11 Ekim 2009 Pazar
İşi Baştan Sıkı Tutmak...
Millet olarak beceremediğimiz bir şeydir. Tabii ki bu, futbolumuza da yansımış durumda. Hiç bir elemeleri rahat geçirdiğimizi hatırlamıyorum. Katıldıklarımıza da son düzlükte yaptığımız çıkışlarla katıldık. Arada sadece Euro 2008, bir istisna olarak duruyor. Ama onda da işi ortalarda bozup, sonlarda toparladık.
Bu elemeleri de aslında Bosna'yla berabere kaldığımızda değil, Belçika ve Estonya'yla berabere kaldığımızda kaybettik. Euro 2008'den aldığımız gazla, elemelere hiç hazırlık yapmadan girdik. Euro 2008'deki kadronun üstüne birkaç ufak ekleme yaparak, elemeleri götürebileceğimizi sandık. Ve bir kez daha yanıldık. Çünkü Euro 2008'de de takımın doğru düzgün bir sistemi yoktu. Yıldız oyuncularımızın bireysel becerileriyle bir yere gelmiştik. Eh, o da zaten ancak turnuva finallerinde, tek maçlık elemelerde işe yarar. Grup elemelerinde pek bir şey değiştirmediğini gördük. Sistem, düzen olmadan nereye kadar gidilebileceğine şahit olduk. Şansın da bir sınırının olduğunu anladık.
Şimdi, takıma sistem oturtacak bir teknik direktöre ihtiyacımız var. İşi baştan sıkı tutacak, futbolcuları her maça en iyi şekilde hazırlayacak bir teknik direktöre ihtiyacımız var. Durumumuz kötü olsa bile güvenebileceğimiz bir teknik direktöre ihtiyacımız var.
Kısacası; artık maç kazandıracak değil, futbol kazandıracak bir teknik direktöre ihtiyacımız var.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Yazık oldu göz göre göre..
Yorum Gönder