16 Haziran 2010 Çarşamba
Günah Keçisi Kontenjanı: Ömer Üründül
Ülkede her daim ve her konuda mutlaka bir günah keçisi kontenjanı oluyor. Önce Ahmet'e sallanıyor bu kontenjandan, o gittikten sonra Mehmet'e, o gittikten sonra da bir başka kişiye. Ama bu kontenjan asla boş kalmıyor.
Nitekim Dünya Kupası'nın oynandığı bu günlerde de, Ömer Üründül bu kontenjandan sıralamaya girdi. Forumlarda mı dersin, sözlüklerde mi dersin, yazılı medyada mı dersin, her yerde eleştiriler ardı ardına sıralanıyor. Hepsinin de anateması aynı, "düz yorumcu". Yani nedir düz yorumcu, yorumları belli bir algıya hitap edebilen, vasatı aşamayan, yorumları kimsenin ufkunu açmayan, herkesin gördüğünü gören, herkesin söylediğini söyleyen yorumcu türü. Yaptığı bazı klişeleşmiş yorumlar da geyik malzemesi olarak kullanılır ayrıca.
Hal böyleyken, şikayet edilen konu "klişe" oluyorken, Ömer Üründül'ü eleştiren her cümlenin birbirinin aynısı olması ironidir belki de. Bu insanlar, eleştirilerinde aynı klişeleri tekrar tekrar kullanırken, gidip bir insana "sen düz yorumcusun, çok klişe konuşuyorsun" demekte bir terslik görmezler. Halbuki bu olaya diğerlerinden farklı bir eleştiri getirememişken, gidip bu insanın yorumlarının tekdüzeliğini vurgulamanın bir anlamı yoktur. 100 kere yapılmış espri 101. defa yapılırken klişe olduğu düşünülmez, sırf popülerlik sebebiyle herkesin yaptığı eleştiriyi tekrar yapmanın da klişe olduğu düşünülmez, ama Ömer Üründül'ün yaptığı klişe yorumlardan rahatsız olur bu insanlar.
Eğer durumdan rahatsız olanlar varsa ve amaç bu durumun değişmesini sağlamaksa, gidip TRT'ye bu rahatsızlık iletilebilir, çünkü muhattap TRT'dir. Mail yazılır, telefon açılır, mektup atılır, bir şekilde iletişim kurulur. Veya medya gücü varsa bir kamuoyu oluşturulur bunun için. Ama gördüğümüz tek şey insanların çıkıp, "bak ben de eleştiriyorum, ben de futboldan anlıyorum, Ömer Üründül anlamıyor ama ben anlıyorum, hatta espri bile yapabiliyorum" demesi ve eleştiri yaptığını iddia etmesidir. Eleştirmek başka birşeydir, insanları günah keçisi ilan etmek başka birşeydir. Bu olayın da tek bir sebebi vardır, iyi veya kötü anlamda popüler olmuş birisininin üzerinden prim yapmak. Bunun en basit örneği Sabri Sarıoğlu'dur, nitekim futboluyla alakalı veya alakasız üzerinden sürekli espri yapmaya çalışılır.
Demem o ki, acı bir şekilde Ömer Üründül'ün kişiliği, beyefendiliği, bilgisi, tecrübesi veya yorumculuğu şu an için 2.planda kalmıştır. Asıl öne çıkan Ömer Üründül'ün yorumculuğunu eleştirmektir. Ve Ömer Üründül de "minimum klişe popülaritesi" seviyesini aşarak, Sabri Sarıoğlu'nun önünde günan keçisi sıralamasında 1.liğe yerleşmiştir. Herkese hayırlı ve uğurlu olsun.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder