poznan
Numara: 16

Rudnevs'i daha önce yazmayı planlıyordum ama kısmet bu akşamaymış.
Geçen sezon Juventus'a attığı goller ile dikkati çeken bir futbolcuydu Rudnevs.Geçen sezonki başarsını bu sezon geliştirerek devam ediyor.Ligde 17 maçta 18 gol atmayı başardı ve Çek Cumhuriyeti'nde Lafata'nın benzeri bir performans sergiliyor.
Letonyalı golcü oyuncunun peşinde birçok takım vardı geçen sezondan beri ama henüz transfer olmadı.Bu sezonki mükemmel formu ile taliplileri daha da artacaktır.

Son olarak geçen sezon Juventus'a attığı mükemmel gol ile yazıyı bitirelim.

Süper Mario Balotelli


Futbol dünyasının ilginç futbolcularında biri Balotelli.Yaptığı komiklikler,ilginç gol sevinçgleri ile futbol dünyasına damga vuruyor günden güne.
Ama büyük yetenek hakikaten.Özellikle bu sezon mükemmel bir performans sergilemekte.
Dün oynadığı Chelsea maçı ile bu sezon ikinci kez bir maçta 90 dakika forma giyebildii.Toplam olarak 11 maçta 587 dakika şans Balotteli 8 gole imza attı.Bu da 73 dakikada bir gol attığı anlamına geliyor.
Balotelli bu gerçekten iyi bir performans sergiliyor.Bakalım sezon sonuna kadar bu performansını sürdürebilecek mi..

FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası 2011


Geçen sezon İnter'in şampiyon olduğu,her kıtanın Şampiyonlar Ligi Şampiyonları'nın katıldığı bir turnuva olan FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası Japonya'da başladı.

Japonya J-League'nin son şampiyonu Kashiwa Reysol ilk olarak Auckland City 2-0 ile geçti.Bunun ardından çeyrek final maçında Monterrey'i normal süresi 1-1 biten maçın ardından yarı finalde Libertadores şampiyonu Santos ile eşleşti.

Afrika Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Al Saad ise Tunus temsilcisi Esparance Sportive De Tunis'i 2-1 ile geçerek yarı finalde Barcelona'nın rakibi oldu.

14 Kasım'da Kashiwa - Santos , 15 Kasım'da Al Saad - Barcelona maçları oynanacak.

Yılbaşı Ağacı Logolu Forma



İlginç tasarımlar çıkıyor kulüplerden.Özellikle Alman Kulüpleri özel tasarımla konusunda daha etkin.Mesela Borussia Dortmund derbi için özel Westfalen logolu bir forma yapmıştı.
Werder Bremen'de yılbaşına özel bir forma yapmış.Daha doğrusu logusunda biraz oynamaya giderek yılbaşı ağacını kullanmış.



Werder Bremen'in Logosu

11 Aralık 2011 Pazar

16 Yıl Önce / George Weah



3 Aralık 1995...
Lazio - Milan maçı...

Real Madrid 1-3 Barcelona


Barcelona'yı yenmenin formülü belli.Nedir bu formül ?
Pres..Ama bunu 90 dakikaya yaymak asıl olan.Real Madrid son El Clasico'larda hep bunu deniyor.
Real Madrid maça adeta piyangoyla başladı.Yapılan hata neticesinde Benzema'nın golüyle 1-0 öne geçtiler.Aslında o şokun üzerine bir baskı daha kurup gol bulabilme şanslarıda vardı.Nitekim dakikasını hatırlamıyorum ama Ronaldo'nun kaçırdığı bir gol varki o maçın kırılma anlarından biri oldu.
Zaten sadece Ronaldo değil Mesut,her ne kadar çok istekli olsa da Di Maria'nın iyi günlerinde olmayışı da skoru attıramama da önemli etkelerden bazılarıydı.

Barcelona karşı oynarsan çok dikkatli olmak zorundasındır.Anlık bir dikkatsizlik pahalıya mal olabilir.Messi'nin büyük katkısıyla Alexis Sanchez ile durumu 1-1'e getiren Barcelona aslında mental olarakta maçta üstünlüğü sağlamıştı.Çünkü Barcelona öyle böyle gol atıyordu.

İkinci yarı Marcelo'ya çarpıp giren top ile ibre tamamen Barcelona tarafına dönmüştü.Çünkü presi iyi yapan Real Madrid ile uç elemanları pek üretken değillerdi.

Maçın bir diğer kırılma anlarından biride yine Ronaldo'nun kaçırdığı net fırsattı.Yapılan ortaya kötü bir kafa vuruşu yaptı Ronaldo.
Real Madrid gol ararken,geride de açıklar vermeye başladı.Messi'nin getirdiği topu Dani Alves alda at dercesine Fabregas'a ortaladı topu ve o da bu ikramı geri çevirmedi.

Maç bu golle bitmişti zaten.Oyuna sonradan girenlerde pek katkı veremedi.

Genel olarak Real Madrid o kadar kötü oynamadı.Zaman zaman çokta iyi pres yaptılar.Daha üretken olabilselerdi çok farklı olabilir maçın sonucu.
Barcelona ise o kadarda iyi oynamadığı maçtan üç puanı çıkardı ve kafası rahat bir şekilde Japonya'nın yolunu tutacak.

Resim sporx.com adresinden...

Gemisini Kurtaran Kaptan


Zor bir yaz geçirdi Arsenal oyuncusuyla,teknik direktörüyle.Takım kilit oyuncuları Fabregas ve Nasri ayrılmıştı.Üstüne üstlük lige kötü başlangıç durumu iyice içinden çıkılmaz hale getirmişti.

Fakat Swansea maçının ardından başlayan galibiyetler ile ritmini yakalamaya başladı Arsenal.Tabii Robin Van Persie'nin büyük katkılarıyla..

Biri kaptanı olmak üzere iki önemli oyuncusunu kaybeden Arsenal'de liderlik koltuğunu alan isim oldu Robin Van Persie.Batalık içindeki Arsenal'i sırtlayıp nefes almasını sağladı.Çoğu maçta takımı kurtaran,üç puanı Arsenal lehine yazılmasını sağlayan golleri attı.

Bu süreçte sakatlık yaşamaması,sürekliliği sağlması onun açısında da çok iyi bir şey.Umarız sezon sonuna kadar bu devamlılığı devam ettirir.Arsenal'in efsane futbolcularından biri olma yolunda ilerliyor..

10 Aralık 2011 Cumartesi

Scout Not Defteri 20 - Maximilian Beister



İsim: Maximilian Beister
Doğum: 6 Eylül 1990
Doğum Yeri: Göttingen,Almanya
Takım: Fortuna Düsseldorf(Kiralık)
Numara: 11

Hücum futbolcularının hem gol atanı,hem gol attıranına sahipseniz çok şanslısınız demektir.Böyle futbolculara sık rastlanılmaz.Rastlanırsa da fiyatları pahalıdır.

Böyle bir futbolcu Maximilian Beister.Henüz 21 yaşında.Bundesliga 2'nin lideri Fortuna Dusseldorf'da kiralık oynayan,bonservisi Hamburg'da olan hücum oyuncusu..
Girişte yazdıklarımızla uyan bir futbolcu Beister.Aslen bir kanat oyuncusu ama golcülük özelliğinin olması gerçekten çok iyi.Böylece hücumun her bölgesinden oynatabilecek bir oyuncu haline geliyor.
Çok sağlam bileklere sahip.Bu bilekleri hızıylada birleştirince yırtıcı bir hücum oyuncusu oluyor.Henüz 21 yaşında.8 gol attı 11 asist yaptı ligin ilk yarısında.Fortuna Düsseldorf Bundesliga'ya göz kırparken o da değerine değer katmaya devam ediyor.
İleride kendini daha da geliştirmeyi başarırsa çok çok iyi bir futbolcu olabilir Beister...

Futbol Maçından Öte Taktik Savaşı | El Clasico


İlginç bir El Clasico bizleri bekliyor bu akşam.Zaten El Clasico'lar hep ilginç olmuştur.Mesela en son Ağustos ayındaki Süper Kupa maçında olan olaylar,Nisan ve Mayıs ayında art arda dört kez karşılaşmaları,çıkan kırmızı kartlar,gergin atmosferi sayabiliriz.

Şimdi ise durum biraz farklı.Farklıdan kastımız son El Clasico'lara net favori Barcelona çıkarken bu akşamki karşılaşmada iki tarafta maçın favorisi konumunda bana göre.Bunun temel sebebi 15 maçtır üst üste kazanan ve ayakları daha sağlam bir şekilde yere basan Real Madrid,geçen seneye nazaran kötü olan Barcelona,Mourinho faktörü..

Real Madrid başta dediğimiz gibi bu sene ayakları sağlam basıyor yere.Levante yenilgisi ve ardından Santander beraberliğiyle büyük bir çıkışa geçen Mourinho'nun öğrencileri Şampiyonlar Ligi dahil önüne gelen devirdi.Çoğu maçını da rahat bir şekilde kazanmayı başardı.

Real Madrid'in elindeki en büyük koz Ronaldo tabii ki de..Portekiz'li 21 gole imza atı bu sezon,şu haftaya kadar.Bunun yanında Angel Di Maria'nın yükselen performansı,Higuain ve Benzema'nın verdikleri katkılar bu sezon Real Madrid'in işine çok yaradı.Di Maria solda sağda Ronaldo'nun oynayacağını düşünürsek,ileri uç elemanı kim olacak ? Orası merak konusu...



Bunun yanında orta saha tercihleride bu maç adına etkili olacak bir etken.Özellikle Real Madrid'in orta sahası maçın kaderini etkileyebilir.Çünkü karşında dünyanın en iyi orta sahasına sahip takım var.Bu nedenle sahaya çıkacak isimler bu yüzden önemli...

Barcelona'ya bakacak olursak...Maç fazlasıyla Real Madrid'in üç puan gerisindeler.Bu maçı kaybetmeleri demek farkın altı olması,Real Madrid'in eksik maçını oynamasıyla alabileceği bir galibiyet ile dokuz olması demek..Üstüne Japonya'ya gidecekler Dünya Kulüpler Şampiyonası için.Yani ligin kader maçlarında biri bu desek yeridir.

Messi takımın en büyük kozu.Messi ile birlikte Barcelona orta sahası en büyük tehdit Real Madrid adına.Fakat şöyle bir şey ekliyelim.Messi bu sezon sadece bir deplasmanda gol atabildi.O da Athletic Bilbao maçında attığı ve bir puanı kurtaran son dakika golüydü.

Guardiola nasıl takım sürecek sahaya bu da merak konusu ? Twitter'dan yazmışık Prorroga Blog'dan Emre Çelik demek istediğimi çok iyi bir şekilde açıklamış..

'' Olay aslında sadece Pep Guardiola'nın hangi oyuncuları nerede seçeceği değil. Bir de 4-3-3 mü yoksa 3-4-3 mü sorusu var akıllarda. Barcelona bu sezon Sevilla, Valencia, Milan deplasmanları gibi zorluk derecesi yüksek olan bir çok maçta puan kaybetmeyi göze alarak oyunun belli bölümleri veya tamamında 3-4-3 ile sahadaydı. Hatta puan kaybedilen Valencia ve Sevilla maçlarının ardından Pep hakkında yapılan eleştirilerin ortak paydası "3-4-3'ün zorluk derecesi zor bu maçlar yerine içeride daha zayıf ekiplere karşı denenmesinin daha doğru olup olmayacağı" yönündeydi ama Pep Guardiola puan kayıplarına rağmen 3-4-3'ten vazgeçmedi. Maç öncesinde İspanyol spor basını Barcelona'nın 4-3-3 ile sahada yer alacağını düşünmesine rağmen Pep 3-4-3 ile çıkarsa hiç kimse şaşırmaz açıkcası. Ama böyle önemli bir maçta tercih edilmeli mi, daha doğrusu nasıl bir sistem tercih edilmeli? '''

Bu maç için 3-4-3 riskli gözüküyor.Her ne kadar orta sahan çok çok kalite olacak olsa da bu maçta Real Madrid temel prensibi topa sahip olmak ve pres yapmak olacaktır.Bu nedenle savunmanın arkasına atılacak toplarda formda oyuncular Ronaldo,Di Maria,Benzema veya Higuain gibi isimler çok can yakabilir.

Bunun yanında 4-3-3 oynarsa orta saha dizilimi nasıl olacak ? Bu da merak edilen sorular arasında...

Hani Messi ve Ronaldo dedik en büyük kozlar takımlar adına.Ama bana göre en büyük koz Jose Mourinho.Bu maçı aylar öncesinden kafasında oynamaya başlamıştır bile.O yüzden farklı bir taktikle sahada olan Real Madrid görebiliriz.

Sonuç olarak ligin kaderini etkileyecek önemli bir maç oynanacak bu akşam.Sahada bir futbol mücadelesinin ötesinden taktik savaşı verilecek.Bakalım..Galip gelen taraf kim olacak..

9 Aralık 2011 Cuma

Jübileye Hazırlanış / El Fenomeno



Gelmiş geçmiş en iyi golcülerin listesinin ilk beşinde yer alması gereken futbolculardan biridir Ronaldo.Kendine has çalımı,son vuruşları bir döneme damga vurmuş oyunculardan biriydi.
Hatırlanacağı üzere Haziran ayında oynanan Romanya maçında son kez Brezilya formasını sırtına geçirmiş ve jübilesini yapmıştı.Yukarıdaki görüntülerde jübile maçına nasıl hazırlanıdığnı gösteriyor El Fenomeno'nun...

Şehir Olarak Avrupa Ligi'ne


Hafta içi Avrupa mesaisinin kuşkusuz dikkat çeken olaylarından biriydi Manchester takımlarının Avrupa Ligi'ne kalması.Manchester City'ye o kadar şaşırmasakta finallerde görmeye alışık olduğumuz Alex Ferguson ve öğrencilerinin Avrupa Ligi'ne kalması birçok futbolseverleri şaşırttı.

Manchester United bizi en çok şaşırtan takım oldu dedik doğal olarak.Çünkü hep finallerde alışmıştık.Bu kadar erken Şampiyonlar Ligi'ne veda etmelerine alışık değiliz.Grubun kader anı herhalde 3-3 biten maç oldu.2-0 öne geçen United son dakika golüyle bir puanı kurtarmış olacaktı.O maçtan alacağı üç puan ile rahat bir şekilde gruptan çıkabilirlerdi.
Manchester United'ın B harfli takımlardan neler çektiğini biliyoruz hepimiz :)


Manchester City ise ligde dolu dizgin gidiyor.Avrupa'da da iyi gittiklerini söylemek lazım.Avrupa Ligi'ne kalmalarına rağmen üç galibiyetle grup maçlarını tamamladılar.Fakat Napoli deplasmanında kaybetmeleri,ipleri tamamen rakiplerinin eline geçmesine neden oldu.Son maçta Bayern'i yenselerde gruptan çıkamadılar.

Sonuç olarak ilginç bir Avrupa Ligi süreci bizi bekleyecek.Özellikle Manchester United'da bu platformda izleyecek olmamız,olası Manchester United - Manchester City eşleşmesi durumu daha da ilginç hale getiriyor.

Sağlanamayan İstikrar


Geçen sezon transfer döneminin en hareketleri takımlarından biriydi Atletico Madrid.Takımın iskeleti değişmişti deseydik yeridir.Agüero,De Gea,Forlan,Ulfalusji kimi takımın kilit oyuncuları takımdan ayrılmıştı.Yerlerine Falcao,Diego,Arda,Curtoius,Silvio gibi birçok oyuncu geldi.
Üstüne üstlük takımın teknik direktörü değişmişti.Flores gitmiş yerine Manzano gelmişti.

Böylesi bir değişim gösteren takımlar için ilk zamanlar zordur.Çünkü yeni bir takım,yeni bir teknik direktör.Nitekim öyle oldu Atletico adına.Çok istikrarsız gidiyorlar.En son ligde 3-1 kazanmışlardı.Fakat dün Albatece'ye yenildiler Kral Kupası'nda.

Böyle yenilenme geçiren takımların istikrar yakalaması,galibiyet serilerinin olması önemlidir.Bu hem olası kayıplarda telafinin kolay olması,futbolculara daha rahat kaynaşma ortamı sağlaması gibi hem saha için etkileyen hem de mental anlamda da etkili olabilecek bir etken.

Şuan Atletico Madrid'de bana göre eksik olan şeylerden biri bu.Galibiyet serisine,ondan öte mağlup olmama serisi gibi takıma güven getirecek olgular lazım.

Ama şunu da belirtmem lazım Atletico Madrid'in gerçekten çok iyi kadrosu var ama zaman gerekiyor.Fakat Manzano'nun koltuğuda sallantı da bu nedenle pekte zaman verileceğini düşünmüyorum Manzano'ya..
Bakalım zaman neler gösterecek.

7 Aralık 2011 Çarşamba

''Kenny Bizim İçin Gerçek Bir Lider''


“Kenny bizim için gerçek bir lider, sezon başında onu Bursaspordan transfer etmekle harika bir iş çıkardık'' diye konuşuyor Cardiff'in menajeri Mackay...

Sezon başında ailevi sorunlar nedeniyle Bursaspor'dan Cardiff'e transfer olmuştu.
Şuan için takımının forvet bölgesindeki en öneml ismi durumda.Diğer forvetlerden hem kalite,hem tecrübe olarak daha iyi durumda Kenny Miller.Bu sezon 20 maçta 7 gol attığına aldanmamak lazım.Nitekim Cardiff'te gol yükü bir oyuncu üzerinden değil.Her mevkiden birçok oyuncunun golü var.

Mackay'ın Miller hakkında dediklerinden biri de liderlik özelliği hakkında.Abi denilecek yaşta olması,sorumluluk alması önemli şeyler.Bunun yanında Plymouth'tan transfer edilen genç golcü Joe Mason'u işine çok yarayacak.Miller'dan çok şey öğrenecek genç oyuncu.( Bu sezon 17 maçta 4 golü var )


Miller için bu sezonun tek handikapı yoğun maç temposu olabilir.Çünkü özellikle Championship ekipleri çok maç oynuyor.Üstüne kupa maçlarıda eklenince gerçekten yoğun bir program oluyor.Ama 20 küsür gole ulaşacaktır diye düşünüyorum.

5 Aralık 2011 Pazartesi

Umut Bulut



Fransa Ligi zordur.Özellikle hücum futbolcuları için.Hele,Umut gibi daha önce hiç yurt dışında forma giymemiş oyuncular için çok daha zordur.
Henüz alışma sürecinden Umut Bulut.Üç gol atabildi şu haftaya kadar.Ama ileride,bilhassa gelecek sezon bu gol sayısı çok daha fazla olacaktır.
Dün attığı golü gördük hepimiz.35 metreden Lloris'i avlamayı başardı.Bu ve bunun gibi gollerde geldikçe lige ısınma süresi azalacaktır.Çok daha fazla adından söz ettirecektir.

Yakubu'nun Dönüşü


Yakubu,Maccabi Haifa'da gösterdiği üstün performans neticesinden Ada'nın yolunu tutmuştu 2003 senesinde.Şampiyonlar Ligi'nde elemleride sayarsak yedi gol atmıştı.
Sonucunda 4 milyon pounda Premier Lig ekiplerinden Porstmouth'a transfer oldu.
İlk sezonunda itibaren çok iyi performans sergiledi.
Fakat 2008/2009 yılında aşin tendonunda geçirdiği sakatlık yükselişte olan kariyerini çok kötü etkiledi.Çünkü sakatlığına kadar olan sürede 12 golün altına düşmedi.

O sezondan itibaren bir türlü kendisini bulamadı Yakubu.Sakatlağınında etkisiyle bir türlü kendisini bulamadı Everton'da.Neticesinde geçtiğimiz sezonun ikinci yarısını Leicester'da geçirmişti Nijeryalı oyuncu.20 maçta attığı 11 gol ile iyi sayılabilecek bir performans gösterdi.

Sezon başında ülkemizden birçok takımın gündeminde olan oyunculardan biriydi.Fakat bir diğer Premier Lig ekiplerinden biri olan Blackburn Rovers'a 2 milyon pounda transfer oldu.
Belki de şuan için kendi için en iyi kararı vermiş görünüyor.Çünkü eski günlerinden esintiler sergilemekte.Bu sezon oynadığı 9 maçta 9 golü atmayı başardı,takımına çok önemli puanlar kazandırdı.Bunun yanında geçen hafta 4-2 kazanılan Swansea karşılaşmasında takımının dört golünü de atan isimdi.Yakubu daha önce 15 Mayıs 2004 oynanan Middlesbrough karşılaşmasında da dört gol atmıştı.

4 Aralık 2011 Pazar

Saygı...

La Masia'nın Yeni Ürünü : Isaac Cuenca



Daha önce bu konuda birçok şey yazıp çizmiştik Barcelona'nın alt yapısı La Masia hakkında.
Geçmiş yazıları bir özetleyecek olursak ; Genç futbolcular 9-10 yaşından itibaren Barcelona'nın bu sistemiyle eğitiliyor.Ve a takıma çıkınca pek zorluk çekmiyorlar.Bunu David Villa ve Jeffren örneğiyle de göstermiştik.

Evet Barcelona'nın alt yapısı yani La Masia tıkır tıkır çalışmaya,yeni ürünlerini çıkarmaya devam ediyor.Bu ürünlerden biri son haftaların yıldız ismi Isaac Cuenca oldu.
Genç futbolcu Barcelona'nın Granada ile oynadığı maçta ilk kez forma giymeydi başardı.Ardından Mallorca maçında da forma giyen Cuenca Barcelona formasıyla ilk golünü atmayı başardı.

Dün akşam bir gol attığı Levante maçıyla birlikte iki Şampiyonlar Ligi olmak üzere 7 maça çıkan Cuenca 2 gol 1 asistle oynuyor.Yeni yeni kendini göstermeye çalışan bir futbolcu için gerçekten iyi rakam.Daha çok şans bulacak gibi geliyor bana.

Dikkat edildi mi bilmiyorum normal de bir futbolcunun a takıma alışması için zaman gerekir.Fakat bu Barcelona'da çok kısa ya da hiç yok gibi bir şey.Bunu son örnek Cuenca'dan da anlayabilmek mümkün.Çünkü oyuncular yabancılık çekmiyor..

Şampiyon Kashiwa Reysol


Japonya'da 2011 sezonu dün sabah oynanan karşılaşmaların ardından sona erdi...
Şampiyon Kashiwa Reysol oldu..

Heyecanıyla,üzüntüsüyle bir sezon daha geride kaldı Japonya'da.Hatırnalanacağı üzere Japonya'da büyük bir felaket meydana gelmişti.Bu nedenle uzun bir süre ara verilmişti futbola.

Verilen aranın ardından başlayan lig,başta dediğimiz gibi dün sona erdi.İnanılmaz bir heyecan fırtınası vardı son haftalarda.İlk üç sıradaki ekipler birer puan arayla sıralanıyorlardı.
Geçen sezon Japonya 2.Ligi'ni şampiyon olarak tamamlayan ve bu sene 1.Lig'de fırtınalar estiren lider Kashiwa,Urawa deplasmanındaydı.İkinci sıradaki Nagoya Grampus ise Albirex Niigata'ya konuk olurken,üçüncü sıradaki Gamba Osaka Shiumuzu S-Pulse deplasmanındaydı.

Üç takımda maçlarını kazanmayı başardı.Böylece ilk üç takım lig sonunda,birer puan arayla sıralandı ve şampiyon Kashiwa Reysol oldu.2009/2010 sezonunda küme düşen ve geçen sezon tekrar üst lige çıkan Kashiwa Reysol,Dünya Kupa Galipleri Şampiyonası'na katılacak..

Ligden düşen ekiplere bakacak olursak ; Montedio Yamagta,Avispa Fukuoka ve Ventforet Kofu bu sezon ligden düşen ekipler oldu.

Bu arada blog olarak desteklediğimiz Vegalta Sendai ise ligi dördüncü bitirdi.

Resim ntvspor.net adresinden...

27 Nisan 2006 / Middlesbrough - Steau



Futbol tarihinde unutamadığım maçlardan biridir 2005/2006 sezonundaki Middlesbrough - Steau Bükreş maçıydı.
Uefa Kupası yarı final ikinci maçı.İlk maç Bükreş'te Steau'nun 1-0 üstünlüğü ile bitmişti.
İkinci maç Riverside'da..

İkinci maçta 16 ve 24. dakikalarda yedikleri gollerle 2-0 geriye düşmüşlerdi.Tur adeta bitmiş denilebilirdi.Ama o dakikadan yani ikinci golü yediklerinden itibaren bir masalın başka bir sayfası yazılıyordu adeta.Neden başka bir sayfası diye soracak olursanız bir önceki turda ilk maçta 2-0 yenildikleri Basel'e karşı ikinci maçta 23.dakika geriye düşmüşler fakat maçı 4-1 kazanarak yarı finale çıkmışlardı.

Neyse 2-0 geriye düşmelerine rağmen mükemmel bir geri dönüş yapmışlardı.Son dakikalarda Maccarone'nin uçan kafasıyla final biletini alan taraf olmıştu Middlesbrough.Yaşım gereği yeni yeni bilinçli olarak futbolcuları tanırken,Massimo Maccarone ismini ilk kez o maçta duymuştum.Hatta benim için efsane futbolculardan biri oldu o maçtan sonra :)

Sonuç olarak o maçı izlediğim için kendimi şanslı hissediyorum...

3 Aralık 2011 Cumartesi

Scout Not Defteri 19 - Dame N'Doye



İsim: Dame N'Doye
Doğum: 21 Şubat 1985
Yeri: Thiès, Senegal
Takım: Kobenhavn
Numara: 14


Bizim ligin yapısına uygun forvetlerden biri Dame N'Doye.Makukula'ya benzetebiliriz.Fiziğini çok iyi kullanabilen,son vuruş ustası.Kopenhag'ın gol yükünü çeken isim yıllardır.
Geçen sezon 25 gol atmayı başarmıştı.Bu sezon ise 14 maçta 8 golü bulunuyor.

Danimarka futbolunu pek takip edemediğim için transfer haberleri hakkında pek bir bilgim yok ama birçok kulübün peşinde olduğunu düşünüyorum.Başta dediğim gibi bizim lige de tıpa tıp uyacak bir golcü.

Adidas Tango 12 / Euro 2012 Resmi Futbol Topu




Euro 2012'nin resmi futbol topu.
Adidas Tango 12...

Yukarıdaki resim çok iyi açıklıyor aslında.Euro 2004'e kadar klasik temalı futbol topları üretilmişti.Euro 2004'ten itibaren farklı bir tema kullanılmaya başlanmıştı.

Şimdi ise eskiye dönüş,nostalji havası var topta.Güzel de olmuş.

Euro 2012 Grupları


Polonya ve Ukrayna'nın ortaklığında düzenlenecek Euro 2012 kuraları çekildi bu akşam.Turnuvaya katılacak 16 takım 4'er gruplara ayrıldı.

Gruplara bakacak olursak ;

A Grubu : Polonya, Yunanistan, Rusya, Çek Cumhuriyeti
B Grubu: Hollanda, Danimarka, Almanya, Portekiz
C Grubu: İspanya, İtalya, İrlanda, Hırvatistan
D Grubu: Ukrayna, İsveç, Fransa, İngiltere

Şöyle bir gruplara baktığımızda en çok çekişme A Grubu'nda olacaktır şüphesiz.Çünkü takımlarının hepsinin güçlerini birbirine eşit duırumda.Bu gruptan her takım çıkabilir.Ama ev sahibi avantajıyla Polonya biraz önde.

Klasik ölüm grubu tabirini B Grubu için kullanmak mümkün.Avrupa'nın ayrı ekollerinin kapışması olacak grup.Turnuva favorilerinden biri veya birden fazlası elenecek.Favro tabii ki Almanya.İkinci olarak Hollanda çıkar diye düşünüyorum.

C Grubu ise çok renkli karşılaşmaları sahne olacak.Özellikle İrlanda'nın turnuvadaki performansını çok merak ediyorum.Bunun grubun favorileri İspanya ve İtalya.

D Grubu'na bakacak olursak ; Polonya için ne kadar şanslı bir kuraysa,Ukrayna için bir o kadar şanssız bir kura olmuş kanımca.Turnuvanın favorileri Fransa ve İngiltere gibi güçlü ülkelerin olduğu bir gruptan çıkmak zor olacaktır.İngiltere ve Fransa'nın gruptan çıkacağını düşünüyorum.

Bursaspor & Bangura


Sezonunun ilk maçlarında Bangura hakkındaki görüşler genel olarak pek iyi değildi.Tabii Bursaspor tarihinin en pahalı transferi olması bu konudaki görüşlerde önemli bir etkendi...
Genel olarak baktığımızda daha çok gelişmesi gerektiği,takıma alışması gibi sorunlar vardı.

Mersin İdman Yurdu maçıyla birlikte Bursaspor'daki ilk golünü atan Bangura,Beşiktaş maçıyla ikinci golüne ulaşmıştı.Ama o maç şanssızlık halklarının başlangıcıydı.İlk önce o maçta kırmızı kart gördü.Ardından kardeşini kaybetti.Onun üstüne sakatlandı.Böylece uzun süre formasından uzak kaldı.

Bangura'nın formasında uzak kalmasıyla orantılı olarak Bursaspor'da da puan kayıpları başladı.Kötü oynadığı maçlar oldu fakat çok iyi oynadığı,çok rahat kazanabileceği maçlarda vardı.Bu maçlarda ilk haftalarda beğenilmeyen Bangura'nın eksikliği hissedildi çok net bir biçimde.Takımda zaten net bir santraforun olmayışı,forvetlerin bazı maçlarda asıl mevkilerinde bazı maçlarda sağ kanatta oynaması ve Tagoe'den istenilen verimin alınamaması üzerine çok fazla puan kayıpları çok yaşandı.

Gelelim asıl soruya Bangura Bursaspor için neden önemli ?

Bakın Bursaspor'un istatistiklerine yıllardır net bir golcüsü yoki.Net bir golcüden kastım gol yükünü çeken isim.Şampiyon olan sezon bile öyle.Gol yükünü çeşitli mevkilerde oynayan birçok oyuncu çekiyordu.Fakat takımın rakipleri tarafında ezberlenmesi,forvetlerin formsuzluğu içinde Bursaspor'da bu yükü çekecek adam kalmıyor.Kaldı ki zaten Turgay ve Sestak'ta golcü isimler değil.Tagoe'de zaten bizim sistemimize uyacak bir oyuncu değil.Elde sadece kalıyor Bangura.Bunu en son Karabük maçında attığı mükemmel gol ile gösterdi.Hani deriz ya şu maçta şu olsaydı çok iyi olurdu diye.Evet Bursaspor bu sezon özellikle bazı maçlarda Bangura olsaydı maçı koparıp rahatlıkla üç puanı alacak skoru yakalayabilirdi.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...