28 Ağustos 2009 Cuma

UEFA Avrupa Ligi - Fikstür Çekimi


Şampiyonlar Ligi'nden sonra, bugün de Avrupa Ligi'nin grup kuraları çekildi. Ama ben yine kuradan çok fikstürü değerlendireceğim.

Öncelikle maç saatlerinden bahsedeceğim. UEFA'nın bu yeni formata geçerken, yayınları Şampiyonlar Ligi'ndeki gibi her ülkede tek bir yayıncıya verdiğini bu postta söylemiştim. Ve bu konuda düşündüğüm bir şey vardı. Maç saatlerini, eski UEFA Kupası'ndaki gibi rastgele değil de; Şampiyonlar Ligi'ndeki gibi standart yapacaklarını tahmin ediyordum. Aynı zamanda Şampiyonlar Ligi'nin haftada iki gece olması gibi, Avrupa Ligi için de perşembe gününün ikiye bölüneceğini düşünmüştüm. UEFA, iki konuda da haklı çıkardı beni. Yeni formatla birlikte grup maçları, her perşembe TSİ 20.00 ve 22.05 olmak üzere iki farklı saatte oynanacak. Ve UEFA, ratingleri yüksek tutmak için, aynı ülkenin takımlarını bu iki saate eşit bir şekilde dağıttı. Yani bizim gibi ülkelerin, iki takımının maçı çakışmayacak. Böylece iki takımımızın da tüm maçları, Kanal D'den yayınlanmış olacak.

Şimdi gelelim fikstüre. Galatasaray, en önemli maçını ilk maç gününde oynayacak. 17 Eylül'de Atina deplasmanı var. Bu maçın Ali Sami Yen'deki rövanşı 3 Aralık'ta. Galatasaray için fikstürün en ilgin sonucu ise; son maçın Sturm Graz'la olması. Tıpkı 9 yıl önce Şampiyonlar Ligi grubundaki gibi...

Fenerbahçe ise Kadıköy'de Twente'ye karşı başlayacak gruba. Rövanşı, 2 Aralık'ta bu maçın. Fenerbahçe, gruptaki en büyük rakibi Steaua Bükreş'le ise; 22 Ekim'de deplasmanda, 5 Kasım'da içeride oynayacak.

Fikstürün iki takım için de en enteresan sonucu ise; Bükreş takımlarıyla aynı günlerde oynanılacak olması.

İki Takımın Gruptaki Fikstürü

17 Eylül Perşembe
20.00: Panathinaikos-Galatasaray
22.05: Fenerbahçe-Twente
1 Ekim Perşembe
20.00: Sheriff-Fenerbahçe
22.05: Galatasaray-Sturm Graz
22 Ekim Perşembe
20.00: Steaua Bükreş-Fenerbahçe
22.05: Galatasaray-Dinamo Bükreş
5 Kasım Perşembe
20.00: Dinamo Bükreş-Galatasaray
22.05: Fenerbahçe-Steaua Bükreş
2 Aralık Çarşamba
20.00: Twente-Fenerbahçe
3 Aralık Perşembe
22.05: Galatasaray-Panathinaikos
16 Aralık Çarşamba
20.00: Sturm Graz-Galatasaray
17 Aralık Perşembe
22.05: Fenerbahçe-Sheriff

27 Ağustos 2009 Perşembe

Beşiktaş'ın Fikstür Şansı


Beşiktaş, 4. torbadan Wolfsburg'u çekmek gibi bir şanssızlık yaşasa da güzel bir fikstür çekti. Öncelikle ilk maçta İnönü'de Manchester'ı ağırlayacaklar. Grubun favorisiyle oynamak için en güzel iki zamandan biri. Çünkü Manchester, grupta henüz ilk maçını oynadığı ve deplasmanda olduğu için, çok ofansif oynamayacaktır. Onlar için gruba deplasmanda beraberlikle başlamak da fena sayılmaz. Bu nedenle Beşiktaş, bu fırsatı değerlendirerek; -tıpkı iki yıl önce Fenerbahçe'nin yaptığı gibi- gruba bir sürprizle başlayabilir.

Ayrıca gruptaki iki rakibinden CSKA'yla da son maçta ve kendi sahasında oynaması, Beşiktaş'ın bir başka avantajı. Bence bu maç, gruptan çıkacak ikinci takımı ya da -kötü ihtimalle- Avrupa Ligi'ne kalacak takımı belirleyecek.

3. ve 4. maç günlerinde karşılaşılacak Wolfsburg'la ise ilk maçın deplasmanda olması, ufak bir avantaj. Beşiktaş, ilk 3 maçından 5 puan, ya da 3 beraberlik alırsa; gruptan çıkmak için çok önemli bir avantaj yakalamış olur. Gruptan çıkma formülünün ise; Manchester'dan 1 ya da 3 puan, CSKA-Wolfsburg ikilisindense toplam 7 ya da 8 puan olduğunu düşünüyorum.

Dipnot: Şampiyonlar Ligi'nde 4 adet fikstür şekli vardır ve takımlar, bu 4 şekilden bir tanesini çekerler. Beşiktaş'ın çektiği bu şekille ise, daha önce Galatasaray ve Fenerbahçe birer kez gruptan çıkmış; Beşiktaş da bir kez 3. olmuştu.

Beşiktaş'ın Fikstürü

15 Eylül (Salı) : Beşiktaş-M.United
30 Eylül (Çrş) : CSKA-Beşiktaş
21 Ekim (Çrş) : Wolfsburg-Beşiktaş
3 Kasım (Salı) : Beşiktaş-Wolfsburg
25 Kasım (Çrş): M.United-Beşiktaş
8 Aralık (Salı) : Beşiktaş-CSKA

Yapacak Şeyler


"Ben, teknik direktörlüğümdeki ilk senemde tüm kupaları kazansam; ikinci senemde işi bırakırdım. Çünkü yapacak bir şey kalmıyor. Ama Pep, başarıya aç biri. Bu yüzden hep daha fazlasını istiyor."

Zlatan, Eurosport'a verdiği röportajında, Guardiola hakkında konuşurken...

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Kimlerdensin?


Uzun zamandır transfer gündemini meşgul ediyor, Tuncay Şanlı'nın transfer meselesi. "Middlesbrough'da mı kalacak? Fenerbahçe'ye mi dönecek? Kiralık mı gelecek? Köln'e mi gidiyor? Aston Villa mı alacak? Liverpool mu devreye giriyor?" sorularını, aylardır dinleyip duruyoruz. Tuncay mı çok kararsız, alıcılar mı Middlesbrough'nun istediği parayı ver(e)miyor, bilemiyoruz. Ama tek bildiğimiz, Tuncay'ın elini çabuk tutması gerektiği. Aksi durumda, İngiltere'nin alt bir liginde geçirecek sezonu. Ki bunu da kimsenin istediğini sanmıyorum.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

4/6

Barcelona fırtınası, esmeye devam ediyor. Kral Kupası, lig ve Şampiyonlar Ligi şampiyonluklarının ardından, şimdi de İspanya Süper Kupası'nı kazandılar. İlk maçta deplasmanda 2-1 yendikleri Bilbao'yu, kendi sahalarında da 3-0 yenerek kupaya sahip oldular. Yani bu yıl kazanabilecekleri 6 kupanın 4'ünü kazanmış oldular.

Cuma günü Shakhtar'a karşı, UEFA Süper Kupası maçına çıkacaklar. Maç, 21.45'te Star'dan yayınlanacak. Yılın son kupasıysa aralıkta. Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki FIFA Kulüpler Dünya Kupası'na katılıp, kalan son kupalarını da kazanmaya çalışacaklar.

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Sinyal Yok


Avrupa'nın sayılı liglerinden biri olan İtalya Ligi Serie A'da, 2009-2010 sezonu başladı. Bazı önemli oyuncular ayrılsa da yeni yıldızlarla yine rekabetin yüksek olacağı bir lig izleyeceğiz. Pardon, izleyemeyeceğiz! Çünkü NTV'nin kriz önlemi kapsamında yayınlamayı bırakmasının ardından, Türkiye'de yayınları kimse satın almadı! Aslında Fox'ta yayınlanacağı söyleniyordu. Hatta geçen hafta İtalya Süper Kupası da Fox'ta yayınlandı. Ancak ilk günün maçları geride kalırken, Fox'tan ses-seda çıkmıyor. Üstelik web sitelerinde de Serie A ile ilgili en ufak bir ibare yok. Gelecek hafta Milan-Inter ve Roma-Juventus gibi iki büyük maçın oynanacağı ligi, bu sezon izleyemeyecekmişiz gibi gözüküyor. Bir umut, inşallah hafta içi bu iş çözülür de, bahsettiğim maçları izleyebiliriz.

Eh; Fransa, Hollanda, Rusya, Portekiz, İskoçya gibi liglerin yayınlandığı ülkede Serie A'nın yayınlanmaması, gerçekten büyük ayıp olur...

21 Ağustos 2009 Cuma

Alçaktan Uçan Adam


200 Metre Yarı Finali'nde adeta emekleyerek 20.10 yapınca anlamıştım yeni bir rekor geleceğini. Beni yanıltmadı Bolt. 100 Metre'de kendi rekorunu 0.11 saniye geliştirdikten sonra, 200 Metre'de de yine kendi rekorunu 0.11 saniye geliştirdi! Son 10 metrede yine yürüdü. Ama onun da gelecek rekorlar için bir önhazırlık olduğunu düşünüyorum. Neticede yapabileceği en iyi dereceyi şimdi yapsa, daha sonra ne yapacak?

20 Ağustos 2009 Perşembe

Zararına Satışlar...


Kaka, Ronaldo, Benzema ve Raul Albiol transferlerinden sonra, Real Madrid'de kadro daraltma çalışmaları hız kazandı. Önce Cannavaro, -kendi isteğiyle- Juventus'a döndü; ardından Huntelaar 18m € karşılığında Milan'a satıldı. Geçtiğimiz günlerde ise takımın emektar futbolcularından Michel Salgado, Premier Lig ekibi Blackburn'ün yolunu tuttu. Yeni gündem ise; Wesley Sneijder. Hollandalı'nın Inter'e gideceği söyleniyor. Bu dedikoduların doğruluk payı bilinmez, ancak Real Madrid'in ciddi şekilde kabuk değiştirdiğini söyleyebiliriz. Bunun neler doğuracağını, ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Ama takıma ne kadar yıldız alınırsa alınsın, değişmeyen 3 isim var: Kaptanlar Raul ve Casillas ile yeni gözde Ramos. Raul ve Casillas zaten yıllardır bilinen isimler, fakat artık Sergio Ramos'un da Real'in vazgeçilmezlerinden olduğunu düşünüyorum.

Güzel Anılara Dönüş...


Fenerbahçe yarın, İsviçre'nin Sion takımına karşı UEFA Avrupa Ligi play-off maçına çıkacak. Karşılaşma, İsviçre'nin en büyük stadlarından Cenevre Stadı'nda oynanacak. 30.000 kişilik bu stadın, Türk ve Avrupa Futbolu'ndaki yeriyse çok büyük.

Geçen yıl Avusturya ve İsviçre'nin ortaklaşa düzenlediği UEFA Euro 2008 Finalleri'nde A Grubu maçlarına ev sahipliği yapan Cenevre Stadı (İsviçreliler'in kullandığı şekliyle Stade de Genéve), 'Avrupa Şampiyonaları Tarihi'nin en büyük geri dönüşü' olarak adlandırılan Türkiye-Çek Cumhuriyeti (3-2) maçına sahne olmuştu. Hepimizin bildiği gibi; 60. dakikasında 2-0 yenik olduğumuz maçta, bitime 15 dakika kala, skoru 2-1 yapmıştık. Ve bitime 3 dakika kala art arda attığımız 2 golle bir anda öne geçmiştik. Ama belki de en büyük sürprizi, Volkan yaşatmıştı bize. Kayıp zamanda gördüğü kırmızı kartla bizi 10 kişi bırakıp, değişiklik hakkımız kalmadığı için kaleye Tuncay'ın geçmesine neden olmuştu.

O maç, bizim için harika bir anı olsa da; Volkan için çok kötü bir hatıra olarak kaldı. Umarız yarın (gerçi artık 'bugün' desem daha doğru olur) Volkan'ın eski anıları canlanmaz da, Fenerbahçe için sorunsuz bir eleme maçı geride kalmış olur.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Yavaş Koş, Rüzgar Çarpmasın!


Ne denilebilir ki! Usain Bolt, uçuşa devam ediyor. 9.58'lik yeni rekoru, Berlin'deki Dünya Atletizm Şampiyonası 100 Metre Finali'nde kırdı. Eski rekorunu (9.69) tam 0.11 saniye geliştirdi. 0.01 saniyenin bile çok önemli olduğu bu tür sporlarda, 0.11 saniye inanılmaz bir rakam! Günün birinde 9 saniyenin de altına inmesinden korkuyoruz.

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Endonezya Süper Ligi


FIFA.com'da dolaşırken bir şey gözüme çarptı. Bir köşede Endonezya'nın Dünya Sıralaması'ndaki yerinden, oynadığı son maçlardan ve liginin puan durumundan bahsediliyordu. Bu, normal bir olay. FIFA.com'a her girdiğinizde aynı yerde farklı bir federasyonun tanıtımıyla karşılaşırsınız. Ama burada ilginç olan, Endonezya Süper Ligi'ndeki takımlar. 18 takımdan 10'unun adı, "Pers..." diye başlıyor. Kalan 8 takımdan da 5'inin adının ilk harfi, P! Endonezyalılar'ın bu harflere aralarında özel bir ilişki var sanırım...


12 Ağustos 2009 Çarşamba

Gizli Tehlike Ortadan Kalktı!

İspanya maçlarındaki kötü sonuçların ardından gündeme gelmişti. Biz Bosna'yı geçip grubu ikinci bitirsek dahi, en iyi 8 grup ikincisi arasına girmemiz gerekecekti. Ve bu konuda da şansımız pek parlak değildi. Bugün bu durumla ilgili olarak önemli bir gelişme yaşandı. Ukrayna'yı 3'lememizden çok daha önemli bir gelişme...

9. Grup'un son sırasındaki Norveç, puanların birbirine yakın olduğu gruptaki son şansını kullandı. Kendi sahalarında grup ikincisi İskoçya'yı 4 golle geçerek, hem kendilerinin, hem de bizim Güney Afrika'ya gitme umudumuzu arttırdılar.

Eğer grubumuzda kalan 4 maçı da kazanır ve Bosna Hersek'i geçersek; 9. Grup'ta play-off ihtimali olan hiç bir takım, en iyi 8 ikinci arasına girme yarışında bizi geçemeyecek. O grubun ikincisini, en az bir puan farkla geride bırakacağız.

Bu konuyu açmışken statüden de biraz bahsedelim. Dediğim gibi, play off'lara kalabilmek için 9 grup ikincisinden en iyi 8'inin arasına girmek gerekiyor. Ama gruplar arasında takım sayısı eşitsizliği var. 8 grup, 6 takıma sahipken; 9. Grup'ta 5 takım bulunuyor. Bu nedenle ilk 8 grubun ikincilerinin, gruplarını son sırada tamamlayacak takımdan aldıkları puanlar silinecek.

Biz de eğer kalan 4 maçımızı kazanarak puanımızı 20'ye yükseltir ve Bosna'yı geçebilirsek; en iyi grup ikincileri sıralaması için grubumuzu büyük ihtimalle son sırada tamamlayacak olan Ermenistan'dan almış olacağımız 6 puan silinecek. Yani; en iyi ikinciler sıralamasında 14 puanımız olacak. 9. Grup'taysa şu anda ikinciliği paylaşan İskoçya-Makedonya ikilisinden biri, kalan 2 maçını da kazanırsa (bir maçlarını birbirleriyle oynayacaklar); 13 puana ulaşıp, bizim gerimizde kalacak.

Kısacası; Dünya Kupası'na katılma konusunda az olan ihtimalimiz ve şahsen hiç kaybetmediğim inancım, daha da arttı. Mucize'nin 3'te 1'i gerçekleşti. Bosna'yı yenince, 3'te 2'si gerçekleşmiş olacak. Son 3'te 1'lik kısımsa, işin gerçek mucize kısmı...

8 Ağustos 2009 Cumartesi

2009 FA Community Shield

Avrupa'da sezonun ilk önemli resmi maçı. İngiltere Süper Kupası olarak da adlandırabileceğimiz FA Community Shield maçında, Premier Lig şampiyonu Manchester United'la FA Cup şampiyonu Chelsea karşı karşıya geliyor. Yarın TSİ 17.00'de başlayacak maç, Murat Kosova'nın anlatımıyla NTV Spor'dan canlı olarak yayınlanacak. İki takımın Community Shield macerasını anlatan ve menajerlerle yapılan röportajları da içeren özel program ise bu akşam 22.15 ve yarın 16.20'de yine NTV Spor'dan yayınlanacak. Aynı zamanda maçın tekrarı da yarın akşam 21.45'te NTV Spor'da olacak.

Ada'nın iki büyük devi, iki yıl önce de aynı maçta karşı karşıya gelmişlerdi. Normal süresi 1-1 biten maçı Manchester United, 3-0'lık penaltıların ardından 4-1 kazanmıştı.

Not: Maçı Murat Kosova'nın anlatacağı bilgisi için, Sayın Ersin Düzen'e teşekkürler...

7 Ağustos 2009 Cuma

'Süper' Ligimiz Başlıyor

Turkcell Süper Lig, 2 aydan fazla süren bir aranın ardından yeniden başlıyor. Geçen yıl büyük takımların çok puan kaybettiği ve geriden gelen Beşiktaş'ın şampiyon olduğu lig, bu yıl rekabet adına daha fazla şey vadediyor.

Bu sezon özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörleri ve geliştirdikleri kadroları, derbi tarihlerini daha sabırsızca beklememize neden oluyor. Beşiktaş'ın Mustafa Denizli liderliğinde yaptığı transferler ve Trabzonspor'un yeni teknik direktörü Hugo Broos'la birlikte kadrosunu yeniden yapılandırması, rekabetin yine büyük olacağını gösteriyor.

Her zaman olduğu gibi bu sezon da Anadolu takımlarından sürpriz bekliyoruz. Sivasspor'un, takımdan ayrılan oyuncuların yerini tam olarak dolduramaması, 2 yıldır gösterdikleri başarılı performansı sürdüremeyecekleri izlenimini veriyor. Benim bu yıl Anadolu'da sürpriz beklediğim takımlar: Bursa, G.Antep, Kayseri ve Antalya.

Bursa, geçen yıl Ertuğrul Sağlam'ın gelişinden sonra büyük bir değişim yaşadı. Yöneticisinden futbolcusuna; teknik heyetinden taraftarına herkes, başarıya inanıyor.

Antalya'da aynı işi Mehmet Özdilek yaptı. Takım, Şifo'dan sonra çok değişti. Gaziantep'te de José Couceiro, başarının sinyallerini veriyor. Kayserispor'sa 3 yıldır Tolunay Kafkas'la yakaladığı istikrarı sürdürecek gibi gözüküyor.

Yeni çıkan takımlarınsa, -her yıl olduğu gibi- kariyeri takımdan takıma dolaşarak geçmiş futbolcuları almak yerine; daha kaliteli ve faydalı olabilecek oyuncular alması, beni çok şaşırttı. Onlar da çıkar çıkmaz düşen takımlardan olmamaya çalışacağa benziyorlar.

Kısacası; heyecan yeniden başlıyor. Kalitesi her zaman tartışılsa da, bizim ligimiz bu işte. Hepimiz, tuttuğumuz takımın mutlu sona ulaşabilmesi için 9 ay boyunca büyük heyecan yaşayacağız. Umarız rekabetin büyük, hakem hatalarının az olduğu bir lig izleriz.

6 Ağustos 2009 Perşembe

Avrupa Ligi Yayınları



D-Smart aylardır bağırıp duruyor "UEFA Avrupa Ligi, Sadece D-Smart'ta" diye. Herkes de bu kupanın artık açık olarak izlenemeyeceğini düşünüyor. Ama işin aslı öyle değil.

Yaklaşık 1,5 yıl önce UEFA ve Doğan TV, 2009-2012 dönemi Avrupa Ligi (o zamanki adıyla UEFA Kupası) yayın hakkı için anlaştı. Ama bu anlaşma, söylendiği gibi sadece D-Smart'ı kapsamıyor. UEFA, Avrupa Şampiyonası ve Şampiyonlar Ligi gibi Avrupa Ligi'nin de açık kanaldan yayınlanmasını istiyor. Doğan TV ile de bu şekilde anlaştılar.

Bu anlaşma, Star'ın Şampiyonlar Ligi anlaşmasındaki gibi. Yani gruplardan finale kadar Avrupa Ligi'nin her maç gününde bir maç, Kanal D'den 'şifresiz' olarak yayınlanacak. Eğer herhangi bir maç gününde bir Türk takımının maçı olursa; o maç, Kanal D'den açık olarak yayınlanacak.

Bu durumda 'tüm maçların aynı saatte başlayacağını düşünerek' bir değerlendirme yapalım.

-Türkiye'den 4 takım (FB, GS, Sivas, Trabzon) Avrupa Ligi'ne katılırsa;

Gruplarda her maç gününde bir takımımızın maçı, Kanal D'den şifresiz olarak; bir takımımızın maçı, D-Smart'ın yeni kanalı Euro Futbol'dan; bir takımımızın maçı, D-Smart'taki Futbol Smart kanalından; bir takımımızın maçı da D-Smart'taki başka bir kanaldan (büyük ihtimalle D Spor'dan) yayınlanacak.

Eğer eşit bir dağılım yapılırsa; gruplardaki 6 maç gününde bir takımın 2 maçı, diğer takımların birer maçı Kanal D'den yayınlanır.

-Türkiye'den 3 takım Avrupa Ligi'ne katılırsa;
Yine aynı şekilde bir dağılım olur. Tahmimince; 3 takımımızın da gruplardaki 2'şer maçı Kanal D'den şifresiz olarak yayınlanır.

-Türkiye'den 2 takım Avrupa Ligi'ne katılırsa;
Bir takımın maçı Kanal D'den yayınlanırken, diğerinin maçı Euro Futbol'dan yayınlanır. İki takımımızın da 3'er maçı Kanal D'den şifresiz olarak yayınlanır.

-Türkiye'den 1 takım Avurpa Ligi'ne katılırsa;
O takımın taraftarları yaşadı. Temsilcimizin tüm maçları Kanal D'den yayınlanır.

-Türkiye'den hiç bir takım Avrupa Ligi'ne katılamazsa;
D-Smart batar, Türk Futbolunda köklü değişiklikler olur. :)

Uzun lafın kısası; nasıl Star, Şampiyonlar Ligi'ndeki tüm maçları yayınlıyor, D-Smart ise sadece Star'a eşlik ediyorsa; Avrupa Ligi'nde de aynı kombinasyon, Kanal D'yle D-Smart arasında olacak.

Varlık İçinde Yokluk


Yıllardır Avrupa'nın en büyük kulüplerinden biri olarak bilinir Milan. Ne yıldızlar gelip geçti, ne kupalar alındı... Ama Milan, hiç şimdiki kadar pasif olmamıştı. Chelsea'ye giden teknik direktör Ancelotti'nin yerine eski futbolcuları Leonardo'yu getirdiler. Kaka, Maldini (emekli), Shevchenko (kiralıktı), Beckham (kiralıktı) gibi oyuncularla yollar ayrılmasına rağmen yerlerine doğru düzgün transfer yapılmadı. Aksine az kalsın Pirlo da Chelsea'ye gidiyordu! En çok da Kaka karşılığında Real'den alınan 65m €'nun ne yapıldığı merak ediliyordu. Sonunda ayıp olmasın diye Real'in kurtulmak için uğraştığı Huntelaar'ı 15m €'ya aldılar. Ancak kalan 50m € halen duruyor. Merak ediyorum, acaba Milan gibi büyük bir kulübün o kadar borcu mu vardı da transfer yapmak istemiyorlardı? Denklerinin hiç düşünmeden onlarca, hatta yüzlerce milyon €'yu transfere harcadığı dönemde, Milan'ın bu kadar acizce davranması, taraftarların da tepesini bayağı attırdı. Inter'in Zlatan'ı satmasıyla yaşadığı kan kaybını değerlendirmemek için uğraşıyor herhalde Milan! Öyle ya da böyle, bu yıl Serie A'da Juve'nin yılı olacakmış gibi gözüküyor. Milan ise Şampiyonlar Ligi gruplarında 3. olup Avrupa Ligi'ne kalmaya uğraşacak gibi...

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Barça'nın Font Rezaleti!


Son zamanlarda özellikle Galatasaraylılar, forma fontu konusunda oldukça dertliler. Son 2 yıldaki font rezilliklerini göz önünde bulundurursak, haklılık payı oldukça yüksek. Sarı-kırmızı parçalının ve kırmızının üstüne siyah; turuncunun üstüne kırmızı font koyma fantezileri, insanların canını çok sıktı. Üstelik bu fontların parlak ve buruşuk oluşu, işin tadını iyice kaçırdı.

Hâl böyleyken aklıma 2 yıl önce yaşanan bir olay geldi. Avrupa'nın ve Dünya'nın en iyi takımlarından Barcelona, üstelik en iyi dönemlerinden birinde öyle font seçimleri yaptı ki; Galatasaray'ınkiler, onların yanında hafif kalıyor.

2006-2007 sezonunda Barcelona, font konusunda standart bir seçim yapmıştı. Tüm formalarda sarı isim ve numara fontları olacaktı. Bu, bordo-lacivert iç saha forması, siyah ve mavi kaleci formalarında hiç sorun değildi. Ama takımın deplasman formasının turuncu olması ve onda da sarı fontların kullanılması, göze pek hoş gelmiyordu.


Turuncu forma üstünde sarı font, bir nebze olsun anlaşılabiliyordu. Ama asıl skandal, bir mecburiyette patlak verdi! Barça, Şampiyonlar Ligi 2. turunda Liverpool'la eşleşmişti. Nou Camp'taki maçta sorun yoktu, zaten iç saha formalarını giyiyorlardı. Ama Anfield'daki maçta, iki formayı da giyemiyorlardı. Çünkü Liverpool'un forması kırmızıydı. Bu yüzden Barça, bordo-lacivert formayı da, turuncu formayı da kırmızıya yakın oldukları için giyemiyordu. Bu durumda çözümü bir önceki seride buldular. Önceki sezonunun sarı formasıyla bu sorunu hallediyorlardı. İşte skandalın patlak verdiği yer de burası. Barça o sezon sadece sarı font yapmıştı. Bu nedenle sarı formanın üstüne de sarı font basmak zorunda kaldılar! Ve işte aşağıdaki görüntü ortaya çıktı.


Barcelona'nın o maçta Liverpool'a elenmesi, belki de sezon boyunca aynı skandalın tekrar tekrar yaşanmasına engel olmuştu. Tabi Barça yönetiminin de aynı hatayı bir daha yapmaması, bu işten ders çıkardıklarını göstermiş oldu.

Not: Turuncu ve sarı formalarda aynı renk fontlar kullanıldı. Resimlerde farklı görünmesinin sebebi; ışığın geliş yönünün farklı olmasından kaynaklanan parlaklık.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...