Bu yaz ülkemizde düzenlenecek U-20 Dünya Kupası’na
katılacak takımlar yavaş yavaş belirginleşmeye başlıyor. En son , geçen hafta Pazar
günü sona eren Güney Amerika elemelerinin ardından Kolombiya , Paraguay ,
Uruguay ve Şili futbolun ana kıtasından gelen , ülkemizde izleyeceğimiz
takımlardan olacak. Kırmızılar yani nam-ı değer ‘’ La Roja ‘’ lakaplı Şili ise çok
iyi bir jenarasyonla geliyor. Kalecisinden forvetine kadar büyük potansiyele
sahip oyuncuları kadrosunda barındıran Şili’yi altı senelik bir aranın ardından
U-20 turnavasında izleyeceğiz.
9 maçlık turnuva periyodunda 6 galibiyet alıp elemeleri kazanan Şili’de birçok oyuncu ön plana çıktı turnuvada. Bu isimlerin başında ise şüphesiz marketing ve performans değeri açısında en büyük çıkışı gösteren Universidad Catolica’nın golcüsü Nicolas
Castillo yer aldı. Geçtiğimiz sezon zaten bu tür bir çıkışın sinyallerini veren genç
golcü , patlamasını yaparak dünyaya kendini tanıtmaya başladı. Tıpkı oynadıkları
futbolla parmak ısırtan , takımın tandemini oluşturan Universidad de Chile’nin
göz bebekleri, İgor Lichnovsky ve Valber Huerta gibi. İkili müthiş performansı ile
gözlerinin üzerine çekerken , gözlemlerimiz kadarıyla ideal bir stoper nasıl
olur sorusunun cevapları adeta. Birçok takımın peşinde olduğu bu isimleri
kendi takımlarında izlemeyi iple çektiğimi belirtirken Bryan Rabello ve Diego
Rubio gibi zaten futbol piyasasında kendini tanıtmış isimlerinde gösterdiği performansların
gelecekte yapacaklarının bir referansı olduğunu , ülkemizde düzenelenecek
bu turnuvanın tozunu attıracaklarını beklemem pekte şaşılacak bir şey olmaz
herhalde. Kalecisi ‘’ Scott Carson ‘’ görünümlü Melo’dan , 95 doğumlu Cuevas’ına
içinde değişik yetenekleri barındıran Şili’nin turnuva boyunca oynadığı dokuz
maçta 7 kırmızı kart görmesi , başta Arjantin karşılaşması olmak üzere iki maçta
oyunu 9 kişi tamamlamasıyla ne kadar enteresan bir takım olduğunu gösteriyor.
Dikkati çeken bir nokta da oyuncuların çoğunun kendi
ülkelerinde forma giyiyor olması. Milli takım düzeylerinde Şili’yi seçmesi ülke
basınında çok yer bulan Tottenham’ın kalecisi Lawrence Vigouroux , daha önce
keşfedilen Sevilla’dan Rabello ve Sporting’den Rubio ülke dışında takıma
çağırılan isimlerdi sadece. Bu oyuncularda ülkedeki 8 farklı takımda geldi.
En son katıldıkları U-20 turnuvasın olan , Kanada 2007’de Sanchezli
, Vidalli kadrosuyla üçüncülük kazanan Şili’nin bu başarıya en yakın dereceyi
1987’de ülkelerinde düzenlenen turnuvadaki kazandıkları dördüncülük olduğunu söyleyelim.
Pasifik Okyanus sahillerinde uzanmış bir yılan, bir çubuk gibi ilginç toprak yapısına sahip aynı zamanda dünyanın en farkı en fazla olan ülkesi olan Şili futbolunun usta Jorge Sampaoli’nin gelmesiyle bir çıkış göstereceği , kişisel en büyük beklentilerimden. Çokta futbolcu çıkacak bu jenarasyondan ki birçoğu oynamaya başladı bile. Nasıl topçu çıkar bu ülkeden diye herkes kendine soru soruyor muhtemelen şuan. Bence asıl sormamız gereken 17 milyonluk Şili bir ton futbolcu çıkarıp , Avrupa’ya pazarlıyorken, U-20 takımında birçok oyuncu için şimdiden milyonlar eurolar konuşulmaya başlamışken , 70 milyonluk Türkiye neden bir sol bek çıkaramıyor ?
Where is the problem ?