31 Aralık 2010 Cuma

Malaga'nın Yeni Transferleri


Sezonun ilk yarısından çok kötü bir Malaga izlemiştik.
35 golle ligin en çok gol yiyen ekibi olmuşlardı.
Defans problemleri çoktu.
Pellegrini devre arası transfer dönemine hızlı başladı

Defansa ilaç olunması için Bayern'den kiralanan Demichelis kadroya katıldı ki bana göre şuan en iyi transferlerinden Malaga'nın defans soruna çözüm olabilir.

Kalecide transfer edildi.Bu sezon bir türlü as kaleci belirlenemedi.Kalecilerden Ruben Martinez 8,Arnau 7,Galatto 4 karşılaşmada oynadı.
Sorun anlaşılmış olacak ki De Gea'nın gölgesinde kalan Asenjo transfer edildi.
Bana göre bir nokta atışı daha.

Ignacio Camacho henüz 20 yaşında.Madrid'te pek izleyemedik bakalım burada nasıl performans gösterecek.Pellegri'nin 11'inden kalıcı olabilecek mi..


20 gol attılar bu sezon ve 7'si Rondon geldi.Hücumda etkinliğin artması gerekiyordu.Çünkü tek bir oyuncuya bağlı kalınamazdı.
Yine nokta transferler Baptista ve Maresca..
Hücum gücüne çok katkı yapacak isimler bence.Takım seviyesini yükseltebilecek kalitede oyuncular..

Sonuç olarak şu transferler bile bana göre Malaga'ya yeter.Çünkü nokta atışlar yaptılar ve kaliteli oyuncuları getirdiler.
Eğer iyi TAKIM olurlar ise ligte kalmaları pek zor olmaz..

Resim www.malagacf.es'den alınmıştır.

30 Aralık 2010 Perşembe

Ljungberg Celtic'te


Bu ara transfer döneminde Celtic,Amerika'daki veteran yıldızları kadrosuna katmaya çalışıyor.
Bildiğimiz gibi Ljungberg Celtic ile antremanlara çıkmıştı.Ve anlaşma sağlanmış.
Ljungberg Celtic'te..

Diğer bir veteranda 32 yaşındaki De Rosario.Toronto'da forma giyor.
Orta saha oyuncusu olmasına rağmen golcü özelliğine sahip olan oyucunun sağlam frikik golleri var.Sanırım o'da Celtic ile antremanlara çıkmıştı.

Rusya Premier Ligi'nde Değişiklik


Rusya Ligi'nde yeni sezondan itibaren format değişikliğine gidiliyor.
Avrupa Ligleri'ne uyum sağlamak için yapılacak yeni maç takvimine göre lig 1.5 yıl sürecek.44 hafta oynanacak.
Lig sonbaharda başlayıp 2012 ilkbaharındada bitecek.

29 Aralık 2010 Çarşamba

İki Bin On



-Öncelikle, bloga doğru düzgün yazmayalı 2288,5 yıl olmuşken, bu yazıyı yazmamın sebebi, Golsüz Eşitlik'te okuduğum şu yazıdır.

-2010 benim için çok falsolu bir yıl oldu. Daha önce hiç, bu kadar çok şeyi bir arada yaşamamıştım. Hatta bazı şeyleri hiç yaşamamıştım. Bu yıl, birbirinden farklı ve çeşitli birçok şey yaşadım. Sevinç, mutluluk ve heyecanın yanında, çokça hayâl kırıklığı ve üzüntü...

-Politika ve siyaseti ne kadar sevmiyorsam, ne kadar uzak durmak istiyorsam; 2010'da onlar her yerde beni buldu. Hayatımın her anı, bir politikaya, bir stratejiye göre hareket ediyormuşçasına geçti. Ben ne kadar doğal, anlık yaşamak istesem de...

-Uğursuzluğun doruklarındaydım bu yıl. Özellikle sanal alemde çok net hissettim. Bilgisayarıma neyin duvar kağıdını koysam, battı. Bakın, mesela blogu ilk açtığımda (2009 - Ağustos), başlığa Liverpool taraftarının resmini koydum; geçen sürede Liverpool'un geldiği durum ortada! Ama Liverpoollular fazla üzülmesin; kısa zaman içinde değiştiriyorum resmi. Kurban arayışındayım. Diyorum ki, Barça üç yıldır çok iyi; acaba şöyle Messi'li, Xavi'li bir şey mi yapsam? Ne dersiniz?

-Uğursuzluktan bahsetmişken... Bu yıl uğursuzluk getirmediğim tek kişi, Jose Mourinho! Bir yıldır resmini avatarımda taşıyorum; bırakın uğursuzluğu, uğur bile getirdim! Adam kariyerinin ikinci zirvesini yaptı! Helâl olsun, devamını da bekliyorum.

-Futbolla bu kadar içli dışlıyken, takımsız kalmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu, yıllarca gönül verdiğim takımdan soğutulmanın acısını da bu yıl yaşadım. Ben ve benim gibileri bu duruma getirenler, Allah'tan bulsunlar!

-İspanya'nın şampiyonluğu, çoğu kişi tarafından tahmin ediliyordu. Ama her maçta bu kadar zorlanacakları, kolay tahmin edilir bir şey değildi. Beklendiği gibi baskın bir şekilde kazanamadılar. Ama mesele, formaya yıldızı takmaksa, tebrik ediyoruz tabii ki.

-FIFA aksini söylese de, bana göre yılın futbolcusu, Wesley Sneijder'dir.

-Fernando Alonso, şu an Formula 1'in en iyi pilotudur. Ve bu yıl bana moral veren çok az şeyden biridir. Haziranda, "Sezon sonunda şampiyon olacağım." dediğinde, kimse ona inanmamıştı. Ama son yarışa lider girmeyi başarıp, Chris Dyer adındaki bir ... yüzünden, şampiyonluğu kıl payı kaybetti!

-Snooker adındaki, daha önce göz ucuyla izlediğim bir spor, bu yıl favorilerim arasına girdi.

-12 Dev Adam!

-Son olarak, yine Golsüz Eşitlik konseptiyle, yılın genel değerlendirmesini yapayım:

Maça dengeli başladık. İki takım da kontrollüydü. İlk dakikalardan sonra oyunun üstünlüğünü ele geçirdik. Birçok pozisyona girdik ama değerlendiremedik. İkinci yarıya da üstün başladık. Çok baskılıydık. Ama beklenmedik bir kontra ataktan yediğimiz gol, bütün oyun düzenimizi ve moralimizi bozdu. İlk golden sonra bir türlü toparlanamadık ve hezimet kaçınılmaz oldu. Yapacak bir şey yok. Artık önümüzdeki maçlara bakacağız!

2011'in, herkes için güzel geçmesini dilerim.

Anladık, Hepsini Aldınız!



Serie A şampiyonluğunu temsilen, büyük İtalya bayrağı; İtalya Kupası'nı temsilen, oval İtalya bayrağı sembolü ve son olarak, Dünya Şampiyonluğunu temsilen, altın renkli, kupa logosu!

Formaya bakarken gözüm yoruluyor! Anladık, hepsini aldınız da, bu kadar gözümüze sokmanıza gerek yok!

28 Aralık 2010 Salı

Bu sene Olacak

25 Aralık 2010 Cumartesi

Mainz 05'in Değişen İç-Dış Saha Performansı



Bundesliga'nın bu seneki sürprizlerinden biri Mainz.
Ligin ilk yarısını çok iyi bir yerde bitirdiler.
Üste üste galibiyetlerle en iyi lige başlama rekorunuda kırmak üzereydiler.

İlginç bir sezon geçiriyorlar.Geçen sezona bakarak bu sezonki iç-dış saha performansıda değişti Tuchel'in öğrencilerinin..
Geçen sezon evlerinde sadece 2 yenilgi almışlardı.
Ayrıca kazandıkların 12 maçın 9 kendi evlerindeydi.

Fakat bu sezon iyi gitselerde bu istatistiklere göre evlerinde kötüler.
Bu sezonki 6 mağlubiyetin 4'ü kendi evlerinde.
Yani geçen sezon 2 kere yenildikleri o stadyumda bu sezon ligin ilk yarısından 4 yenilgi aldılar.

Evlerindeki maçlarında iyi olmasalarda deplasmanlarda bu sezon çok etkililer.
8 maçta 6 galibiyet 2 mağlubiyetle 18 puan topladılar.
Geçen sezon deplasmanda 14 puan toplamışlardı.Bu sezon ise daha ligin ilk yarısından 18 puana ulaştılar.

Fransa'daki Zirve Yarışı


Bu sene Fransa Ligi hakikaten zevk veriyor verilen mücadele bakımından.
Öyle ki lider Lille ile 16.sırada yer alan Valenciennes arasında 10 puanlık bir fark bulunuyor.

Ne diyelim...
İkinci yarı müthiş bir kapışma bizi bekliyor..

Resim www.lfp.fr'den alınmıştır.

19 Aralık 2010 Pazar

Gol Kralları - Avrupa Ligleri


Ligler artık yarılandı.
Kimileri tatile girdi kimileri tatil yok diyerek devam edecek.

Tabii golcülerde sahneye çıkmaya başladı.
İngiltere 11 golle Berbatov,İspanya'da 17'şer golle Ronaldo ve Messi,İtalya'da 10 golle Di Natale,Almanya'da 14 golle Gekas,ülkemizde ise Alex ve Emenike 12'şer golle lider gol krallığı sıralamalarında..

Şimdi de diğer liglere bakalım..



Belçika Jupiler Lig - Jelle Vossen
21 yaşında Belçikalı Vossen.Bu sezon çok formda.Belçika Ligi'ni sallayan futbolcuların başında geliyor.Performansıyla milli takıma kadar yükseldi.
İlginç istatistikleri var.
Avrupa Ligi'ni de sayarsak 7 maçın hepsinde ağlara 2 gol yollamış.
Fakat şuan bir performans düşüklüğü yaşıyor.
Sezon başındaki performansından biraz uzak..



Fransa Lig 1 - Moussa Sow

24 yaşındaki Senagalli mükemmel bir sezon geçiriyor.
Avrupa'nın şuan en formda takımlarından olan Lille'in gol yükünü çeken isimlerden.
13 golü var bu gollerin hiç biri penaltıdan değil.
Ayrıca attığı 13 golün 8'i takımının o maçtaki ilk golü oluyor.



Hollanda Eredivisie - Bjorn Vleminckx

Geçen sezon Nijmegen formasıyla 8 golün altına imza atmıştı 25 yaşındaki Belçikalı hücum oyuncusu.
Bu sezonda 18 maçta 13 golü bulunuyor.Bunlardan 1'i penaltıdan.




Danimarka SuperLiga - N'Doye - Santin

Kopenhag'ın ezici üstünlüğüyle biten ligin ilk yarısının ardından gol krallığı yarışında baktığımızda yine Kopenhag'lıların ezici üstünlüğünü görüyoruz.
Kopenhag'ın forvetleri Cesar Santin ve Dame N'Doye 13 golle liderler.
29 yaşındaki Santin 3 golünü penaltıdan atarken 8 maçta takımın ilk golünü ağlara yolladı.
25 yaşındaki N'Doye ise takımın en dikkat çeken isimlerinden ve Cesar Santin'in aksine Şampiyonlar Ligi'nde de golleri var.O'da takımın 5 maçta ilk golünü atan isim.




İskoçya Premier Lig - Kenny Miller

Boyd'un ayrılmasından itibaren takımın gol yükünü o çekiyor.
31 yaşındaki İskoç bu sezon 15 maçta 19 gol attı.
Geçen sezon ise 33 maçta 28 golün altına imza atmıştı.
Formda.Hakkında transfer haberleride çıkıyor ama yaşının ilerlemiş olması onun için biraz handikap gibi duruyor.




Romanya Liga 1 - Bogdan Stancu

Stancu 13 golle lider durumda şuan.Onun hakkında pek birşey yazmaya gerek yok.Blog'da daha önce ele aldık.




Yunanistan Süper Lig - Cisse

Cisse geçen sezon olduğu gibi bu sezonda Panathianikos'u uçuruyor.
23 gol atmış geçen sezon.Bu sezon ligin ilk yarısında 13 gole ulaştı.
3 penaltı golü var.Ayrıca takımı 5 maçta ilk golünü ağlara yollayan isim.




Ukranya Premier Lig - Evgen Seleznev

Shaktar'ın domine ettiği ligin gol krallığı tepesinde Dnipro'nun 25 yaşındaki forveti Seleznev var.
Seleznev geçen sezon 27 maçta 13 gol atmıştı.Bu sezon 17 maçta 12 gol attı.
Penaltıdan golü bulunmazken takımının 7 maçta ilk golünü ağlara yollayan isim oldu.






Sırbistan Super Liga - Iliev - Cleo

Ezeli rakibi Kızılyıldız'ın 5 puan önünde lider olan Partizan'ın 2 golcüsü aynı gol sayılarıyla gol krallığında liderler.
Iliev ve Cleo 8'er gol ağlara yolladılar.
Ayrıca 2.sırada 7 golle yine bir Partizanlı geliyor.O'da Petrovic.
Bu üç oyunda takımın attığı 41 golün 23'ünün altına imza attı.
İsviçre Süper Lig - Frei
İlk yarısı sona eren ligte Frei rüzgarı esiyor.Efsane golcü gollerine devam ediyor.10gol attı ligte.Biri penaltından.




Portekiz Ligi - Hulk

Hulk fırtınası sürüyor.12 golle lider Brezilyalı oyuncu.Değişik hücum özellikleriyle her takımda bulunması gereken tipte bir hücumcu.Zaten devlerin ilgisini çekmeye başladı.



Avusturya Bundesliga - Roman Kienast

Bu sezon iyi bir performans çizen Sturm Graz'ın golcüsü Kienast.
13 golle gol krallığı zirvesinde.Penaltıdan tek golü var.Takımın 4 maçta ilk golünü ağlara yollamış.
En yakın takipçisi Salihi ile aralarında 3 gol fark var.

17 Aralık 2010 Cuma

Şampiyonlar Ligi'nde Son 16



Hazır bir sonraki turlar belirlenmişken bir göz atalım..

Şampiyonlar Ligi'nde 2.tur karşılaşmaları çok zevkli geçecek ki birçok favori bu turda elenecak.
Özellikle geçen sezon birbiriyle karşılaşan takımların tekrar birbirleriyle karşılaşmaları dikkat çekici..

Roma-S.Donetsk :

İlk maç çok önemli.Donetsk sahasında iyi top oynuyor ve kazanıyor.
Eğer deplasmanda gol atarlarsa Roma'yı eleyebilirler.Roma ise devre arası takviye yapması gerekiyor.Özellikle defansa.Çok gol yiyorlar.

Milan-Tottenham :

İkinci turun en zevkli aynı zamanda sonucu en merak edilen maçlarından biri.
Gareth Bale'in performansıyla İnter'i dize getirip gruptan lider çıkan Tottenham'ın rakibi şimdi Milan.
2 maçında gollü olacağını düşünüyorum.Ama turu Milan geçecektir.Sebebini sorarsınız çok gol atmasının yanında gol yiyen bir takım Tottenham.Bu yüzden mükemmel gol silahlarını sahip olan Milan turu geçer.

Valencia - Schalke 04 :

Yorum yapamıyorum bu karşılaşma için.
Birbirine iki denk takımın mücadelesi olacak.
Eğer turu geçecek tarafı soracak olursanız ikinci maçında Almanya'da olması sebebiyle Schalke 04 diyorum.

İnter - Fc Bayern :

Kaderin cilvesi olsa gerek..Son finalistler ikinci turda eşleşti ve biri kupaya veda edecek.
İnter bu sezon kötü.
Tabii Mourinho'nun insan üstü performansına alıştığımız için Benitez'in performansı kötü gözüküyor gözümüze.
Aynı şekilde Bayern'de kötü bu sezon.Ama Avrupa'da rahatça çıktı grubundan.
Valencia - Schalke eşleşmesi gibi zor 2 mücadele olacak.Ama ben İnter'in ne kadar da kötü olsa Bayern'i eleyeceğini düşünüyorum.

Lyon - Real Madrid :
Geçen sene Madrid hayallerini yıkan takımda Lyon.
Bu sezon yine karşılaşıyorlar.
Lyon bu sezona kötü başlamasına rağmen toparladı.
Fakat şimdi karşısında sadece Real Madrid değil Mourinho'da olacak.
Madrid geçer..

Arsenal - Barcelona :

Yine geçen sezon birbiriyle eşleşesen iki takım.Geçe sene ki eşlemede galip Barça'ydı.
Görünen o ki bu sezonda Barcelona olacak.
Guardiola'nın öğrencilerinin insanüstü paslaşma trafiğine karşılık Wenger nasıl bir plan üretecek bilmiyorum da,Arsenal'in çok iyi hazırlanması gerekiyor.
Aksi taktider Barcelona'ya rahatça elenebililer.

Marsilya-Manchester United :

Gençlerle de oynasa diğer takımlara göre yıldızı da az olsa Manchaster Manchaster gibi.
C grubundan elini sallaya sallaya çıktılar.
Marsilya'nın zorlayacağını ama turu geçeceğini zannetmiyorum.
ManU geçer.

Kobenhavn - Chelsea :

Şu ikinci turların en büyük süprizi şüphesiz Kobenhavn.
Çok iyi performans gösterek gruptan çıktılar.
Ve şimdi sert kayaya çarptılar.
Kendi sahalarından beraberlik veya galibiyet koparabilirler ama Stamford Bridge'te işleri çok zor.
Chelsea geçer.

Resim uefa.com'dan alınmıştır.

10 Aralık 2010 Cuma

TP Mazembe 1-0 Pachuca | İlk Çeyrek Final


8 Aralıkta oynanan eleme karşılaşması ardından bugün çeyrek finaller başladı.
Afrika şampiyon TP Mazembe ile Pachuca karşılaştı.

TP Mazembe,bilmediğimiz bir ekip olduğu için herkesin favorisi şüphesiz Pachuca idi.
Amma velakin Demokratik Kongo Cumhuriyet'i ekibi TP Mazembe Pachuca karşısında iyi bir oyun sergileyerek maçtan 1-0 galip ayrıldı ve yarı finalde Libertadores Şampiyonu Internacional ile eşleşti.

Gol 21.dakika da geldi.
TP Mazembe oyuncusu Bedi Mbenza mükemmel verilen pası iyi değerlendirdi.
Araya çok iyi sızan oyuncu kalecinin kapattığı köşeden topu ağlara yolladı.
Baiano'nun golüne benzer bir goldü.Ama bu daha da çaprazdan..

Yarında Al-Wahda ile Asya Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Seongam ile karşılacak.
Kazanan İnter'in rakibi olacak..

Sidney Sam'in Füzeleri


Sidney Sam..
31 Ocak doğumlu 22 yaşındaki Alman futbolcu.
Raket gibi bir sol ayağı var.
Bu sene mükemmel goller attı.

İzleyin

9 Aralık 2010 Perşembe

Avusturya'da İlk Yarı Sona Eriyor


Avusturya Bundesliga'da ilk yarı bu hafta oynanacak maçların ardından sona eriyor.

Ligin ilk haftaları Salzburg'un,Sturm Graz'ın,Rapid'in Avrupa maçları ve kimsinin formsuzluğu nedeniyle Wacker Innsbruck ve Ried ligte zirveyi kapmış arayı açmışlardı.
Ama Innsbruck 5 haftalık galibiyet serisinin ardından 11 maçta yalnızca 1 galibiyet alınca iyice geriler düştü.
Ried ise puan kayıpları yapmasına rağmen kazanmasını da bildi ve şuan liderler.

Başta dediğimiz gibi Salzburg sezona kötü başlamıştı.
Ama yavaş yavaşta toparlıyorlar.
Fakat çok büyük eksikleri var o da golcü.
Janko'yu Twente'ye satınca golcü sıkıntısı çekiyorlar.
Ligte sadece 20 golü takımın.Atılan goller sıralamasında sondan üçüncüler.
Ama ligin en az gol yiyen ekibi olduklarını da söylemek gerek..

Bu sene favorilerimden biri Sturm Graz..
Nedenini söylecek olursanız güven veren bir futbol oynuyorlar.
Bu sezon kazandıkları 1 maç hariç tüm maçlarını en az 2 fark galip geldiler.
Nitekim de en çok gol atan ekipler ve golcüleri 26 yaşındaki Roman Kienast.
Kienast'ın 12 golü bulunuyor.
İyi güzel gidiyorlarda üstteki takımlara pek diş geçiremiyorlar.
Bu sene 5 yenilgi aldılar.Bunlar 2 kere Rapid Wien,Austuria Wien,Ried ve Salzburg...
Eğer ki bu dengede takımlarıda yenebilirlerse bu sene önceleri açık..



Ried'e gelecek olursak...
Açıkçası zirvede pek kalacaklarını sanmıyorum.
Çünkü kovalanmak her zaman zordur ki ensesinde Sturm Graz ve Salzburg var.

Ried için Avrupa vizesi de almasıda kolay olmayacak.Olası bir düşüşte Rapid ve Austuria gibi çok ciddi rakipler karşılarında olacaklar.
Ayrıca yenilmemeleride gerekiyor bu yolda.
İlk beş takım içerisinde en çok mağlubiyet alan takım Ried..( 11 galibiyet 1 beraberlik 6 yenilgileri var)

Bu hafta sonu Avusturya'da ilk yarı sona eriyor.
Pazar günü saat 18:00'de mükemmel bir maç bizi bekliyor.
Salzburg evinde Sturm Graz'ı ağırlayacak.
Lider Ried Cumartesi günü evinde Wiener Neustadt'ı ağırlarken ,Rapid Wien Wacker Innsbruck'u,Kapfenberg ligin son sırasındaki Linz'i , Mattersburg Austuria Wien'i ağırlayacak..

Ballon d'Or 3'e Bölünsün



Kimseye hak geçmesin Ballon d'Or 3'e bölünsün..

8 Aralık 2010 Çarşamba

Al-Wahad 3-0 Hekari United | Kupa Başladı


Abu Dhabi'de , Mohammed Bin Zayed Stadyumunda oynanan ilk karşılaşmayla başladı Fifa Kulüpler Şampiyonası..

Öncelikle katılan ekiplere bakacak olursak Libertadores şampiyonu İnternacional CONMEBOL Fedarasyonundan geliyor.
Uefa Şampiyonlar Ligi'nin geçen seneki şampiyonu İnter'de kupaya katılıyor.

Asya'dan Seognam katılıyor kupaya.
Asya Şampiyonlar Ligi finalinde İran temsilcisi Zob Alnan'ı 3-1 mağlup etmişlerdi Tokyo'da ve şampiyon olmuşlardı.Turnuvada en çok gol atan isimleri 7 golle Mauricio Molina.

Afrika'dan ise kupaya Demokratik Kongo Cumhuriyeti takımı TP Mazembe katılıyor.
Afrika Şampiyonlar Ligi finalinde Tunus ekibi Esperance'yi 2 maçtada çok rahat bir oyunla kupaya ulaşmışlardı.

Concacaf Şampiyonlar Ligi'ni kazanarak buraya gelen takım ise Meksika temsilcisi Pachuca.
Finalde yine bir Meksika ekibi Crul Azul ile karşılaşmışlardı.
İlk maçta deplasmanda 2-1 yenilmelerine rağmen kendi sahalarındaki 1-0'lık galibiyet ile şampiyonluğa ulaşmışlar,o turnuvadaki en golcü oyuncuları gol kralı Ulises Mendivil ve gol krallığında üçüncü sırada yer alan Javier Orozco olmuştu.

Okyanusya bölgesinden gelen takım OFC Şampiyonlar Ligi finalinde Avusturalya temsilcisi Waitakere United'ı 2 maç sonunda saf dışı bırakarak kupaya uzanan Papua Yeni Gine ekibi Hekari United oldu.
Turnuvada en golcü oyuncuda bu takımdan çıktı
Hekari United'i Kema Jack 7 golle gol kralığı oldu

Ev Sahibi Birleşik Arap Emirliklerin'den de turnuvaya lig şampiyonu Al-Wahda katıldı..

Bugünkü açılış maçıda Al-Wahda ve Hekari United oldu.

40 dakika dayanbildi Hekari United.
Cezası çizgisinden sol ayağı ile sert bir şut çeken Hugo topu ağlarla buluşturdu.

İlk yarı bitmek üzereyken savunmanın arkasına iyi sarkan Baiano kalecinin kapattığı köşeye yerden bir vuruş göndererek durumu 2-0'a getirdi.

71'de kaleci ile oyuncu anlaşmazlık yaşandı.Top Abdulraheem'in önüne düştü.
O'da topu ağlara yolladı ve maçı 3-0 Al-Wahda kazandı.

Ballon d'Or


Xavi, Iniesta ve Messi... Birini severim, birini sayarım, birine taparım! Ama "2010 yılının en iyi 3 futbolcusu bunlar mıydı?" diye sorarsanız, "Orada durun." derim.

Messi, insan üstü bir şey; tamam. Xavi, hârika bir orta saha. Ona da tamam. Iniesta'nın yaptıklarına da itirazım yok. Ama "yılın oyuncusu" olayı, farklı bir şey.

Inter'in Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğunda ve Hollanda'nın Dünya İkinciliğinde büyük payı olan Sneijder'in, Hollanda'da Sneijder'in en iyi partneri olan ve Bayern Münih'i Şampiyonlar Ligi Finali'ne taşıyan Robben'in, Atlético Madrid'in Avrupa Ligi'ni almasında ve Uruguay gibi bir ülkenin Dünya 4.'sü olmasında büyük katkısı olan Forlan'ın aralarında olmadığı oyunculara, "Yılın en iyi futbolcuları" demem, diyemem!

Bu üçlüden en az, en kötü ihtimâl biri olmalıydı. İdeali iki. Barça'ya ve Xavi-Iniesta-Messi üçlüsüne sözüm yok, onlara saygım her zaman sonsuz. Ama 2010'a damgasını vuran üçlü, kesinlikle, Sneijder-Robben-Forlan üçlüsüdür!

Bu sene Tottenham İzlenir


Dün oynanan son grup maçları ardından Tottenham İnter'in önünde lider bir şekilde bir üst tura çıktı.
Toplam 29 gol oldu 6 maçında.
18 gol attılar 11 gol yediler.
Bu da maç başına 5 gole denk geliyor neredeyse...
İngiltere Premier Ligi'nde de farklı değiller
24 gol atıp 21 gol yediler ve maç başına 2.8 gol ortalaması oluyor.

Ama şunu da eklemek lazım gol atıyorlar ama gol de yiyorlar.
Ledley King'in sakatlığı etkiliyor olabilir ama daha ilerilere gitmek istiyorlarsa mutlaka bir stoper almalılar.
1-2 ay önce Güney Afrikalı Bongani Khumalo'yu kadrolarına kattılar ama ne kadar yararlı olur bilinmez..

Her neyse Tottenham bu sene çok zevk veriyor.
Gol atıyorlar,gol yiyorlar..
Bu sene Tottenham'ı izlemek lazım..

6 Aralık 2010 Pazartesi

Bogdan Stancu



Bloga yeni giriş yaptığımızda ilk olarak Stancu'yu ele almıştık.
Sağolsun bizi yanıltmadı performansıyla.
Ligte 17 maçta 12 golü bulunuyor.
Avrupa Ligi ve Romanya Kupasınıda sayarsak 31 maçta 16 gol attı.
1-2 hafta önce Hagi Stancu'yu getirecek diye bir haber okumuştum.
Getirirse Galatasaray yeni Baroş'una kavuşur.

5 Aralık 2010 Pazar

Denizli ve Hertha'nın Düşüşü


Sezona fırtına gibi başlayan iki takımdı Denizli ve Hertha Berlin..
İkiside bir alt lige geçen sene düşmüş liglere flaş bir giriş yapmışlardı.
Fakat son haftalarda düşüş içerisindeler..

İlk önce Denizli ile başlayalım.
Hamza Hamzaoğlu önderliğindeki Denizlispor 6 haftada 5 galibiyet alarak bu lige fazla olduğunu gösteriyordu adeta.
Youla'nın da takıma katılmasıyla iyice tehlikeli bir ekip olmuşlardı.
Fakat son haftalarda büyük bir düşüş içindeler.
Son 7 maçta 2 galibiyet çıkarabildiler.
Ayrıca4 maçtır kazanamıyorlar.
Denizli'de oynanan son 2 maçı kaybettiler.
Denizli haftaya ligin güçlü ekiplerine Erciyes'i ağırlayacak.

Hertha ise sezona taraftarıyla mükemmel başladı.
10 haftada alınan 8 galibiyet 2 beraberlikle Hertha güzel ilerliyordu.
Taa ki deplasmandaki Paderborn yenilgisine kadar.
10 kişi kaldıkları maçta penaltıdan golü yemişlerdi.
O maçtan sonra oynadıkları 4 maçın 3'ünü kaybettiler.
Bunun yanında son 3 maçtır gol dahi atamadılar.
Haftaya lider Aue'yi ağırlayacaklar.

68,67,66 - Brezilya'da Son Hafta


Brezilya'da inanılmaz bir gece bizi bekliyor yarın.
Öyle ki ligin ilk üç sırasında yer alan takımlar 68,67,66 puanla son haftaya giriyorlar.


Fluminense ise şuan şampiyonluğa çok yakın gözüküyor.68 puanla son haftaya lider giriyorlar.
Evlerinde ligten düşmesi kesinleşen Guarani ile oynayacaklar.
Fluminense bu sezon evinde 18 maçta 11 galibiyet 5 beraberlik 2 yenilgi aldı.
Rakip ise deplasmanlarda 18 maçta 7 puan çıkardı ve en kötü deplasman karnesine sahipler.

İkinci sırada yer alan Corinthians bu sene 100 yılını yaşıyor.Şampiyon olmak istiyorlar.
Fakat zaman zaman yaptıkları hatalar yüzünden şampiyonluk gidecek.
Hele ki 7 maçlık bir periyot vardı ki tam bir faciaydı.
Neyse ki ondan sonra işi toparladılar.
Onlarda bu hafta ligten düşmesi kesinleşen Goias'a konuk olacaklar.

Geldik 66 puanla 3.sırada yer alan Cruzeiro'ya.
İşleri zor diğer 2 takıma göre..
Hem gerideler hemde karşılarında Palmeiras gibi bir rakip var.
Son 10 maçta aldıkaları 4 yenilgi buralara getirdi Cruzeiro'yu.
Yarıştan kopmadılar ama gerideler..



Sonuç olarak en şanslı ekip olarak Fluminense görünüyor..
Bekleyip görelim..
Şampiyon kim olacak ?

4 Aralık 2010 Cumartesi

Mini Estadi




Nou Camp'ın tam karşısında bulunuyor bu stad.Katalanca'da Mini Estadi,Mini Stadyum anlamına geliyor
Barcenola II takımının maçlarına ev sahipliği yapıyor.

Mimarı Josep Casals..
Gerçi pekte mimarlık işi yokmuş stadyumun.
Nou Camp'ın bir nevi küçültülmüş hali .
Stadyum 15,276 kapasiteli olmakla beraber 103 × 65 metre ölçülerinde..

23 Eylül 1982'de açılan stadyumu Andorra Milli Takımı,
Amerikan Futbolu takımları olan Barcelona Dragons ve NFL Europa
kullandı.

Ayrıca bu stadyumda Queen grubu Magic Tour kapsamında 1 Ağustos 1986,David Bowie ise Glass Spider Tour kapsamında 7-8 Temmuz 1987 tarihlerinde konser verdiler.

Kopenhag Aldı Başını Gidiyor


Danimarka Ligi bu sene erken koptu.
Kopenhag bugün de kazanarak 1 maç fazlasıyla en yakın rakibiyle arasındaki puan farkını 22'ye çıkardı 19.maçının ardından..

Bugün evlerinde Esbjerg'i ağırladılar.
18'de N'Doye ve 23'te Pospech ile durumu 2-0'a getirince maçı kopardılar.
Maçı da 3-1 kazandılar...

19 haftada 16 galibiyet 3 beraberlik alan Kopenhag 3 beraberliğin 2'sini kendi evinde aldı.
Ayrıca bu sezon gol sayılarını inanılmaz yükseltiler.
33 hafta süren ligte geçen sene 61 gol atarlarken bu sezon 19 maçta 50'e ulaştılar



Takımın en golcü oyuncuları bugün de ağlara 2 gol yollayan Dame N'Doye ve Cesar Martin..
N'Doye 13'ü lig 2'si Şampiyonlar Ligi olmak üzere 15 golü ağlara yollarken,Cesar Martin attığı 13 gollün tümünü ligte kaydetti.
Bu sezon Kopenhag skor anlamında orta sahadan da çok katkı alıyor ..
Bunların başında Vingaard geliyor.25 yaşındaki oyuncu ligte 7 , Şampiyonlar Ligi'nde 1golün altına imzasını attı.Ayrıca Gronkæjer,Bolanos'ta hücumsal anlamda çok şey katıyor takıma.


Ligte bu kadar rahat ilerlemeleri Şampiyonlar Ligi'ni daha rahat düşünmelerini sebep oluyor.
Hafta içi sahalarında Panathinaikos'u ağırlayacaklar ve bir üst tura çıkma konusunda büyük avantajları var.
Takım,ligi rahat götürecek kalitede olduğunu gösterdi.
Fakat Avrupa'da biraz daha ilerlemeleri için takviye gerekli.
Özellike forvet mevkisine..Çünkü Cesar Santin şuan Avrupa'da isteneni veremiyor.Ayrıca Santin önümüzdeki Şubat ayında 30 yaşına basıcak
Çünkü bir takımın 2 forvete bakmaması her zaman iyidir.

Artık bu haftayla birlikte Danimarka'da ligin ilk yarısı sona eriyor.
Maçlar Mart ayında başlayacak.

Resim www.fck.dk adresinden alınmıştır.

Nostalji : Maxi'nin Meksika'ya Golü



2006 Dünya Kupası...
Maxi'den Meksika ağlarına unutulmayacak bir gol...

Tıklayın

3 Aralık 2010 Cuma

Kevin Gameiro


Gameiro'nun geçen seneki 17 gol 8 asistlik performansına rağmen transfer olmaması çok ilginç...
23 yaşındaki golcü bu senede 6 gole imza attı ve açık açık gelin beni transfer edin diyor.

Sezon başında Fenerbahçe Fransa diyarlarında çok forvet aradı.Niang'ı 8 milyon euroya transfer etti.Keşke Gameiro'yu alsaydı...
Öyle de bir şansı vardı.10 milyon euro olduğunu söyleniyor bonservisi.Her ne kadar Niang takıma baya katkı yapsada geleceğin yıldızı olarak lanse edilen Gameiro Fenerbahçe'ye hem skor hakkında katkı yapardı hem de ayrılırken iyi de para kazandırırdı
23 yaşına gelmiş yıldız olmamış bu yaştan sonra olmaz diyenlerde olur ama büyük kulüplere sıçrayamamış olması ön plana çıkmasını engelliyor biraz...

Ayrıca Goal.Com'da okuduğum habere göre Milan'ı teknik drektörü Allegri'nin İnzaghi'nin sakatlığı nedeniyle Gameiro'yu çok istediği,Lorient'in 10 milyon bonservis bedeli belirlediği söyleniyor.

Carling Cup'ta Yarı Final Eşleşmeleri


Hafta içi Carling Cup çeyrek final karşılaşmaları oynanmıştı.
West Ham'ın 4 güllük galibiyeti,Birmingham derbisini izlemiştik.
Her iki maçta çok zevkli geçmişti.
West Ham,Birmingham,Arsenal,Ipswich yarı finale çıkan ekipler oldular..

Yarı final eşleşmeleride belli oldu.

West Ham - Birmingham :
İlk karşılaşma 11 Ocak'ta Upton Park'ta ikinci mücadele ise 26 Ocak'ta St. Andrews'de oynanacak..

Genel analizi yapacak olursak ligte kötü günler geçiren West Ham'ın o günlerde ne durumda olacağını bilemeyiz ama Wembley'e gitmek istiyorsa ilk maçta mutlak kazanmak zorunda.
Çünkü Birmingham evinde çok güçlü bir takım 2 senedir.
Özellikle West Ham hücum hattı çok iyi fakat bunu lige nasıl yansıtamıyorlar anlamak pek mümkün değil.
Ayrıca West Ham buraya gelirken Sunderland,Stoke City ve Manchaster United gibi ekipleri eledi.Birmingham ise Brentford,Milton,Rochdale eleyerek Aston Villa'nın karşısına çıkmıştı.
Birmingham demişken devam edelim 3 maç kazandılar bu sezon.Kazandıkları bu 3 maçta kendi sahalarında.Aldıkları 4 yenilginin sadece 1'i evelerinde..
Sonuç olarak turu geçeni ilk maç belirleyecek gibime geliyor..

Ipswich - Arsenal :
İlk karşılaşma 12 Ocakta Portman Road'da ikinci karşılaşma 25 Ocak'ta Emirates'te.

Ne yazık ki pek şans tanımıyorum Ipswich'e bu turda.Şanslarının da yardımıyla gelebildikleri en iyi yere geldiler zaten.
Arsenal'e büyük şans vermemin sebebi ise Wenger'in artık kupa kazanma zamanın gelip geçtiğini anlaması.
Basın toplatılarında da artık kupa kazanmak istiyorum diyor.
Bunu da çıkardığı kadrolardan anlayabiliyoruz.
Normalde gençlere şans verirken şimdi as kadroya yakın bir 11 sahaya sürüyor.
Bunu diğer turlar da alınan 4'er gollük Tottenham ve Newcastle galibiyetleriyle de destekleyebiliriz.
Ayrıca Manchaster,Chelsea,Liverpool,Manchaster City gibi ekipler karşılarına çıkmayacak.
Wenger bu fırsatı kaçırmamalı...

1 Aralık 2010 Çarşamba

David 4-2 Philip


Yoğun kar yağışı altında oynandı karşılaşma..
Stutgard gruptan çıkmayı garantilemişti.
Young Boys'ta avantajlı bir durumdaydı.

Maçın öneminden çok gözler Degen kardeşlerin üzerindeydi.
Young Boys'ta David Degen,Stutgard'da ise Philip Degen forma giydi.
David ilk yarıda çok güzel bir gole imza attı.
Stutgard'lı Philip ise 2.yarı oyundan alındı.

Young Boys teknik drektörü Petkovic sahaya kalede Wölfi savunmada Sutter,Nef,Affolter,Jemal orta sahada Degen,Doubai,Spycher,Lulic,Costanzo ve ileride Mayuka 11 ile çıkmıştı.


Stutgard'ın ise çok eksiği vardı bu karşılaşma öncesinde.Kalede Ziegler savunmada Molinaro,Bicakcik,Niedermeier,Degen orta sahada Bah,Kuzmanovic,Harnik,Elson,Camorenessi ileride Progrebnyak 11 ile çıktı

Başta dediğimiz gibi yoğun kar yağışına karşılık iyi bir futbol vardı.
30.dakikalara gelindiğinde sahadaki çizgiler gözükmez oldu , oyun durdulurdu saha temizlendi.

39.dakikada Degen sağ kanatta ceza sahası dolaylarından sol köşeye çok güzel bir vuruş yaptı ağlarla buluşturdu topu.

49'da Rus golcü Pogrebnyak durumu 2-1 getirdi.
O dakikalarda Getafe'de Odense deplasmanında 1-0 öndeydi.

66'da oyuna giren Schipplock 69'da durumu getirdi ve Young Boys durumu iyice zorlaştırdı.

Tıkır tıkır işleyen sağ kanadı var Young Boys'un bildiğimiz gibi bek Sutter,açık Degen..
Degen'in golü vardı 83'de Sutter golünü atarak durumu 2-2'ye getirdi

Bu dakikadan sonra sahneye Young Boys'un 90 doğumlu yeni Doumbia'sı çıktı.
86 ve 87'de ard arda 2 gol atarak durumu 4-2'ye getirdi.Ve Young Boys puanını 9'a çıkardı.
O dakikalarda Odense 90+2'de beraberliği yakalayarak Young Boys'un gruptan çıkmasını garantileyen puanı aldı.

Resim www.bscyb.ch'dan alınmıştır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...